CHP kime çalışıyor?
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Anayasa değişikliği müzakereleri için “Siz bizi Meclis’te görün” dedi ya…
Gördük.
Yumruklar konuştu.
CHP’li Aykut Erdoğdu “Başka çaremiz yoktu” diyerek itirafta bulunmuş.
Buna özrü kabahatinden büyük derler.
Zira fikri olmayanlara yakışır yumruk.
Yumruğa mazeret aramak, fikir olarak da tükenmişliğin itirafıdır.
Ana muhalefetin iflasının ilanıdır.
Beceriksizliğin nişanesidir.
Oysa bir gün önce Başbakan kibarca muhalefet kulisine giderek gerilimi yumuşatmaya çalışmıştı.
Bunlar kibarlıktan, nezaketten, incelikten de anlamıyorlar.
Sözün yumruktan da güçlü olduğunu unutuyorlar.
CHP Grup başkan Vekili Özgür Özel’in kulisteki sohbet sırasında Yıldırım’a yönelik olarak söylediği “Sizin Başbakanlığınızın devamını istiyoruz’ şeklindeki esprili söz her ne kadar, yanında oturduğu Kemal Kılıçdaroğlu’nun başbakanlığından umudu kesmişlik riski taşısa da yumruktan daha etkili değil mi?
Getirilen teklifin Meclis’i güçsüzleştirdiğini öne sürerek sözüm ona Meclis’in itibarını koruyorlar.
Kavgayla mı?
Yumrukla mı?
Küfürle mi?
Bu hareketlerinin Meclis’in de milletvekilinin de itibarını iki paralık hale getirdiğini nasıl düşünemezler?
Meclis başkanlığının milletvekillerine, bir dönem CHP’de de politika yapmış olan “Gül ağacı değilem, her gelene eğilem” adlı şarkısıyla tanınan Necip Mirkelamoğlu’nun “Politikada Nükte” adlı kitabından birer tane hediye etmesi lazım.
Bu kitaba bir göz atsalar, yerinde yapılan bir esprinin, bir nüktenin, saatlerce konuşmaktan, hele Meclis’i boks ringine çevirmekten çok daha etkili olduğunu öğrenirler sanırım.
***
Ne kadar zamandır, önce Başkanlık Sistemi, sonra Cumhurbaşkanlığı Sistemi adıyla bu Anayasa değişikliği tartışılıyor.
“Söyleyecek bir şeyiniz varsa buyurun söyleyin” diye CHP’nin de kapısını çaldılar.
“Siz de bu değişikliğe katkı sağlayın” dediler.
Merhum Necdet Calp’in “Sattırmam da sattırmam” dediği gibi “Yaptırmam da yaptırmam” demek yerine “ şurasına şu ilaveyi de yaparak Meclis’in gücünün azalmasına engel oluruz” diye bir cümlelik, bir kelimelik, hatta bir harflik, bir virgüllük bile olsa bir öneri sundunuz mu?
“Yaptırmam” dedikçe Ak Parti ve MHP kitlesinin daha da kenetlendiğini görmüyor musunuz?
338 ile başlayan Evet oyları giderek artıyor çünkü.
Halkın kavgayı tasvip etmediğini hiç mi anlayamadınız?
Gerilimin tırmandırıldığı her seçimde Ak Parti’nin ekmeğine yağ sürüldüğünü, mağdur durumuna düşen Ak Parti’nin toz duman arasından daha da güçlenerek çıktığını keşfedebilmeniz için kaç yenilgi daha lazım?
Fark etmeseniz de bu gerilim politikanız kararsız durumdaki halkı “Evet”e yaklaştırıyor.
10 Ağustos 2014’te yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde CHP’nin neden kendi adayını çıkarmadığı sorusuna “CHP, Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasını istiyor, o yüzden aday çıkarmadı” yakıştırmasıyla cevap veriliyordu.
Haksız da değillermiş sanki.
Ak Parti, CHP bu canhıraş muhalefeti FETÖ için yapıyor diye boşuna endişeye kapılıyor.
Kimden talimat aldıkları bilinmez ama bu şuursuz muhalefet, bu anlamsız direniş bal gibi Tayyip Erdoğan’a yarıyor.
Gelinen noktaya bakarsanız sanki Ağabey Kılıçdaroğlu CHP’den, kardeş Ak Parti’den, Tayyip Bey’e hizmet için seferber olmuşlar gibi.