Birinci iddiaya, ikinci savunma olarak derim ki…
Birinci iddiaya, ikinci savunma olarak derim ki…
“Zeka geliştirmek helaldir, satranç zeka geliştirir; öyle ise satranç helaldir.” diye düşünenler, aslında dolaylı olarak her zeka geliştiren uğraşın helal olduğunu ve mutluluk getirdiğini kabul ediyorlar sanki… oysa ki her zeka geliştiren uğraş helal olamaz ve mutluluk getirmez. Bir oyunun veya uğraşın helal olması için zeka geliştirmek gibi iyi bir sonuca bağlamak o eylemi helal kılmaz.
***
Öncelikle zeka gelişiminin nasıl olduğunu tanımlamalıyız. Akıl, sebep sonuç ilişkisi kurmaktır. Zeka seviyesi ise iki nesne ya da olgu arasındaki ilişkiyi doğru ve hızlı olarak bulabilmek ile ölçülür. Doğru ilişkiyi bulmak kadar hızlı bulabilmekte önemlidir. Örneğin, nesneler arasındaki ilişkileri doğru ve herkesin kabul edebileceği şeklide bulmak matematik ile mümkündür. Bulunan ilişkiler matematik dili olan sembollerle ifade edilip ispat edilince herkes sizin doğru bir sonuç bulduğunuzu kabul eder. Kişilere göre bu ilişkiler değişmez. O nedenle matematik evrensel bir bilim dalıdır. Sana göre, bana göre diye bir matematik sonucu yoktur. Satrançta matematik gibidir. Sana göre bana göre diye bir yol yoktur. Karşındaki kişiye yeniliyorsan, rakip daha iyi bir yol bulmuş demektir. Zekayı ispat etmek için çok somut bir yöntemdir.
***
Ancak zekanı ispatlamak için matematik gibi satrançdan başka yollarda vardır. Zekanın gelişmesi sadece bilim ile de olmaz. Zeka tıpkı kas gibidir. Kaslarını kullandıkça gelişir, zeka da kullandıkça gelişir. Sanatla uğraşırken zekan gelişir, futbolla uğraşırken zekan gelişir, matematikle uğraşırken zekan gelişir, ticaret yaparken zekan gelişir, bilgisayar oyunları oynarken zekan gelişir, bilimle uğraşırken zekan gelişir. Kısacası zekanı kullanarak yapmış olduğun her işle zekan gelişir.
***
Tabi yukarıda saydıklarımı okurken, hemen evet bunlar zekayı geliştirir, üstelik bunların hepside helaldir diyebilirsiniz. Ama haram yollarda insanın zekasını geliştirir. Hırsızlık yaparken de insanın zekası gelişir. Bir adam öldürmek için planlar kurarken de zeka gelişir. Terör faliyetleri yapanlarda, zekalarını kullanır ve geliştirirler. Ama bu saydıklarımın hiç biri zeka geliştirdikleri için helal olmaz. Şer işler peşinde koşmak zekayı geliştirir, ama insanı şeytanlaştırır. Zaten bu manada en tehlikeli varlık kötülüğü amaç edinmiş, zekasını kötülük yapmak yönünde kullanan insandır.
***
Bu anlattıklarımdan, bir eylemin zeka geliştiriyor olması yetmez, zekayı geliştiren eylemin konusunun insana faydalı ve zararlı olması da önemli. Hırsızlık, dolandırıcılık eylemleri zekayı geliştirse de, sonuçları insana fayda değil, zarar veriyor. Belki hırsızlık yapan kişiye fayda sağlasa da (dünyada), bütün bireylerinin hırsızlık yaptığı bir toplumda, üretim olmaz. Çünkü insanlar, nasıl olsa malımı başkası çalacak niye çok üreteyim, diyecektir. Yapana fayda sağlasa bile, topluma zararlıdır, dolandırıcılık, hırsızlık. Uzun vaade de hırsızda, üretim olmadığı için çalacak mal bulamaz. Sonuçları dünyada, kendisine de zarar verir.
***
Tüm anlattıklarımdan sonra, bir eylemin hem kişisel faydaları, hem de toplumsal faydaları göz önünde bulundurularak, eylemin yanlış ve doğru olduğuna karar vermelidir. Bir eylemin, zekayı geliştirmesi tek başına o eylemi helal kılmaya yetmez.
***
Satrançla zekasını geliştirmek, her zaman zekasına uygun bir işe ve uğraşa sahip olmayı doğurmadığına göre, insanların iş ve uğraşları ile zekalarını yükseltmeye çalışmak lazımdır. Bir gencin satrançla uğraşarak zeka artırması yerine, kitap okuyarak zekasını geliştirmek daha güzel bir yoldur. Yada usta olabileceği bir marangoz atölyesinde çıraklık yaparak zekasını geliştirmelidir. En azından yaptığı iş için gerekli olandan fazla zekaya sahip olup, mesleğini mutsuz olarak devam ettirmektense mesleğinin gerektiği kadar bir zeka ve bilgi ile hayata devam etmesi, kendisi ile daha barışık olan bir insan olması sonucunu doğurmaz mı? Düşünsenize, dünyanın en iyi satranç ustaları ile boy ölçüşecek bir satranç bilginiz ve zekanız var, ama bir otomobil fabrikasında, sadece üretim bandında giden bir otomobilin kapı kolunun kaynağını yapıyorsunuz. Okuduğunuz kitaplar herhalde, proletarya diktatörlüğü hayalleri kuran kişilerin kitapları olur, gelecek günlerin hayali ile yaşarsınız. Beklenti sadece çektiğiniz acıyı artırır.
***
Fazla zeka, insanın hayattan beklentilerini artırır. Ama çok az kişi beklentilerini hayattan karşılayabilir. Zeka her zaman mutluluk getirmez. İhtiyaç miktarı zeka, mutluluk getirir. Kullanılmayan zeka, insana sıkıntı verir. Aşırı beklentilerle çocuklarını büyüten toplumların çocukları gelecek geldiğinde, büyük bir çoğunluğu beklentilerini karşılayamaz ve mutsuz olur. Bu gün eminim, kırkbeş yaş üstü insanlar üzerinde bir araştırma yapılsa, büyük bir kısmı çocukluklarında ve gençliklerinde kurdukları gelecek hayallerine ulaşamadıklarını görürsünüz. Sadece yüzde onu gençlikteki hayallerine ulaştıklarını söyleyeceklerdir. Sigara bağımlılığı, hayallerini gerçekleştirememiş, orta yaş üzeri insanların genel sorunudur.
***
Sonuç olarak, her zeka geliştiren eylem ileri ki yaşlarda bireye ve topluma faydalı olmayabilir, her zeka geliştiren eylem helal değildir. İnsanı daha mutlu yapacak yollarla zekamızı geliştirmemiz, bireylerin ve toplumların geleceklerinde mutluluk verebilir. En iyi zeka geliştiren yöntem ilimle, bilimle uğraşmaktır, okumaktır. Önemli olan zeki olmak değil, mutlu olmaktır. Mutluluk ise Allah’a tam teslimiyetten geçer. Hesap kitaplı,hesabi teslimiyet olmaz. Hesapsız, plansız, hasbi teslimiyet lazım. Mutluluklar…