Sayın Temel Karamollaoğlu beni şaşırttı
Başkanlık sistemini karşı değiliz diyen, sayın Temel Karamollaoğlu, son açıklamasında parlamenter sisteme geri dönmemiz lazım diyor. Yine aynı açıklamada, başkanlık sistemine de karşı olmadığını da belirtmeyi unutmuyor. Niye? Çünkü kurduğu millet ittifakının diğer ikisi CHP ve İYİ parti parlamenter sisteme geri dönmek istiyor. Bu nedenle başkanlık sistemine taraftar olduğu halde, yine parlamenter sisteme dönelim diyor. CHP ile ittifaka girerek büyük hata yapan, sayın Karamollaoğlu parlamenter sisteme yeşil ışık yakarak, Müslümanların karanlık yıllarının geçtiği, parlamenter sisteme dönmesine kapı aralayarak daha büyük bir hata yapıyor. Geçmiş tarihinde, parlamenter sistemin en çok zararını görmüş bir partinin Genel Başkanının böyle söylemesi beni gerçekten şaşırtıyor. Bu parlamenter sistem kesinlikle Müslümanların aleyhinedir. Bu asla savunulmaması gerek bir sistemdir. Bunun nedenini biraz uzun olarak, tarihi örneklerle açıklayalım.
***
Parlamenter sistemde partiler seçime giriyor. Milletvekilleri seçildikten sonra meclis içinden güven oyu alan hükümet kuruyor. Böylece kimin seçimden sonra nasıl bir koalisyon yapacağı hiç belli değildir. Ayrıca bir partinin genel başkanı en çok oyu aldığı halde, kendi partisindeki milletvekilleri çeşitli usullerle ikna edilerek, başka bir partiye geçebiliyor veya parti kurabiliyor. Oysa ki milletvekili, o meclise partisi olmadan bağımsız olarak giremeyeceği için, partiden aday olmayı istemişti. Ama daha sonra daha iyi bir teklif gelince başka partiye gitmekte bir mahzur görmüyor. Bu aslında bir haksızlık. Bunu önlemek için partisinden istifa edenin milletvekilliği de düşünsün diyenlerde vardı. Ama çözüm bu da değildi.
***
Nitekim yıllar önce 28 şubat döneminde, Yalım Erez’in, Çiller liderliğindeki DYP den kopardığı, yaklaşık kırk milletvekili ile Çiller’in başbakanlığında, Erbakan hoca ile hükümet kurulmasını engellemişti. Onların milletvekili olmasını sağlayan parti liderinin istediği dışında başka bir yöne kaymıştı. Oysaki onlara oy verenler böyle olacağı bilselerdi, Yalım Erez grubunu milletvekili yapmazlardı. Nitekim daha sonra seçim girdiler bir varlık gösteremediler. Kısacası seçimde sağ gösterip, seçim sonrası sol vuran bir durum ortaya çıkabiliyor. Azınlığı yani az sayıda milletvekilini ikna etmek kolay olabiliyor.
***
CHP 7 haziran 2015 seçimlerinden sonra, MHP kabul etse idi, HDP ile koalisyon kuracaktı. Sebepte reel politika bunu gerektiriyor olacaktı. Oysa ki 24 haziran 2018 seçimlerinde aynı CHP, halkın tepkisinden dolayı HDP’yi ittifaka dahil edemedi. Ama seçim sonrası olsa idi, ülke menfaati için yaptım derdi. Yani parlamenter sistemde seçtiğin kişilerin sonradan nasıl bir hükümet kuracağını ve kiminle kuracağını, koalisyonun nasıl bir fikir üzerine ülkeyi yöneteceğini tahmin etmek zor.
***
Müslümanlar için dini özgürlüklerini korumak parlamenter sistem çok zor. Diyeceksiniz ki anayasa var, kanun var, dini özgürlüklere kimse bir şey yapamaz. Ama Türkiye’de anayasa ve kanunlar değişmediği halde 28 şubat döneminden önce başörtüsü ile okuyan bayanlar, yönetimin değişmesi ile birlikte okullarına gidemediler. Bu ülkede her zaman, Anayasa veya kanunlardan çok ülkeyi yönetenlerin özgürlüklere bakış açısı çok önemlidir. Bu zamana kadar dinin özgürlükleri kısıtlama yönünde politika üretmeyi siyaset sanan solcu siyasetçiler, iktidara geldikten sonra dini özgürlükleri kısıtlamak ve halkı kendi dini algısına yaklaştırmak için çaba sarf ediyorlardı. Onları ve onları destekleyen baskı grupları, seçilmiş bir azınlık olan milletvekillerini bir şekil de ikna ederek, kendi siyasetlerine alet edebiliyorlardı.
***
Bu ülke de Müslümanların başına ne geldi ise, parlamenter sistemin içinde geldi. 1995 yıllında başkanlık sistemi olsa idi. Rahmetli Erbakan hocayı, halk doğrudan seçmiş olsa idi. Acaba onun hükümetini yıkabilirler miydi? Yalım Erez gibi biri çıkıp seçilmiş bir liderin alt kadrosundaki milletvekillerini bir şekilde ikna ederek, ben başbakan olacağım diye hareket edebilir miydi? Darbeci Fethullah Gülen, yapamıyorlarsa istifa etsin diye söyleyebilir miydi? Yapılan anlaşma gereği Erbakan hoca istifa edip yerine Tansu Çiller başbakan olacakken; Cumhurbaşkanı Demirel, bir kere bile meydanlara çıkıp halka hitap etmemiş, salon siyasetcisi Yalım Erez’e hükümet kurma görevi verebilir miydi? Erbakan hoca, yüzde ellibir ile iktidar olan bir başkan olsa idi, 28 şubatçı askerler siyasete bulaşabilirler miydi?
***
Parlamenter sistemde gizli kapılar ardında pazarlık yapmak çok kolay, salon siyasetçilerinin siyaset dışındaki baskı gruplarını da yayına alarak, hiç meydanlarda halka hitaben konuşma yapmadan iktidar hayallerine kapılması çok kolay, siyaset dışı baskı grupları ile iktidara gelince de halka hesap verme sorumluluğu da olmuyor. Halka rağmen halk için diyip, dini özgürlükleri kendi dini anlayışına göre dizayn etmeye çalışıyor.
***
Başkanlık sisteminde, iktidar için yüzde ellibir almak zorunda. Halkın seçtiğini de seçimden sonra hiçbir baskı grubu yönlendirmesi ile iktidardan uzaklaştırması mümkün olmuyor. Yani milletvekili transferi ile hükümet devrilemiyor. Halkın seçtiğini, halk indirebiliyor.
***
Sayın Temel Karamollaoğlu, CHP ile ittifak yapmasının bedeli olarak, parlamenter sisteme dönmeye göz kırpıyor. Oysaki CHP yi dışlasalardı, sadece İYİ parti ile ittifak yapsalardı, onlar için daha ilkeli bir duruş olurdu. Erbakan hoca’nın CHP ile ittifak yapmasının altından çok sular aktı. O zamanlar Müslümanlar 28 şubat zulmü görmemişti. O zamanlar, Müslümanlar başörtüsü zulmü görmemişti. 28 şubat sürecinde senin yanında olmamış, başörtüsü zulmünün karşısına dikilmemiş bir CHP ile ittifakı bu gün Erbakan hoca asla savunmazdı. Zor zamanda özgürlükleri savunmayan bir parti ile yan yana olmak, çok doğru bir davranış değil. İyi parti ile ittifakı tabanınıza anlatabilirdiniz ama CHP ile ittifakı anlatamazsınız. Çünkü en fazla sizin partinizin tabanı Sol zihniyetten zarar gördü.
***
Sayın Temel Karamollaoğlu! Başkanlık sisteminin sizce eksik olan yerlerini ve onların çözüm önerilerini kamuoyuna duyurun, onları tartışalım, ama bunca zararını gördükten sonra parlamenter sistemi geri getirmeyi tartışmak hiç de çekici değil. Kimin önce ne yapacağı belli olmayan, parlamenter sistemini karanlık günlerin korkusunu biz müslümanlara yaşatmayın. Lütfen artık şaşırtmayın!