İman sahibi her Müslüman için vatanını sevmek, koruyup gözetmek imanının gereğidir. Günümüzde bu sevgi ve koruma farklı fonksiyonlarda kendini göstermektedir.

İradi ve cebri olarak ikiye ayırabileceğimiz bu fonksiyonlardan iradi kısmı minimum ölçülerde kalbi meyil (sevgi, destek, vb.), maksimum seviyede ise canını verme (şehitlik) olarak kapsamlı bir alana sahiptir. Saf ve aslolan gerçek sevgi bu alanda kendini göstermektedir. Fonksiyonlardan bir diğeri olan cebri ise devlet tarafından cezai yaptırımları da içeren kanunlar çerçevesinde vatan sevgisinin yerine getirtilmesi durumudur.

Geçmişte ve günümüzde de genel olarak tüm ülkelerde bu yöntem kullanılmıştır. Ve olması gereken de budur. Ancak gerektiğinde vatanı için canını seve seve feda edecek toplumun taleplerinin karşılanması, hatta talepleri olmasa dahi milleti temsilen millet adına ülkeyi yönetenlerce kolaylaştırıcı ve iyileştirici kanunların çıkarılarak yürürlüğe konulması gerekir. Son 10 yılda askerlik konusunda ciddi ve radikal kararlar alınmış olup bunlar takdire şayan çalışmalardır. Lakin gündemdeki yerini koruması, konu hakkında farklı spekülasyonların olması, farklı siyasi partilerce toplumun talepleri doğrultusunda farklı argümanların kullanılması, farklı vaatlerin verilmesi, tam bir mutabakatın olmaması taleplerin karşılanmasında hala eksikliklerin olduğunu göstermektedir. Hiç şüphesiz her istenilenin yapılması ve her talebin yerine getirilmesi hem manasız olacak hem de böyle bir şey imkânsızdır. Peki, toplumu memnun etmek için ne yapılmalıdır?

Bizler Müslüman olarak her konuya İslâmi ölçülerde yaklaşırız. “Yani 3-6-9 modeli İslâmi bir model mi” dediğinizi duyar gibiyim. Tabii ki hayır, böyle bir şey söz konusu değildir. Bu mesele yazının sonunda açıklanacaktır. İslâm fıtrat dinidir. Canı, malı, nesli, namusu ve aklı koruyan ve bu doğrultuda bir hayat nizamı tesis eden dünya ve ahiret saadetinin tek yoludur. Askerliğin süresiyle ilgili olarak Hz. Ömer (R. Anh.) halifeliği döneminde, kendisinden gaip olan kadının eşine karşı olan özlemini dile getirip Allah’a yalvarmasını duyar duymaz, bu meşru talebin yerine getirilmesi için erkeklere olan ihtiyaca ve ordunun yeterliliğinin hesabına da olsa girişimde bulunmuş ve aileleri ziyaret etmeleri için her 4 (dört) ayda bir kendilerine izin verilmesini komutanlarına emretmişti.

Evet, görüldüğü üzere Hz. Ömer (R. Anh.) bir kadının meşru ihtiyacı karşısında Allah’a yalvarmasını duymuş ve bu durumun halli için orduda bulunan askerlerin (mücahidlerin) 4 (dört) ayda bir ailelerini ziyaret etmeleri yönünde izin kullanabilmeleri için ordu komutanlarına emir vermiştir.

Anlaşılıyor ki fıtrata uygun olan askerliğin 4 ayı geçmemesidir. Fakat bunu yapmak İslâmi bir uygulama olacağından gericilik ve laik rejime tehdit olarak telakki edilecektir ki şimdilik böyle bir uygulamanın böyle bir ortamda hayata geçirilmesi zor görünmektedir.

Genel itibariyle askerlik konusunda yaşanan sıkıntının süresi ile ilgili olduğunu görmekteyiz. Askerlik süresinin uzun olması maddi manevi birçok zorluğun yaşanmasına sebebiyet verdiğinden talepler askerlik süresinin kısaltılmasına yöneliktir.

Askerlik konusunda her ağızdan bir ses çıktığı bu günlerde bu kervana naçizane de katılma ihtiyacı duydu. Askerlik konusunda 3-6-9 modeli diye bir model de biz sunalım istedik. Bu ise şu şekilde olacaktır; lise mezunu ve aşağısı için 9 ay, ön lisans mezunları için 6 ay ayrıca lisans ve üzeri mezunlar için de 3 ay olacak şekilde askerlik sürelerinin belirlenmesi şeklindedir. Bu modelin ne gibi faydaları olacaktır. Şimdi bunları sıralayalım;

Ülkemizin dış tehditlere karşı koruması dışında en önemli konumuz terörizmdir. Terörizme meyil konusunda en önemli 2 husus eğitimsizlik ve işsizliktir. Askerlik süresinin uzun olduğu ve bunun akabinde asker kaçaklarının sayısının yüz binleri bulduğu ülkemizde bu model birçok yönden faydalı olacaktır. İlki süreler 1 yılı geçmediği için tüm kesimlerce kabul edilecektir ve asker kaçağı seviyesini minimuma düşürecektir. Nüfusun Eğitim Durumuna Göre Dağılım (6+ Yaş-Erkekler İçin) 2010 yılı istatistiklerine göre (erkek, kadın genel) 66 milyon 133 bin 461 kişiden 700 bin 400 kişi okuma yazma bilmemektedir. 6 milyon 443 bin 661 kişi okuma yazma bilen fakat okul bitirmeyendir. 6 milyon 973 bin 926 kişi ilkokul mezunu, 6 milyon 081 bin 367 kişi ilköğretim mezunu, 1 milyon 946 bin 744 kişi ortaokul mezunu, 6 milyon 556 bin 319 kişi lise veya dengi okul mezunu ve 2 milyon 692 bin 405 kişi yüksekokul veya fakülte mezunudur. Verilen sayılar sadece erkekleri kapsamaktadır. Kadınların oranı daha yüksektir. Lakin konumuz askerlik olduğu için sadece erkek sayılarını aldık. Rakamlar görüldüğü gibi içler acısıdır. Hiç şüphesiz böyle bir model eğitim konusunda muazzam bir dinamik sağlayacaktır. Ülkenin doğusundan başlamak üzere büyük bir eğitim furyası başlayacaktır. Bilinçli, kültürlü ve medeni bir gençlik oluşacaktır ki terör konusu bitme noktasına gelecektir. Ahlaki ve manevi eğitim ayrıca iş imkânlarının yükseltilmesi ile bu oran % 0’lara düşecektir.

Askerlik sürelerinin kısalmasıyla vatan evlatları askerlik konusunda eğer okumuyorsa tecile dahi başvurmayacak ve vatani görevine koşacaktır. Bu durum bakaya ve asker kaçağı oranlarını yine % 0’lara indirecektir.

Askerlik sürelerinin kısalması ekonomiye de yansıyacaktır. Askerlik süresinin uzunluğu bazı kararların alınmasında engel teşkil etmektedir ki bu sürelerin kısaltılması ekonomik alanda daha cesur kararların alınmasına vesile olacaktır. Bu ise ekonominin daha da canlanması demek olacaktır.

Bu model ile bedelli askerlik gibi konular gündeme gelmeyecek, her vatan evladı gönül rahatlığıyla vatani görevini yerine getirecektir.

Askerlik süresinin kısalması evlilikler açısından da büyük bir artışın yaşanmasına sebep olacaktır. Evliliklerin artması toplumu sosyalleştirecek ve ahlaki olumsuzlukların önünde güçlü bir set olacaktır.

Evet, 3-6-9 modelinin faydalarını kısaca anlatmaya çalıştık. Modelimiz değerlendirmeye alınır mı alınmaz mı bilinmez. Hepsi 9 ay veya 6 ay olamaz mı? Tabii ki olabilir. Bu manada bir eşitlik sağlanmış olur ama okuyanlar açısından adaletsiz bir durum olur. Eğitime teşvik konusunda güzel bir adım olacağını umduğumuz bu model tabii ki eleştiriye, tahlil edilmeye ve daha da genişletilmeye muhtaç bir modeldir. Örneğin; lisan ve ön lisans mezunlarına da ücretli uzun dönem yani askerliği 9 ay yapma olanağı verilmesi, askerlere aylık ihtiyaçlarını giderebilecek seviyede maaş bağlanması, askerlerin vatani görevini yapacağı illere dağıtımı konusunda daha objektif davranılması ve kuraların buna göre çekilmesi, temel askerlik eğitimlerinin üzerinde daha çok durulması, dini vecibelerin korkmadan yerine getirebilmesi vb. Şunu belirtmekte yarar var bu model kendi fikrimizdir. Herhangi bir inançtan veya ideolojinden beslenerek oluşturulmuş bir model değildir. Faydalı yönlerinin olabileceği mevcut uygulamayla kıyaslanarak tarafımızca belirtilmiştir. En doğrusunu hakkıyla bilen Allah (cc)’dur.