Bugünkü düzen islamî bir düzen midir? İslamî bir düzen Kur’an, Sünnet, Şeriat, İslam ahlakı hüküm ve kuralları üzerinde yükselir… Bizdeki düzenimiz böyle midir?
Kalbinde iman olan bir kimse, islamî olmayan bozuk bir düzene iyidir diyemez.

Bozuk düzenlerin çok kötüsü, orta kötüsü, az kötüsü olabilir ama asla iyisi, daha iyisi olamaz.

Adı islamî olmakla bir düzen hemen İslam düzeni oluvermez.

Bedevilerden ve ‘ârabîlerden oluşan kadrolarla İslam düzeni ve devleti kurulmaz.

Ulus devlet zihniyetiyle adına bin kere İslam devleti denilse bile yine İslam devleti olmaz.

Adaletin, insafın, güvenliğin, İslam medeniyetinin, yüksek ahlakın olmadığı yerde İslam’ın adı vardır gerçeği yoktur.

Kendilerinde Ümmet şuuru ve taraftarlığı bulunmayan kimseler hiç durmadan İslam diye bağırsalar ne olacak…

Endülüs İslam devleti, yükseliş devrinde Avrupa’nın en medenî devletiydi.

En büyük din, inanç, kimlik, alt-kültür hürriyeti Osmanlı İmparatorluğu’ndaydı.

Kemalist ideoloji ile İslam dini de bağdaşmaz, İslam devleti de.

Bugün bazı İslamcıların Atatürkçülüğü, üzerinde dikkatle durulması gereken bir çelişkidir.

Türkiye’mizde vesayet rejimi tasfiye oluyor ama Kemalist ideoloji aynen yerinde duruyor.

Soruyorum? Bugün dünyanın hangi medenî, hür, çoğulcu ülkesinde resmî ideoloji denilen bir heyula vardır? İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Avusturya, Norveç… Hiçbirinde yoktur.

M. Kemal’in ölümünden sonra ortaya çıkmış Kemalizm ideolojisi devlet ideolojisi olmaktan çıkartılmadıkça Türkiye normalleşemeyecektir.

Kemalizm özelleştirilmeden vesayet rejiminden kurtulmak bir hayaldir.

Kemalizmden kurtulmaları için Müslümanların medenileşmeleri gerekir.

Okullardaki din kültürü dersleriyle Müslümanlar medenî olamaz. Niçin mi?.. Din Kültürü ders kitaplarına bak… Birinci sayfasında Paşanın portresi, onun karşısında Beyannamesi…

Kafası karışık milyonlarca Müslüman’a “İslam devleti nedir?.. İslam devletinin özellikleri nelerdir?.. Resmî ideoloji nedir?.. Ulus devlet nedir?.. Ümmet nedir?.. Hilafet nedir?.. Bozuk düzen nedir?.. İyi ve doğru düzen nedir?..” gibi önemli konular nasıl anlatılıp öğretilecektir?



(İkinci Yazı)

Evliyau’r-Rahman

BÜTÜN evliyau’r-Rahman’ın itikatları sahih, doğru itikattır… Allahü Teala hazretlerini kemal sıfatlarla sıfatlı ve noksan sıfatlardan münezzeh bilmeyen kişilerin içinden bir tek velî çıkmamıştır.

İki türlü velî vardır. Allah’ın velileri… Şeytanın velileri…

Tasavvuf ve tarikatın gerçek velileri Rahman’ın velileridir.

Abdülkadir Geylanî, Ahmed er-Rufaî, Hasan eş-Şazelî, Ahmed el-Bedevî , İmamı Rabbanî ve diğerleri.

Allah’ın velileri Şeriattan kıl kadar ayrılmaz.

Namaz kılmayan kişiden veli olmaz.

Mutezile mezhebine mensup, mücessime, müşebbihe, mürcie, Haricî, Fazlurrahmanî ve sair firak-ı dalleye mensup kişiler içinde bir tek velî yoktur.

Velilerin hepsi ihlaslıdır. Onlar ihlas kahramanlarıdır.

Veliler İman, İslam, Kur’an, Sünnet, Şeriat yolunda muhlisenlillah, mahlukattan ücret almadan ve beklemeden hasbetenlillah hizmet ederler.

Bir kimse, zamanımızda üç hak ibrahimî din vardır, bu üç dinin üçünün de bağlıları doğru yoldadır, hepsi ehl-i necat ve ehl-i Cennettir diyorsa o kişi veli değildir. Çünkü böyle bir inanç Kur’an’a, Sünnete, icmâa kesinlikle aykırıdır. Allah, İslam’ın dışında hiçbir bozuk ve muharref dinden razı olmaz.

Veliler geçici ve aldatıcı dünyayı ve parayı sevmezler.

Veliler ahlak-ı Muhammedî üzeredir.

Veliler Kur’an ve Sünnet yolundadır.

Veliler kerametlerini beyan etmezler, keramet edebiyatı yapmazlar.

Hiçbir veli, velilerin en büyüğü bile Resul-i Kibriya Efendimizin (Salat ve selam olsun ona) ve diğer Peygamberan-ı izam hazeratının derecesine ve rütbesine erişemez.

Hiçbir velî haram yemez.

Hiçbir velî israf etmez.

Hazret-i Mevlana dokuz lokmadan fazla yediği zaman istifra ederdi.

Bir veliye ulaşan ondan hayır dua istesin.

Veliler rablaştırılmaktan hoşlanmaz.

Rahman’ın velilerinin nazarları tesirli ve şifalıdır.

Veliler doğru inançlara ve hükümlere, iyi ve salih amellere, güzel şeylere kılavuzluk yapar.

Fâsık-i mütecâsirler ve mütecahirler, yani büyük günahları açıkça, açıkta, küstahça işleyen kimseler veli değildir.

Veliler nefs derecelerinin üst makamlarına yükselmiştir. Nefs-i emmâre derecesinde olan veli değildir.

Allah dostlarının öğütlerini dinlemek ve tutmak gerekir.

Mürşid-i kâmil olan velilere intisabeden kimseler, verilen hayırlı öğütleri tutarlarsa inşaallah kurtulurlar. Veli kurtarmaz, Allah kurtarır.

Evliyanın büyüklerinden olan Halid-i Bağdadî hazretleri, nice mektubunda selamdan ve hal hatır sormadan sonra muhatabına “Ne olur bu fakirin hüsn-i hâtime ile göçmesi için dua buyurunuz” diye yazmışlardır. Anlayana…

Ben mazanneden filan zata intisab ettim, necat ve felahı, Cenneti garantiledim diyenler gafildir.

İnsan havf ve reca arasında olmalıdır. Havf olmadan sırf reca küfre götürür.

Evliyanın en büyük kerameti, Şeriat-i Garra-i Ahmediye sımsıkı bağlı olmak ve ona hizmet etmektir.

Evliyaurrahmanın duaları üzerimize sâyeban olsun.

Aklı ve vicdanı olan bütün Müslümanlar itikadlarını tashih etsinler, beş vakit namazı dosdoğru kılsınlar, zekatlarını fıkha göre versinler, ihlaslı olsunlar, kuyruklarına dünya kabakları bağlamasınlar, Muhammedî ahlaklı olsunlar, Kur’an Sünnet ve Sevad-ı Âzam yolundan ayrılmasınlar.

Tanışmakla şereflendiğim mazanne-i kiramın nasihatleri bu minvalde idi…