Türkiye bugünkü kötü ahlakıyla ayakta duramaz.
Bugünkü yalan, iftira, gıybet, hilekarlık, tecessüs (Başkalarının
gizli ve saklı günahlarını araştırıp faş etmek), fitne ve fesat,
fısk ve fücur, günah, isyan, fuhşiyyat=azgınlık, seks pislikleri,
müstehcen yayınlar, bin türlü beyinsizlik, israf ve saçıp savurma,
haram yeme, kokuşma, cemaat ve hizip holiganlığı ile geleceğimiz
aydınlık değil, karanlık değil, kapkaranlıktır.
Başta politikacılar olmak üzere kimsenin yalan söylemeye hakkı
yoktur.
Yaramazlık yapan, yahut yemeğini yemeyen çocuğa, “Uslu durursan ve
yemeğini yersen seni gezmeye götüreceğim” deyip, sonra götürmeyen
anne ve babalar, vaadlerini tutmadıkları için ahlaksızdır.
Sahte raporlarla, yalanlarla işlerini vazifelerini aksatan memurlar
ahlaksızdır.
Peygamberimiz (Salat ve selam olsun ona) münafığın üç alameti
olduğunu bildirmiştir.
Birincisi: Konuşursa yalan söyler.
İkincisi: Söz verirse sözünü tutmaz.
Üçüncüsü: Kendisine bir emanet verilirse o emanete hıyanet eder.
(Emanet nedir?.. Makamlar mevkiler işler vazifeler müdürlükler
şeflikler memurluklar hizmetler…)
Ahlakın ıslahı işine önce aile içinde başlatılmalıdır.
Bütün okullarda etkili ve ciddî ahlak ve karakter terbiyesi
verilmelidir.
Dünyada çeşitli ahlak sistemleri vardır. Bizim ülkemiz ancak İslam
ahlakı ile düzelir, paklanır.
Çağdaş Avrupa ahlakın temel değerlerinden iffeti kaldırmıştır. Biz
de onların peşinden giderek Ceza Kanunundan zina suçunu
kaldırdık.
Allahın, Peygamberin (Salat ve selam olsun ona), Kur’anın,
Sünnetin, Şeriatin, İslam ahlakının; kötü, günah, suç saydığı bir
işi mübah hale getirmek bu memleketin, bu toplumun yıkımına,
çöküşüne sebep olur.
İslam ahlakında memduh=övülen ve mezmum=kötülenen huylar
vardır.
Laik Batı ahlakının, bunlara aykırı ölçüleri bizi bağlamaz.
İslam dininin temel ölçülerinden biri de helal ve haram
kavramlarıdır.
Şu husus da belirtmek gerekir ki, bazı gayr-i müslim ülkelerde,
bizdekinden daha fazla İslam ahlakı vardır.
2013 yılı dünya şeffaflık ve temizlik birincisi iki gayr-i müslim
ülkedir. Danimarka ve Yeni Zelanda (İkisi de 10 üzerinden, 9 küsur
aynı notu almıştır.)
İslam ülkeleri şeffaflık ve temizlik konusunda geçerli nota sahip
değildir. Türkiye’nin notu 10 üzerinden 5’tir ve bu not bizi
kurtarmaz.
Yalan söyleyen Müslüman ahlaksız bir Müslümandır… Sözünü tutmayan
Müslüman ahlaksızdır… Emanetlere hıyanet eden de…
Taqiyye ve kitman yaparak din kardeşlerini aldatanlara ahlaklı
Müslümanlar diyecek halimiz yoktur.
Hem zâhiren dindar görünüyor, namazını kılıyor, hem de haram yiyor.
Böyleleri ahlaksızdır.
Başkalarının karılarına, kızlarına, annelerine şehvetle bakan,
fırsat bulunca zina edenler sadece ahlaksız değil, katmerli muzaaf
ahlaksızdır.
Laik ahlaka göre mübah ve faydalı olan faiz İslam ahlakına göre,
anasıyla zina etmek kadar büyük, iğrenç ve çirkin bir günahtır.
Devamlı yalan söylemek bağımsızlık yapar.
Devletin verdiği makam otomobilini özel işlerinde kullanmak
ahlaksızlıktır. tekrar ediyorum ahlaksızlıktır.
Müslüman memur ve işçi, mesai saatlerinde kıldığı namazların bile
vaktini hesaplayıp telafi etmekle mükelleftir.
Ekmek ve yemek israfı ahlaksızlıktır. Günde beş milyon ekmeğin çöpe
atıldığı bir ülkeye ahlaklı bir ülke demek mümkün müdür?
Askerî darbe yapmak büyük ahlaksızlıktır.
Sivil darbe ondan daha büyük ahlaksızlıktır.
Adalet ve insaf İslamın temel emir ve değerlerindendir. Zulm ve
insafsızlık etmek ahlaksızlıktır.
Piknik yapmanın bile ahlakı vardır. Kırsal kesime gidersin, bir
ağacın gölgesinde mâ-âile yer içersin, ayrılırken en küçük çöp bile
bırakmazsın, kağıt parçalarını, kavun karpuz kabuklarını, şişeleri,
başka süprüntüleri poşete koyup çöp bidonuna atarsın. Piknik
yaptıkları yeri çöplük gibi bırakanlar ahlaksız, alçak ve
faziletsiz kimselerdir.
Geçen yıllarda gördük, Büyük Millet Meclisi çatısı altında bile âdî
kavgalar yapıldı, sinli kefli küfürler edildi.
Birkaç ay oldu, Kayseri’de 17 yaşında bir öğrenci sokakta, namaza
giden öğretmenine bir yumruk attı, adamcağız yere düştü, başı taşa
çarptı, ameliyat edildi, on bir gün hastahanede inledikten sonra
can verdi. Bir genç öğretmenine bunu yapabiliyorsa o ülke batmış
demektir.
Okullarda uyuşturucu kullanma yaşı 9’a düşmüş!
Gıda maddelerindeki ve içeceklerdeki sahtekarlıkların haddi hesabı
yok.
Yeşilliklere, ormanlarda, göllere düşman rantçılar ahlaklı kimseler
midir, ahlaksız mı?
Bu memlekette ahlak ve hukuk olsaydı, beş yüz milyar dolar (belki
de daha fazla) kara, haram, necis, pis para birikimi olur
muydu?
Somada yaşanan facia sadece teknik bir facia mıdır, yoksa bir ahlak
faciası mıdır?
Dedikodu, tecessüs ve gıybet korkunç boyutlara ulaşmıştır.
Büyük şehirlerde uyuşturucu parklarda satılıp içiliyor. Uçan kuşu,
gecenin üçünde karşıdan karşıya geçen kediyi dijital kameralarla
gören ve kaydeden devlet bu uyuşturucu işini niçin göremiyor?
Memleket çapında yapılması gereken ahlak seferberliğinde en büyük
vazife Diyanete düşmektedir. Diyanet sorumluları bu vazifelerini
yapmazlarsa vebal altında kalırlar.
(İkinci yazı)
Ramazanınızı Şimdiden Tebrik Ediyorum
Elhamdülillah Ramazana az gün kaldı. Şekerim yüksek olduğu için
evvelki seneler bazı doktor dostlarım, gerekirse oruç tutmazsın
demişlerdi. Tuttum ve hiç de sıkıntı, açılık susuzluk çekmedim.
Cenab-ı Hak herkese tutmayı nasip ve müyesser kılsın.
Dostlarımdan çok rica ediyorum: Lütf edip iftara çağırmasınlar.
Gidip gelmekte çok zorlanıyorum.
Oruç tutmayan ama Müslüman halka hürmetsizlik etmemek için açıkta
yiyip içmeyen kimselere teşekkür ediyor, Cenab-ı Hak sizlere de
oruç tuttursun diye dua ediyorum.
Saygısızlık ederek açıkta yiyen içenlere teessüf ediyorum. Eskiden
bir kısım gayri müslim vatandaşlar, Müslümanları üzmemek için
açıkta yemez içmezmiş.
Cami görevlilerinden, hoparlörler konusunda dikkatli olmalarını,
mükebbireleri sonuna kadar açmamalarını istirham ediyorum.
Camilerde geçen Ramazanda kadınlar bölümlerini ayıran kafes, perde
ve tülleri Feministler kaldırtmıştı. Bunların tekrar konulması
gerektir.
Bilhassa Teravih namazları huşû ve hudû ile kılınmalı, aşırı
sesten, aşırı ışıktan uzak durulmalıdır. Vaazlar ilmî, doyurucu,
faydalı, hikmetli, uyarıcı, aydınlatıcı olmalıdır. İlmî icazeti
olmayanlara vaaz ettirilmemelidir.
Gazete ve tv’lerde Ehl-i Sünnete aykırı inançlar, görüşler beyan
eden; reformcu, bid’atçi, değişimci, yenilikçi, Fazlurrahmancı,
hadîs ayıklayıcı ilahiyatçılara kulak asılmamalı, zararlı
konuşmaları dinlenmemeli, yazıları okunmamalıdır.
Kur’ana, Sünnete, Şeriata, fıkha aykırı zekat toplayan kimselere
para kaptırılmamalıdır.
İftara davet edilen misafirlere ikram etmek iyi bir şeydir ama
gurur ve kibre yol açan çok zengin, çok mübalağalı, benim iftarım
senin iftarını döver aşırılıklardan ve beyinsizliklerinden uzak
durulmalıdır.
Herkes Ramazandan bir gün önce tartılsın, bayram gelince tekrar
tartılsın. Kilo almışsanız felaket!... Kilo vermişseniz, ne güzel.
Kilonuz aynıysa yerinizde sayıyorsunuz demektir.
Lütfen iftar ziyafetlerinde gözlerimizi fal taşı gibi, ağzımızı
faraş gibi açarak, kendimizi kayb etmiş şekilde çılgınlar gibi
yemeyelim.
Orucun sadece aç ve susuz kalmaktan ibaret olmaması için ihlasa,
ahlaka dikkat edilmelidir.
Gıybet ve yalan orucu bozmaz ama sevabını giderir.
Ramazanda, öğrenilmesi farz olan ilmihal ve ahlak bilgileri
öğrenilmeli ve öğretilmelidir.
Camilerde halka öyle etkili nasihat edilmelidir ki, Ramazanda
namaza başlayanlar, bayramda terk etmesinler.
Ramazan-ı şerifinizi şimdiden tebrik eder, mü’minlerin en kötüsü
olan bu fakire de dua buyurulmasını niyaz eylerim. Selam ve
hürmetlerimle…