2014 yılının son haftalarında, 2015’in baharında mayısta haziranda
ve devamında önemli ve vahim hadiseler olacağını defalarca
yazmıştım. O zaman birileri bendenizle alay etmiş, bir şeycik
olmaz, abartma, her şey yolunda gidiyor demişlerdi.
Son iki sene içinde, memlekete huzur ve barış gelecek ümidiyle
terör çıbanını içten içe işlemesine, cerahat toplamasına göz
yumuldu. Şimdi çıban patladı.
Vaktiyle, Suriyede iç savaş başlamadan önce biri “Füzeleri
fırlattık mı, üç buçuk saat sonra Şam’dayız” demişti. Zehi
gaflet!
Terör konusunda çok gafil avlanıldı.
En büyük hatâ bu savaşın bitebileceğini sanmaktı.
PKK terörünün bir Kürt hareketi olduğunu sanmak ölümcül bir
hatâdır.
Abdullah Öcalan’ın “Bu savaşı bitirtmezler, bitireni bitirirler”
sözünü levha yapıp asmak gerekir.
PKK terörü işinde öyle muazzam paralar dönmektedir ki, bu savaş
bitmez.
Terör iktisadî bir sektör olmuştur.
Terör mafyalaşmıştır.
Birileri, kendisinden akıl aldıkları, dünyanın en ünlü anti-terör
uzmanının gizli bir Siyonist olduğunu biliyor mu?
Kriptoları bilmeden PKK terörünü anlamanın imkânı yoktur.
Çarpışmalar, çatışmalar, şehitler, cenazeler, uçaklar, Kandiller…
Bunlar terör buzdağının su üzerinde görünen yüzde biridir. Suyun
altındaki yüzde doksan dokuz gizli kısmını bilen var mı?
Birileri yıllardan beri terörden sebepleniyor. Az paralar değil,
milyarlarca dolar.
Acaba bu güne kadar terör konusunda gizli ödenekten ne kadar sarf
edildi?
Bu gidişle, bu kafayla, bu strateji ile bu kör topal demokrasiyle,
bu düzen ve sistemle terör bitmez, bu savaş bitmez. Bitirmek
isteyeni bitirirler.
(İkinci yazı)
ÇİN’DE VE ORTA ASYA’DA MÜSLÜMANLARA YAPILAN ZULÜMLER
Çin hâkimiyetindeki Doğu Türkistan’dan Ramazanda üzücü haberler
gelmişti. Oradaki Uygur Türkü kardeşlerimize zulm ediliyormuş.
Anlatılan zulümlerde abartı var mıdır, bildirilenlerin ne kadarı
doğrudur, ne kadarı yanlıştır? Bu konularda ciddi ve güvenilir
araştırmalar yok. Keşke doğru istihbarat, sağlam bilgiler üzerine
kurulu raporlar hazırlansa da biz de okuyup bilgilensek.
Doğu Türkistan’da Müslümanlara hiç zulm edilmiyor demek yanlış
olur. Zulm, baskı, terör, kan dökme, yıldırma vardır.
Lâkin bâzı sözde bağımsız Orta Asya Cumhuriyetlerinde, Çin’dekinden
çok daha ağır ve fecî baskılar olduğunu hiç unutmamalı ve gözden
kaçırmamalıyız.
Bir cumhuriyette on sekiz yaşından küçük Müslümanların câmilere
gitmesi ve girmesi kanun çıkartılarak yasaklanmış. Korkunç
zulüm.
Timur, Osmanlı ülkesinde çok zulm sergilemişti ama Orta Asya’da
kendi mülkünde ulemâya, şeyhlere, Müslümanlara zulm etmezdi hattâ
bâzısına çok hürmet ederdi.
Çin şu anda ABD’ye kafa tutan bir süper devlet oldu. Onunla baş
etmek çok zor. Yapılan zulümleri doğru şekilde öğrendikten sonra,
en akıllı ve uygun şekilde protesto etmeliyiz. Çin’i protesto
ederken de bazı Orta Asya cumhuriyetlerinde Müslümanlara yapılan
ağır, insanlık dışı, vahşi, gaddar zulümleri unutmamalı, göz ardı
etmemeli ve yine en uygun şekilde onları da protesto etmeliyiz.
Çin, güçlü bir süper devlet ama dünya çapında kınama, kötüleme,
tel’in ve protestolara karşı hassastır. Her devin yumuşak bir
tarafı vardır, vurulacaksa oradan vurulması gerekir.
Çin’deki Müslüman sayısı kesin olarak belli değildir. Resmî
rakamlara göre yirmi milyondur. Rejimi komünist olan bir ülkede
gerçek rakamın düşürülmesini normal karşılamak gerekir. Bendeniz bu
konuda çeşitli kaynaklara dayanarak orada yüz yirmi milyon Müslüman
olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Pekin rejimi Doğu Türkistan’da Uygurlara nisbeten azınlıkta olan
bir kısım Kazakları kullanarak Müslümanları baskı altında
tutmaktadır.
Çin’de çok câmi vardır, lâkin imamları Müslümanlar değil komünist
rejim seçip tâyin etmektedir. Katolik papazlarını da rejim tâyin
ediyor. Katoliklerin bir Papa’sı, bir Vatikan’ı olduğu için onlar
bunu protesto ediyorlar, “Resmî Çin Papazlarını” kabul etmiyorlar.
Müslümanların Halifesi, Hilâfeti olmadığı için dünyadan haberleri
yok.
Tek partili kızıl Çin rejimi Müslümanlıkla baş edebilir mi, başa
çıkabilir mi? Böyle bir şey mümkinattan değildir. Müslümanlar ekin
tarlası gibidir, rüzgârla, fırtınayla eğilir, bükülür, yere
serilmiş görünürler ama sonunda yine doğrulurlar.
Çin’de Müslümanlığı Mao rejimi yok edemedi, bugünkü rejim hiç yok
edemez.
Emperyalist ve kolonyalist süper güçler sonunda yıkılmaya
mahkûmdur. Sovyetler Birliği gibi… İngiliz Sömürge İmparatorluğu
gibi… Fransız İmparatorluğu gibi…
Sovyetler Birliği imparatorluğu çökmeden on yıl önce çok güçlü ve
yıkılmaz sanılıyordu. Gümbür gümbür yıkıldı. Çin de onun gibi
yıkılmaya, çökmeye mahkûmdur. Adâletle hükm etmeyen, zulm eden her
rejim yıkılmaya mahkûmdur. Bundan kimsenin zerrece şüphesi
olmasın.
ABD de çökecektir. Ne zaman, nasıl çökecek, bunu bilemem ama
çökeceğini bilirim.
Açık istihbârat ve strateji kurumlarımız, enstitülerimiz olsa ve
Müslüman halkımızı uyarıcı raporlar hazırlansa, halk yığınları
aydınlatılsa ne iyi olur.
Meselâ, yüz elli sayfalık bir kitap… İsmi Çin’de Müslümanların
durumu. Kitabın yarısı fotoğraf, belge olacak yarısında da sağlam
kaynaklara dayalı bilgiler bulunacak. Bol dipnotlu olmayacak,
vülgarize bir eser…
Tacikistan’da Müslümanlar… Özbekistan’da Müslümanlar… Birmanya’da
Müslümanlar… Ve daha nice konular ve kitaplar…
Hristiyan dünyasında bu konuları inceleyen, bilen, araştıran çok
uzmanlar, enstitüler var. Hayli de yayın yapılıyor. Lâkin bizim
halkımız bunlara ulaşamıyor. Ulaşsa da kolayca anlayamıyor.
Türkiye’de Hilâfet olsaydı böyle kurumlar kurulacak, her konuda
ciddî araştırma ve incelemeler yapılacak ve halk
aydınlatılacaktı.
Ankara da 1920’de ilk Büyük Millet Meclisi kurulduğu zaman o
zamanın yoklukları ve sıkıntıları içinde “Kamer (Komor) adalarında
İslâmiyet” isimli küçük bir kitapçık Meclis yayını olarak
yayınlanmıştı…
Komor adaları nerededir? Bilen var mı?