ÇOCUĞA GELECEK HAZIRLAMAK
Yeni eğitim öğretim yılımız halden anladığını umduğumuz bununla birlikte, yapılandırmada kendisinden revizyon beklediğimiz, statüsünde yeni olmasına rağmen görevinde deneyimli sayın bakanımızla birlikte hayırlara vesile olsun…
Okul döneminde yaz tatili dört gözle beklenir. Beklenen tatil bir bakarız bitivermiş. Göz açıp kapayıncaya kadar geçen zaman ne dolu geçer ne de boş. Uygulayamadığımız valiz dolusu planlarımızla sezonu kapatırız.
Eyleme dökemediğimiz planlar yerine, sade bir programla birlikte kendimizi ve çevremizi dinleyip, doğayı keşfetmeye biraz zaman ayırmak nasıl olurdu?
Mesela, eş dost ziyaretiyle hasret gidermek. Doğal a özlemle koşarken kırsala ulaşmak. Çıplak ayakla toprağa basmak. Acıkınca bir elinde ekmek bir elinde tuza bandırılmış mis gibi kokusu kabuğundan taşan domatesi dişlemek. Çayır çimende oturup kuşların cıvıltısıyla, dağ kekiği, nane kokusu eşliğinde, gelinciklerin rüzgâra karşı takındıkları endama ara ara bakmak. Masmavi gökyüzünde beyaz dantelli gelinliğini giymiş bulutların raks edişini seyretmek. Nefes alışını iç çeker gibi ciğerlerinde hissedebildiğine şükretmek. Sağlığa iyiliğe güzelliğe dair ne varsa…
Hamdolsun, şükrolsun!..
Ne mutlu ki ayakkabı giyecek ayağımız, kalem tutacak elimiz, okuyabilecek gözümüz var. Çocuğun bir okulu, okula gönderecek çocuğumuz var. Çocuğumuzun iyi bir eğitim almasını hep isteriz. İsteriz istemesine de peki, çocuğumuzun eğitimi için neler yapabiliyoruz?
Daha iyiye güzele doğru bir planımız hedefimiz çabamız var mı?
Varsa bunlar neler?
İstemek yeterli mi?
Ya da
Sürekli eksiklik ve aksaklıkları arayarak bulduklarımızı tanık göstererek kendimizi dahi mi ilan ediyoruz?
Eğitim öğretim yok benim işim değil, öğretmenin işi deyip sorumluluktan kurtulduğumuza inanmaya mı çalışıyoruz?
Bugünkü yazımız çocuğunuza eğitim konusunda farkındalık oluştursun istedik.
Bu soruların cevabını kendinize verin.
Eğitim ailede, öğretim okuldadır.
‘’İnsan zihni boş bir levhadır.’’ Diyen sosyolog J. Locke’nin söylemine göre öğrenmek birazda ekolojikdir. Çocuk doğduğunda öğrenmeye hazırdır. Nasıl yemek yiyeceğini, yürümeyi, hayatını idame edebilmek için gerekli davranışları çevresinden öğrenir. Öğrenmek için ilk edindiği çevre aile olduğuna göre, ebeveyn aynı zamanda eğitmendir. Çocuğunu eğitir. Eğittiğini düşünmezse bile çocuk gözlemleyerek öğrenir. Anasına ya da babasına çekmiş, dayısına ya da halasına çekmiş ne demek?
Onları modellemiş demek.
Eğitim modelini eleştirdiğimizi çocuğun yanında bağıra bağıra söylenmekle, çokbilmiş anne- baba olduğumuzu mu düşünüyoruz?
Yoksa yeni yetişen nesile ebeveyn olarak az bir zaman ayırıp sonra sabır köprülerini yıkarak birbirlerine;
- Al şu çocuğu başımdan yoksa çıldıracağım, demek mi oluyor sorumluluğu yerine getirmek?
Yok öyle değil işte!..
İki cihan serveri peygamber (sav) bir hadisi şeriflerinde buyuruyorlar ki;
Çocuklarınızı iyi eğitin ki yüce Allah sizleri affetsin. Mekârim-ul ahlak/255
Çocuklara eğitim ve öğretim konusunda ayet ve hadisler ışığında daha mı yardımcı olmalıyız?
Bilmediklerimizi öğrenmeli, çeşitli nedenlerle öğrenemiyorsak bile, bir uzmandan yardım almalıyız. Bu desteği alalım ki çocuğumuzu ve kendimizi fark edelim.
Çocuğa gelecek hazırlamak mı, çocuğu geleceğine hazırlamak mı?..