Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şu şekilde;

 Aziz milletim, değerli vekiller, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Sizlerin vasıtası ile ekranları başında bizleri takip eden vatandaşlarıma selamlarımı gönderiyorum. Şu karşılıksız sevdanız için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Rabbim muhabbetimizi, yol ve dava arkadaşlığımızı daim eylesin.

Dün Cumhuriyetimizin 101. yıl dönümüydü, coşku ile kutladık. Bayram sevincimizi paylaşan herkese buradan teşekkürlerimi iletiyorum. Tüm şehitlerimizi, yiğit gazilerimizi bir kez daha rahmetle, minnetle yad ediyorum.

20 ADET GÖKBEY FARKLI KURUMLARA TESLİM EDİLECEK

Geçen hafta cumhuriyetimizin en önemli kazanımlarından olan TUSAŞ'a yönelik alçakça saldırı oldu. Bu saldırıda şehit olan kardeşlerimize de Allah'tan rahmet diliyorum. Dün TUSAŞ'ı ziyaret ettik, çalışanlarla kucaklaşıp taziye ve geçmiş oldun dileklerimizi ilettik. T625 GÖKBEY'in ilkini törenle Jandarma'ya teslim ettik. Yıl sonu gelmeden 2 adet GÖKBEY daha jandarmaya teslim edilecek. Önümüzdeki 20 adet GÖKBEY daha farklı kurumlara teslim edilecek. TUSAŞ çalışanlarımızı her zamankinden daha azimli gördüm. Özgüvenleri fevkalade yüksekti, gözlerinde adanmışlık duygusu vardı. Hainlere rağmen daha fazla çalışarak şehit arkadaşlarının ruhlarını şad edeceklerine inanıyorum.

"BU CUMHURİYET BELLİ BİR ŞAHSİN, BELLİ BİR KİTLENİN CUMHURİYETİ DEĞİLDİR"

Çatısı altında bulunduğumuz bu aziz Meclis, 23 Nisan 1920’de Ankara’da faliyetlerine başlamış, Kurtuluş Savaşımızı sevk ve idare etmiş, zaferin ardından 29 Ekim 1923’te de Cumhuriyetimizi ilan etmiştir. Cumhuriyet, TBMM çatısı altında milletimizin temsilcilerinin onayıyla, milletimizin ortak kararı olarak vücut bulmuştur.

"BU CUMHURİYET TÜRK'ÜN DE KÜRT'ÜN DE CUMHURİYETİDİR"

Şu noktanın altını çizmek isterim; Cumhuriyet, belli bir şahsın, zumrenin, kitlenin, mezhebin, etnik kökenin cumhuriyeti değildir. Bu cumhuriyet, zenginin olduğu kadar yoksulun da cumhuriyetidir. Ne kadar batılının, güneylinin cumhuriyeti ise o kadar da kuzeylinin, doğulunun cumhuriyetidir. Bu cumhuriyet, Türk’ün de elbette Kürt’ün de cumhuriyetidir.

Bu cumhuriyet, vatan topraklarında yaşayan herkesin cumhuriyetidir. Bu cumhuriyet, hepimizin eseridir. Hepimizin, 85 milyonun tamamının cumhuriyetidir. Ben inanıyorum ki bu topraklar üzerinde yaşayan hiç kimsenin cumhuriyetle, cumhuriyet fikriyle bir sorunu, problemi yoktur.

"CUMHURİYETİMİZ BİRDİR, GÜÇLÜDÜR, AYAKTADIR"

Geçtiğimiz bir asır boyunca yaşadığımız sorunlar, cumhuriyetten değil, cumhuriyet fikrinin arkasına saklanarak onu istismar edenlerden kaynaklanmıştır. Cumhuriyet fikrinin arkasına saklanarak, ayrımcılık yaptılar, ötekileştirdiler. Bu ülkenin huzuruna, birliğine, kardeşliğine en büyük zararı verdiler.

Aziz milletimiz o sınırsız basiretiyle her şeyin farkındadır. Bugün cumhuriyetimiz 85 milyon vatandaşımızın ortak yuvası olarak birdir, bütündür, güçlüdür, dimdik ayaktadır.

“TÜRKİYE CUMHURİYETİ, SIRADAN BİR DEVLET DEĞİLDİR”

Coğrafyamızdaki kaosa bakanlar, korkmuşlar ve cumhuriyetimize ürkek bir kuş muamelesi yapmışlardır. Geçmişin korkuları kapanmaya, kısıtlamaya ve malesef iç düşmanlar üretmeye yol açmıştır. Bu milletin her bir ferdi, özellikle gençlerimiz, yavrularımız şunu çok iyi bilmeli; her zerrelerine kadar idrak etmelidir. Türkiye Cumhuriyeti devleti sıradan bir devlet değildir.

29 Ekim çok önemlidir, yeni bir başlangıçtır. Bu aziz millet bin yıllardır hem tarih sahnesinde varolan hem de tarihin akışına yön veren bir millettir. Şu yeryüzü üzerinde korkuyu korkutan ve korkutacak olan yegane millet, mensubu olduğumuz asil millettir. Bunun en son ve somut örneği, 15 Temmuz şanlı direnişidir.

Bu millet değil kendinin, bütün bu coğrafyanın, ezilenlerin, kimsesizlerin umudu bir millettir. Unutmayın; düşersek, yeniden doğruluruz. Yanarsak, küllerimizden yeniden doğarız."

“AYRIMCILIĞA SON VERDİK”

Belli dönemlerde cumhuriyetin öz evlatları ayrımcılığa maruz kaldılar, ötelendiler. Son bir asırda elbette çok güzel günler de gördük. Ama ondan daha fazla hüzün ve acı gördük. AK Partimizi, 23 yıl evvel 14 Ağustos 2001’de kurarken en büyük hedefimiz devlet ile milleti kucaklaştırmaktı.

Bu ülkede dindarlara ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılıyordu. Ayrımcılığa son verdik. Yoksulun sesi çıkmıyordu, sesi, nefesi olduk. Alevi kardeşlerimizin sorunları vardı, çözmek için samimi adımlar attık. Gayrimüslimlerin sorunları vardı, cesur hamleler yaptık. Önümüze çok engeller çıkardılar. Kitleleri kışkırttılar.

Yaşanan ihmallerden ve acılardan nemalananlar her türlü yolu kullanarak sorunları istismar ettiler. Yılmadık, yıkılmadık, kardeşliği büyütmekten asla vazgeçmedik. Göreve geldiğimizde özellikle doğu ve güneydoğu illerimizde ciddi bir ihmalkarlık söz konusuydu. Doğu, güneydoğu illerimize tarihin en büyük yatırımlarını biz yaptık.

"HAK VE ÖZGÜRLÜKLER KONUSUNDA TARİHİ ADIMLAR ATTIK”

Hak ve özgürlükleri genişletmek konusunda tarihi adımları biz attık. Bunu yaparken dedik ki; terörü ve ürediği bataklığı kurutacağız. Kardeşliği büyüteceğiz. 22 yıl boyunca aynı istikamette yürüdük ve yürüyoruz.

"BU MESELEYİ ÜLKEMİZİN GÜNDEMİNDEN ÇIKARARAK SİYASİ HAYATIMIZI TAÇLANDIRMAK NİYETİNDEYİZ"

Türk ile Kürt’ün kardeşliğini büyütmek için ne yapılması gerekiyorsa, nasıl yapılması gerekiyorsa hemen hepsini yaptık, denedik. Fakat her seferinde karşımıza bir duvar, ihanet çıktı. Sorundan beslenenler, sorunun çözülmesine engel oldular. Terörden beslenenler terörün bitmesini istemediler. Samimiyetimizi yitirmedik. Kardeşlik hukukundan asla ayrılmadık. Allah’ın izniyle Rabbim fırsat verirse bu meseleyi ülkemizin gündeminden çıkararak, 40 yıllık siyasi hayatımızı taçlandırmak nitetindeyiz."

“SAYIN BAHÇELİ’YE ŞÜKRANLARIMI İFADE EDİYORUM”

Türkiye her zamankinden daha güçlüdür. Terör belası başta olmak üzere sorunlarımız çözmek, kardeşliği pekiştirmek için bugün önümüze bir kez daha bulunmaz bir imkan çıkmıştır. Buradan Cumhur İttifakı’ndaki yol arkadaşımız Sayın Devlet Bahçeli’ye tüm MHP camiasına, grubum adına, aziz milletim adına selam ve şükranlarımı tekrar ifade ediyorum.

"TARİHİ FIRSAT PENCERESİ AÇTI"

Vatan sevgisinin, millet sevgisinin, Cumhuriyet aşkının en önemlisi de milliyetçiliğin ne olduğunu ne manaya geldiğini en açık şekilde izah etmiştir. MHP Genel Başkanı’nın son çağrılarını bu çerçevede okuyanlar önümüze açılan tarihi fırsat penceresini görmekte ve heyecanlanmaktadır.

Buna karşılık ülkenin ve milletin ortak çıkarları yerine kendi şahsi gündemlerinin peşinde olanlar her zamanki gibi tutarsızlık ve boş laf bataklığında çırpınmayı sürdürmektedir. Bizim muhatabımız milletimizdir. Milletimizin de Türkiye’nin terör kamburundan kurtulması dünyada ve bölgesinde yaşanan istikrarsızlıklardan uzak kalması noktasında gereken adımların atılması yaklaşımımızı desteklediğini biliyoruz.

"TERÖRLE MÜCADELE KARARLILIKLA SÜRECEK"

Şu hususun altını özellikle çiziyorum; bizim Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki terör örgütüne, Kandil’deki terör baronlarına hiçbir çağrımız yoktur, olamaz da. Israrla bizimle muhatap olmaya çalışma gayretleri, patronlarına kendilerini ispat uğraşından başka bir şey değildir. TUSAŞ’a yapılan alçakça saldırı bir kez daha göstermiştir ki teröristin anlayacağı yegane dil, terörle tavizsiz mücadeledir. Terörle mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.

“SAYIN ÖZGÜR ÖZEL’İ TEBRİK EDİYORUM”

Buradan CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’e de takdirlerimi iletiyorum. AK Parti olarak kurulduğumuz andan itibaren hep söylediğimi ‘Devlet herkesin devleti olmalı, herkesi eşit kucaklamalı’ siyasetimizi 23 yıllık gecikmeyle de açık yüreklilikle dile getirdiği ve kardeşliğe katkı sağladığı için sayın Özel’i tebrik ediyorum. CHP’nin doğru yerde duracağına kardeşliğin safında yer alacağına yürekten inanmak istiyorum.

Kaynak: HABER MERKEZİ