Çobandaki feraset...
Sosyal medyanın birinci ligi Twitter’da bir mesaj dikkatimi çekmişti.
Sahte din üretmekle vazifeli çağdaş Müseylemetül Kezzab’lardan OdaTv ilahiyatçısı Nazif Ay’la kanka Cemil Kılıç’a ait, daha doğrusu ona verilen cevabî mesajdı dikkatimi asıl çeken.
Nazif Ay kankası “ben yahudiyim” kinayesiyle yahudiliği kutsuyor bu da “ben Kızılbaş bir Âlevîyim” diyor, Muhammedî İslâm’ın Tebliğcisi titrini kullanıyor ilahiyatçılığının yanında ve hattâ bir de “en büyük Kızılbaş Âlevî Hz. Muhammeddir” diyor...
Neyse... Çobana bakalım biz..
Cemil Kılıç kızılbaşı, “MEB yılbaşı öncesi okullara yazı gonderip Hristiyan ritüellerinden kaçının diye ferman buyurmuş! Peki Hristiyanların icat ettiği teknolojik araçlardan da kaçınacak mıyız? Bir ilahiyatçı olarak sormuş olayım...” demiş twitter mesajında.
Rıfat Tutan ( @rifattutan_41 ) adlı genç ise, ”Bende sana bir çoban olarak soruyorum İneğin sütünü içiyorsun yoğurdunu yiyorsun etini yiyorsun, b......kunu (da) yiyor musun?” diyerek cevaplamış onu.
Gerçekten çoban mıdır bilmiyorum ama feraseti çok hoşuma gitti bu gencin. Yüzlerce âlim bu herife uzun uzun cevaplar yazsa bu denli etkili olamazdı ve böyle ezemezdi bu din düşmanı herifi. Keşke bütün ricál-i devlette ve ilim adamlarımızda da olsa böylesi bir feraset... O zaman bunca yıl Deccalî ilke ve inkılâbların peşinde sürüklenmemiş olurduk...
* * *
Çıkarmadıkları fitne yok... Vatan sevdalılarını vatan haini göstermeye, devletin müftüsünü “bizi ölümle tehdit ediyor” diyerek zor duruma düşürmeye kadar ne hinlik ne hainlik varsa yapıyorlar..
Bozuk ilahiyatçılar ve siteleri harıl harıl çalışıyor!.. Şimdi de merhum mehter şairimiz Yahya Kemal’i ve onun samimi bir tövbe yazısı olan “Ezansız Semtler”i doladılar dillerine.. (merhum şairimizin “EZANSIZ SEMTLER” başlıklı yazısının TAM METNİ harbidenhaber.com sitemizde var. Kardeşlerimiz, muhterem okurlarımız oradan okusunlar...)
Neymiş, Sosyal medyada Anadolu Lisesinin birinde hazırlık sınavında sorulan bir sualde, “EZANSIZ SEMTLER”den bir alıntı varmış ve “Türk çocuklarının en güzel rü’yâsı” doğru şıkkı olan o sual neyin nesiymiş, kimler hazırlamışmış...
Yahya Kemal’i bilmiyorlar mı? Çok iyi biliyorlar hem de... Peki tecahül’i arif mi yapıyorlar? Hayır dostlar hayır, hınzırlıklarından soruyorlar.. Aslında “nasıl olur da böyle bir sual sorulur?” demek istiyorlar...
Zira onların korkuları da tam olarak bu... Yani İslâmsız Türklük... Şamanizmde kalmış kimi Türkçü (!), sözde ülkücülerimiz gibi. Ülkücülüğün efsane lideri şehidimiz Muhsin Yazıcıoğlu merhum onlar için “kanında Türklük olsa bile besmelesiz yeyip içtikleri için bozulmuştur” dermiş.. Kendisi de merhum olmuş bir mahpusane arkadaşından duymuştum...
Lâkin bunları tebrik etmek de lazım. Adamlar kime, neye düşmanlık edeceklerini iyi biliyor.
Yahya Kemal’in bu tür yazılarından habersiz o kadar çok mehterle coşan TÜRKÇÜ, ÜLKÜCÜ var ki... Şimdi onlar gerçek Türk olmak için önce gerçek bir Müslüman olmak gerektiği, salt IRK GENLERİNİN YETERLİ OLMADIĞI bilincine erişirlerse ne olacak?
Hayır... Bu yol açılmadan hemen kapatılmalıdır!.. Eğri oturup doğru konuşalım, adamlar tam hin oğlu hin öyle değil mi?