ON ALTI yaşındaki liseli bir genç aktif siyaset yapıyor ve bir konuşmasında devlet başkanına hakaret ediyor.Mahkemeye çıkartılıyor, tutuklanıyor…
Birileri bunu protesto ediyor, 16 yaşındaki bir öğrenci tutuklanamaz diye bağırıyor.
Başkalarının fikir ve görüşlerine karışmam ama lise çocuklarının siyasete karışıp cumhurbaşkanına hakaret etmesini hiç mi hiç doğruve ahlakîbulmam. Her şeyin bir haddi hududu vardır, Türkiyedekiyıkıcı ve olumsuz siyasî kavgaların içine okul gençliğini sokmamak gerekir.
Şu anda bazı liselerde (hepsinde değil) öğrencileri kışkırtmak için sinsi ve hummalı bir faaliyetvar. Önümüzdeki baharda yüz binlerce liseli genci, onların yanında yine yüz binlerce üniversiteliyi sokağa dökmek istiyorlar. Eski Gezinin yüz mislini sahneye koyma hazırlığı içindeler.Gençliği alet ederek sivil darbe yapmak istiyorlar.
27 Mayıs 1960 askerî darbesinden önce de böyle yapmışlardı.Darbe başarılı olduktan sonra bir İstanbul gazetesinde şu manşet yayınlanmıştı: “Düşük iktidar (Adnan Menderesin Demokrat Parti iktidarını kasd ediyor) öldürdüğü üniversiteli gençlerin cesetlerinifabrikalarda gübre yaptırmış!..”
Seçimle gelmiş iktidarı her ne bahasına olursa olsun devirmek isteyen çılgın muhalifler yeni Deniz Gezmiş’leryetiştirmek istiyor.
Liseler ve üniversiteler ilim, irfan, tahsil mekanlarıdır ve buralara kesinlikle siyaset sokulmamalıdır.
Türkiyede serbest seçimler yapılıyor, muhalefethalkıikna edebilirse ilk seçimde iktidarı yıkabilir.Yıkamıyorsa, suçu iktidarda aramasın aynaya baksın.
Bendeniz de muhalifim amaelimden geldiği kadar âdil, insaflı olmak isterim.Devleti çökertmek, ülkeyi batırmak, halkı birbirine düşürmekten çekinmeyenbir muhalefete elbette karşıyım.
Geziciler ne kadar yalancı… Gezi hadiseleri bir sivil darbe teşebbüsü değil de, ağaçların kesilmesini protestodan ibaretmiş… Öyleyse CHP’nin Yalovada kestirdiği o canım ağaçları niçin protesto etmediler?
(Tutuklanan liseli genç serbest bırakıldı. Geziciler onu tutuklayan hakime ver yansın saldırıyor… Delikanlının resimleri yayınlandı gazetelerde, tv’ler ondan bahs etti. Ucuz ve genç bir kahraman türetmek istiyorlar…)
• (İkinci yazı)
İnsanın Birinci Vazifesi Nedir?

İNSAN için en önemli mesele/konu varlığının sebebini ve hikmetini öğrenmek ve bilmektir? Ben kimim? Var oluşumun sebebi nedir?.. Bu soruların en doğru cevabını Peygamberler(aliyhüsselam) ve hassaten âhir zaman nebisi Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellemEfendimiz bildirmiştir. Bu bilginin özeti şudur:
Ey insan, sen yaratılmışsın ve senin bir Yaratıcın vardır. O Yaratıcı seni,Kendisine kulluk, ibadetve itaat etmen için yarattı. Kendisini tanıman ve emirlerine uyman için Peygamberler, Kitaplar,Şeriatlargönderdi. Dünya hayatı bir sınavdır.
Sen dünya hayatına doğmadan önce, Yaratıcın ile ezelde ElestBezmi’ndebir ahd ü misak yapmıştın.Bunu unutma, Peygamberine iman ve itaat et, gösterdiği İslam ve Tevhid yolundan git.
Ve ey âhir zaman Ümmeti olan Müslümanlar!.. Muhammed aleyhissalatüvesselamıngetirdiğiKur’anın hükümlerinesımsıkı yapışın,kulluk vazifelerinizi dosdoğru yapın,sakın ahd ü misakınızdan gafil olmayın.
Hz. ÂdemdenHz. Muhammed Mustafaya kadar bütün Peygamberlerin tebliğatındaâhiret inancı vardır. Bu inanç, hak din İslamın temellerindendir. Varlık ölümle bitmiyor, ondan sonra berzah kabir alemi var, sonra Kıyamet kopacak, insanlar yeniden diriltilecek ve Mahkeme-i Kübrada hesaba çekilecektir. İman edenler, iyiler Cennete konulacak, kafirler müşrikler Cehenneme atılacaktır.
Peygamberleri dinlemeyen, onlara,ilahî kitaplara uymayan, şirke ve küfre düşenler için ebedî idam vefelaket vardır.
En büyük vazifemiz önce kendimizi, sonra çoluk çocuğumuzu ve bütün insanları bu ebedî idam ve felaketten korumaktır.
Şer güçleri, Tağutlar, Deccallar, kezzablar, Süfyanîler halkımızı ve bilhassa gençliği imansız kılmak için var güçleriyle çalışıyor, menfi propaganda yapıyor.
Biz mü’minler de onlara karşı var gücümüzle,olanca gayretimizle iman için, Kur’an için, İslam için, insanların ebedî saadetleri için, nasıl çalışmak gerekiyorsa öyleçalışmalıyız.
Bu birinci, asıl, temel vazife ve hizmeti bırakıp da günlük dedikodularla, siyaset entrikalarıyla, magazin haberleriyle meşgul olmak hiçbir sağduyulu mü’mine yakışmaz.
Her şuurlu Müslüman, iman ve Kur’an hizmetlerinin gönüllü ve ihlaslı askeri/mücahidi olmakla yükümlüdür.
Söylemeye hacet yoktur ki, askerler kendi kafalarına göre hizmet edemez. Ümmet içindehizmet büyükleri vardır. Onların emrinde, onlara itaat ederek hizmet edilmesi gerekir.
Hizmet ordusunun başkumandanı, Resul-i Kibriya aleyhi ekmelüttahaya efendimizdir. Sonra onun Ashab-ı Güzini, Ehl-i Beyti, daha sonra Tâbiîn, Tebe-i Tâbiîn… Bu üç kuşaktan sonra her asırda gelip geçmiş müceddidler, din imamları,rabbanî ve râsih ulema ve fukaha… Meşayih-i kiram…
Bu nurlu zatlara baktığımızzaman, onların hepsinde şu hasletleri görürüz:
1.İtikatları sahihtir… 2. Beş vakit namaz kılarlar… 3. Yüksek ahlak ve karakter sahibidirler… 4. Bazıları ticaret yapıp zengin olsalar bile hepsi âhirete dönüktür… 5. Hepsinde Ümmet şuuru vardır… 6. Hepsi din, iman, Kur’an, İslam, Şeriat hizmetlerini Allah rızası için muhlisenlillah yapar, bunları paraya dünyaya alet etmez, ücretlerini Allahtan bekler ve ister… 7. Hepsi de mürüvvetli kimselerdir…8. Bu hizmetkarlar Rahmanın velileridir…
Bu büyüklerden birkaç isim sayayım: Seyyid AbdülkadirGeylanî… SeyyidAhmed er-Rufaî…İmamı Rabbanî… Hüccetülislam İmamı Gazalî… Şah Nakşibend…AhmedYesevî… Hasan eş-Şâzelî…HasanHarakanî…İmamı Birgivî…
Bunların hizmet ekolleri ve metotları vardır ama usulde, temelde, esasta hepsi birdir.
Mü’minler ve Müslümanlar kendi kafalarıyla,re’y ve hevalarıyla hizmet hevesini bırakıp bu büyüklerin yollarına girmelidir.
Bütün imana hizmet ekollerinin Ümmet çatısı altında birleşmeleri gereklidir.
Ümmetin başında âlim, âbid, râşid, âdil bir İmam bulunması ve herkesin ona biat ve itaat etmesi gereklidir.
Kur’ana ve Sünnete uymayan kötü ve bozuk bir ahlakla iman hizmeti yapılamaz.İman ve Kur’an hizmetkarı olduğunu iddia eden biri gıybet ediyor, yalan söylüyor, iftira atıyor, tecessüs ediyorsao gerçek bir hizmetkar değildir, yalancı bir sahtekardır.
Şeriat ahkamından kıl kadar ayrılan kimse gerçek hizmetkar olamaz.
Evet, hem kendi imanlarımızı korumak, hem de halkın imanını kurtarmak için rabbanî büyüklerin hizmet dairelerine girip, ilmimiz ve imkanımız ne kadarsacanla başla hizmet etmemiz gerekir. İşte enbüyük, en kârlı ticaret budur.
• (Üçüncü yazı)
Müslüman Gence On soru

1.MEB’inOsmanlıca kursuna yazıldınız mı?
2.Bir liralık o berbat tükenmez kaleminizi atıp hiç olmazsa on-yirmi liralık bir dolmakalem aldınız mı?(Pahalı cep telefonunuzu ince yağla yağlayın da paslanmasın!)
3.Namaz takkeniz cebinizde mi?
4.Allahın on dört sıfatını ezberlediniz mi?
5.Şeyh Esad Efendinin Ateş redifli gazeliniokudunuz mu?
6.Şaire Nigar hanımın“Feryad ki, feryadına imdat edecek yok…” mısraıyla başlayan şiirini okudunuz mu?
7.Ezberinizde kaç adet hikemî beyit var?
8.Cuma namazından sonra zuhr-iâhir namazı kılmak gerektiğini biliyor musunuz?
9. Hiç durmadan dinlenmeden ben benbenben demeye ne zaman son vereceksiniz?
10. Her sabah ve herakşam üçer kere besmele duası okuyor musunuz?
08.01.2015