Allahı Rabb, Kur’anı Kitab, İslam’ı din ve nizam, Muhammed Mustafa
aleyhissalatü vesselamı Nebi, Şeriatı kanun, Ümmet-i Muhammed’i
Ümmet kabul eden bir mü’min olarak kötü düzen ve sistemden memnun
olmam mümkün değildir.
Hayatın acı realiteleri vardır. Hak, âdil, doğru bir düzen yok.
Kur’an, Peygamber, İslam adalet istiyor. İnsanların güvenlik içinde
yaşamasını istiyor. Din, inanç, inandığı gibi yaşamak hürriyetimiz
var mı? Din, can, mal, ırz, nesep güvenliği ne kadar?
İslam dünyasının durumu niçin bu kadar kötü ve bozuk?
Bundan beş sene önce dört arkadaş bir Haleb seyehati planlamıştık.
Kilis’ten Haleb’e geçecek, bir otomobil kiralayacak ve o şehri ve
etrafını keyfimizce gezecektik. O seyahat bir hayal oldu. Haleb’e
gidemeyiz, gezemeyiz. Nice İslam ülkesi ve şehri için de durum
böyledir.
Avrupalılar, birlik üyesi yirmi küsur ülkede rahatça, emniyet
içinde, sere serpe geziyor da, biz Müslümanlar İslam dünyasında
niçin böyle gezemiyoruz?
Niçin Ciddeye, Mekkeye, Medineye pasaportsuz gidemiyorum?
Bağdad’ta Sünnîler niçin kan kusuyor?
Mısırın halkın oyuyla seçilmiş meşru başkanı niçin hapiste ve niçin
idam cezası aldı?
Amerika BİRLEŞİK devleti var da, niçin İslam BİRLEŞİK devletleri
yok?
İspanyada Gırnata büyük camii Katolik katedrali yapıldı da,
Ayasofya niçin camilikten çıkartıldı.
Katoliklerin papası var da, Müslümanların niçin Halifesi yok?
İslam dini heykele iyi gözle bakmıyor da, ülkem niçin heykellerle
dolu. Sanemler niçin bana kızgın kızgın bakıyor?
Bendeniz, çoğunluğu oluşturan Sünnî kesime mensup olduğum halde,
kendi öz vatanımda niçin bu kadar kayıt altındayım. Benim, ABD’deki
Amish’ler kadar hakkım ve hürriyetim niçin yok?
İslam zinayı suç, günah, ayıp kabul ettiği halde, bugün zina suç
olmaktan çıkmış vaziyette. Niçin niçin?..
Yahudiler cumartesi, Hıristiyanlar Pazar günü tatil yapabildiği
halde, Müslüman çoğunluk niçin Cuma günü tatil yapamıyor?
Müslümanları hangi derin güçler bu kadar böldü, parçaladı,
birbirinden kopuk bin hizbe ve fırkaya ayrıldı, Ümmet birliğini ve
iman kardeşliğini berhava etti?
Türkiye’nin düzeni veya sistemi nasıl bir düzendir ki, Mercedes’i
üreten, bizden daha zengin ve nüfusu bizden daha fazla olan
Almanya’dakinden daha fazla lüks israflı ve pahalı Mercedes vardır
bizde?
Güney Kore bütün dünya pazarlarına vasıflı otomobiller ihraç
ederken, benim ülkemin niçin yüzde yüz yerli ve millî bir otomobil
sanayii yok? Türkiye Başbakanı niçin yüzde yüz yerli ve millî bir
Türk otomobiline binmiyor? Yok ki, binsin! Niçin yok?
Trafikteki keşmekeş… Eğitimdeki gerilik… Adaleti hakim kılamayan
kanunlar ve tüzükler cangılı… Tarımın acınacak hali… Medyadaki
iğrenç müstehcen yayınlar…
Ben, bir Müslüman olarak bu sistemi ve düzeni tutamam, beğenemem,
ondan razı olamam.
Böyle bir sistemi ve düzeni beğenirsem dinim imanım zedelenir,
yapamam bunu…
(İkinci yazı)
Kabahat Müslümanlardadır
BU ülkede siyasetin bu kadar kirlenmesinden öncelikle Sünnî
Müslümanlar sorumlu ve suçludur.
Bizi dinsizler bu hale getirmişmiş, Masonlar bizi yıkmışmış, din
düşmanları şöyle böyle etmişmiş… Bırakın bu sızıltıları ve
şikayetleri yahu.
Şu ülkede Müslümanın Müslümana ettiğini gavur etmez.
Ezanlar okununca, dinsizler bizi zincire mi vuruyor, camiye
gitmemize namaz kılmamıza mani mi oluyor? Niçin kılmıyoruz, niçin
cemaate katılmıyoruz?
Zekatlarımızı Kur’ana, Sünnete, Şeriata, fıkha uygun şekilde
dosdoğru vermemizi onlar mı engelliyor?
Dinsizlerin bizim için kazmış olduğu bütün çukurlara, tuzaklara
düşüyoruz, sonra da şikayet edip duruyoruz.
Firaseti olan Müslüman tuzağa bir kere düşer, sonra tedbir alır bir
dahi düşmez. Biz bin kere düşüyoruz, bin birinci düşmeye dünden
hazırız ve razıyız.
Azılı ve saldırgan bir kafirin kuyuya attığı fitne ve fesat taşını
bin Müslüman çıkartamıyor. Aslında, bir Müslümanın attığı taşı bin
kafirin ve münafığın çıkartamaması gerekmez mi?
Kafirler bizim parçalanmamızı, bölük pörçük olmamızı
istiyorlarmış.
Soruyorum: Allah, Resulü (Salat ve selam olsun ona), Kitabullah,
Din-i Mübin; bizim, taşları demir ve erimiş kurşunla perçinlenmiş
aşılmaz ve yıkılmaz bir duvar gibi olmamızı istiyor. Biz niçin bunu
yerine getirmiyoruz?
Hem, kafirlerin bizi parçalamasına lüzum yok ki. Biz zaten
ahlaksızlığımız, bencilliğimiz, gafletimiz, gevşekliğimiz,
laçkalığımız, holiganlıklarımız ile bu şeytanî parçalanma işini
bizzat yapmakta değil miyiz?
Kafirler bizi mahv ediyormuş. Bırakın şu yalanları, safsataları!..
İçimizdeki şu sahte mücahidler varken kafirlerin bizi yıkmak için
çalışmalarına lüzum bile yoktur. Hani bir ara bu düzen bozuktur
diye avaz avaz haykıran, sonra ellerine fırsat geçince bozuk
dedikleri düzenin haram ve necis rahtlarına aç köpekler gibi
saldıran sahtekarlar…
Sen Kur’anın kesinlikle yapılmasını istediklerini, farz-ı ‘aynları
yapma; kesinlikle uzak durulmasını istediği yasakları, haramları
işle, sonra da kafirler bizi yere serdi de. Bu ne utanmazca
bahanedir.
Kafirler senin alnına tabanca dayayıp ille de iman kardeşinin
gıybetini mi yapacaksın diyor? Sen güle oynaya ölü kardeşinin etini
yiyorsun.
Suçlarımızı, günahlarımızı, hatâlarımızı kabul ve itiraf edip,
kendimizi ıslah etmedikçe bizim için kurtuluş ve haysiyet yoktur.