POLİTİKAMIZIN bugünkü kalitesi yeterli midir? Değildir. Siyaset temizlenmedikçe, daha vasıflı hale getirilmedikçe işler düzelmez, Türkiye düzelmez. Bozukluklar artar.
Eğitim sistemimizin, okullarımızın, üniversitelerimizin kalitesi yeterli midir? Millî kültür ve kimliğimize uygun mudur? Türkiye’ye hizmet edecek vasıflı, güçlü nesiller yetiştirmekte midir?
Bizde birinci güç olan medyamızın kalitesi var mıdır, varsa yeterli midir?
Hukukumuz, yargımız kaliteli midir?
İslamî hizmetler ve faaliyetler yeterli ve kaliteli midir?
Sağlık sistemimiz kaliteli midir?
Yediklerimiz, içtiklerimiz, beslenme tarzımız kaliteli midir?
Soluduğumuz hava kaliteli midir?
İçtiğimiz su kaliteli midir?
Türkler, Kürtler, Lâzlar, Çerkesler, Arnavutlar ve diğer unsurlar ne kadar kaliteye sahiptirler?
Trafiğimiz ne kadar kaliteli ve güvenlidir?
Şu İstanbul’un binaları beklenen zelzeleye göre kaliteli midir, değil midir?
Uluslararası temizlik ve şeffaflık notumuz 10 üzerinden kaçtır?
Müslüman Türkiye’de mi daha fazla İslam ahlakı vardır, Hıristiyan Norveç’te mi?
Hayatın da kalitelisi kalitesizi vardır. Bizim hayatlarımızın kalitesi ne kadardır?
Bizde İsveç’te, Avusturya’da, Finlandiya’da olduğu kadar güvenlik var mıdır?
Türkiye huzurlu bir ülke midir, huzursuz bir ülke mi?
Ne kadar mutluyuz… Ne kadar güvendeyiz… Ne kadar huzurluyuz?..
Toplumun temeli olan ailelerimiz ne kadar sağlam ve dengelidir? Aile güçlendiriliyor mu, darbeleniyor mu?
Ticarî ve iktisadî ahlakımız yeterli midir?
Ah ki ah… Kalite meselesi üzerinde pek durmuyoruz, belki de hiç durmuyoruz.
Kalitesizliklere alışmışız gidiyoruz.
Bugünkü kalite notlarımızın bizi, ülkemizi, halkımız, devletimizi ayakta tutmaya yeterli olmadığının farkında değiliz.
Her konuda topyekûn bir ıslah ve daha kaliteli olmak konusunda plan ve programımız yok.
İsviçre ve Norveç’in, Avrupa Birliğine üye olmaksızın dünyanın en zengin, en huzurlu, en az problemli iki ülkesi olduğundan bile çoğumuzun haberi yok.
Güney Kore’nin bizden daha kaliteli olduğunu göremiyoruz bile.
Almanya, Japonya niçin kaliteli ülkeler ve devletler?
Kaliteli insan, kaliteli vatandaş, kaliteli Müslüman ne demektir? Bu konuda ipe sapa gelir bir kompozisyon yazabilir miyiz?
Çoğunluğu oluşturan Müslümanlar daha kaliteli, daha üstün, daha güçlü olmak için neler yapmalıdır?
Kalitesizlik öylesine hakim olmuş ki, sorulması mutlaka gereken en zarurî soruları sormuyoruz.
Güney Kore devlet adamları yüzde yüz yerli ve millî Kore arabalarına biniyor da, bizimkiler niçin yerli arabalara binemiyor?
İstanbul’da Berlin’de, Köln’de, Madrid’te ve diğer medenî şehirlerde bulunduğu kadar park, koru, yeşillik, göl bizde niçin yok?
Japonlar, o çok zor, çok çetrefil, çok karışık yazılarıyla; ilimlerde, teknikte, eğitimde, sanatlarda harikalar meydana getirebildiler de, biz şu çok kolay Latin yazısıyla niçin onlar kadar ilerleyemedik?
Hem çağdaş, hem de Müslüman Feministlerimiz o kadar kalitesiz ki, şu soruyu yüksek sesle soramıyorlar: Devlet TC başlıklı vesikalarla niçin yasal, KDV’li seks köleliği yaptırıyor? Böyle bir şey kadın haklarına ve haysiyetine aykırı değil midir?
Norveç’te kalite var ama meretin dışarıdan ithali mümkün değil. İlle de içeride yerlisini üretmek gerekiyor.
Zaten bir durumdan memnunuz, kalite falan aradığımız yok.
Türkiye’nin, her konuda dünyanın en kaliteli ülkesi olmaması için geçerli bir sebep ve bahane var mıdır?
Dünyanın en güçlü liseleri niçin Türkiye’de değil?
Türkiye’nin uluslararası şeffaflık, temizlik, ahlak, fazilet notu niçin 10 üzerinden 9,5 değil?
Dünyanın en düzgün trafiği niçin bizde değil?
Üniversitelerimiz niçin her yıl birkaç Nobel devşiremiyor?
Türkiye niçin bütün dünyaya, bütün insanlığa; niçin adalet, ilim, irfan, ahlak, hikmet, iyi idare örneği olamıyor?
Maddî planda işin başı ekmek değil mi? Türkiye’nin ekmekleri genelde niçin bu kadar kalitesiz?
Vaktiyle dünyanın altı tahıl ambarından biri olan ülkemiz şimdi niçin yılda üç milyon küsur ton sağlığa zararlı kalitesiz buğday ithal etmektedir?
Gazetelerdeki tartışmalar, tv’lerdeki kavgalar niçin bu kadar bayağı, seviyesiz, kalitesiz?
Bunca mafyalar, çeteler, haşarat, eşkıya niçin tepelenmiyor, topluma niçin nefes aldırılmıyor?
Cuma ikindi vakti, Kumkapı’daki trafik niçin kilitleniyor, o esnada niçin bir tek devlet memuru halka yardımcı olmuyor?
İnsanlarımız genelde niçin bu kadar kötü giyiniyor?
Türkçemiz niçin bu kadar zayıf ve güçsüz hale geldi?
Niçin bu kadar çok haram yeniyor?
Niçin birbirimizi sevmiyoruz da nefret ediyoruz?
Ah kalite!... Ah vasıf!... Ah medeniyet!.. Ah ahlak!.. Ah bilgelik!.. Ah fazilet!... Ah, insanı insan eden meziyetler!...
Ah sevgi ve saygı!.. Ah edeb erkân!.. Ah beyefendilik, ah hanımefendilik!...
Ah gerçek dindarlık!..
(Önemli not: Hasretini çektiğim vasıfların, iyiliklerin, güzelliklerin bendenizde bulunduğunu sanacak kadar kalitesiz bir insan değilim…)