Müslümanlar!.. Evet avazım çıktığı kadar Müslümanlar diye feryat etmek istiyorum… Ah Müslümanlar, vah Müslümanlar…

Yüzde kaç iseler iyi, güçlü, vasıflı Müslümanlara bir şey dediğim yok. Onların ellerinden öperim.

Kur’an Kur’an deyip de Kur’anın emirlerini yerine getirmeyen, yasaklarından kaçınmayan, öğütlerini tutmayan Müslümanlar.

Peygamber deyip de onun Sünnetine uymayan, onun gibi yaşamayan, onun ahlakı ile ahlaklanmaya çalışmayan, tam aksine Sünnete zıt yollarda yürüyen Müslümanlar.

Lafla âhirete inanıp da ahirete, Mahşere, hesaba kitaba, Mahkeme-i Kübraya hazırlanmayan Müslümanlar.

Taşlanmış şeytandan Allaha sığınırım cümlesini sık sık tekrarladıkları halde şeytana itaat eden Müslümanlar.

Ah ah ah haram yiyen Müslümanlar… Rantçı Müslümanlar… Altın ve gümüşü, dolar ve euroyu, parayı ve lirayı deli gibi seven Müslümanlar.

Nefs-i emmarelerini dizginlemeyen, frenlemeyen Müslümanlar.

Ben ben ben deyip duranlar.

Ah Müslümanlar, kötülük yapmamakla işin bitmeyeceğini, kötülüklere karşı çıkmak da gerektiğini unutan Müslümanlar.

Nice kardeşleri aç yatarken, tok ve keyifli sabahlayan Müslümanlar.

Emanetleri ehil olanlara vermeyen, ehliyetsiz ve liyakatsizlere veren Müslümanlar.

Ellerine para, imkan, zenginlik geçince azan, lükse israfa sefahate dalan Müslümanlar.

Doyduktan sonra yemeye devam edip hastalanan semiz Müslümanlar.

Lüks meskenleriyle, lüks otolarıyla, lüks markalı giysileriyle, lüks yemekleriyle övünen beyinsizler.

Hele hele hele, şu bildikleriyle âmil olmayan sözde bilenler.

Halkı uyarmayanlar, aydınlatmayanlar, bilgilendirmeyenler.

Emr-i mâruf ve nehy-i münker farzını tâtil edenler.

Yağcı, yalaka, dalkavuk, meddah, şakşakçı İslamcılar.

İlahiyatçı postuna bürünüp, efendilerinin talimatı mucibince light ılımlı Fazlurrahmancı mezhepsiz cihadsız Şeriatsız yeni bir İslam türetmek isteyenler.

Ah, içi boşaltılmış Müslümanlar, İslamın içini boşatmaya çalışan Müslümanlar.

Partiye zarar verir bahanesiyle doğruları söylemeyenler.

Nisan mayıs haziran fırtınalarına yanardağ patlamalarına, sosyal zelzelerine karşı tedbir almayan Müslümanlar.

Allah için kurban küp için kavurma Müslümanları.

Din iman Şeriat elden giderken yan gelip yatan Müslümanlar.

Çocuklarına ilmihallerini öğretmeyen, namaz kıldırmayan gafil Müslümanlar.

Dinleri para, kıbleleri karı olanlar.

Hizipçi, fırkacı, holigan, militan, fanatik, bedevî cahiller.

Sayıları çok, ağırlıkları yok olanlar.

Bölünmüş, parçalanmış, birbirine düşmüş, tefrikacılar.

Şucular bucular ocular…

Ah Müslümanlar… Vah Müslümanlar… Eyvah Müslümanlar…


(İkinci yazı)

Deveye Hendek Atlatmak

Lisanımızda “deveye hendek atlatmak kadar zor ” tabiri vardır. Zamanımızda bir kısım Müslümanlara laf anlatmak deveye hendek atlatmaktan bin kere zordur.

Müslüman bir genç, liseye veya üniversiteye gidiyor, “milli eğitim bakanlığı bedava Osmanlıca kursları açtı. Hemen yazılın, bin yıllık milli yazımızı öğrenin…” derseniz, aradan birkaç ay geçtikten sonra, Osmanlıca kurslarına yazıldınız mı diye sorarsanız, yazılmamıştır.

Yine Müslüman imanlı bir gence beş vakit namaza başlamasını söylersiniz size donuk gözlerle bakar namaza başlamaz.

Gıybet etme derseniz, o hiç tınmaz her gün birkaç saat gıybet eder.

İnsanı manayı yükselten bütün teklifleriniz temennileriniz tavsiyeleriniz yerine getirilmez.

Velhasıl, böylelerine güzel faydalı bir iş yaptırmak deveye hendek atlatmaktan zordur.

On sekiz yaşında, lise sona giden bir genç. Elbette, yaşı itibari ile birikimli ve tecrübeli değildir.

Altmış yaşında kültürlü birikimli tecrübeli olgun biri ona şöyle yap, şöyle yapma, şunu öğren diye nasihat ettiğinde onun bu nasihatleri tutması gerekir. Tutmazsa ileride pişman olacaktır ama iş işten geçtikten sonra…

Genç bir insan için faydalı öğütleri tutmamak çok büyük bir kayıptır, zarardır.

Aklı çalışan zeki bir genç faydalı öğütleri tutar.

Allah’ın kitabı Kur’an-ı Kerim kurtarıcı öğütlerle doludur.

Resulullah Efendimizin (salat ve selam olsun Ona) Sünneti ve hadislerinde binlerce öğüt vardır.

Muteber ve güvenilir din kitaplarımız öğütler hazinesidir.

Bu öğütleri tutmayan kişi akıllı görünse de ahmaktır. Yahut aklı vardır, şeytana uymaktadır.

Ülkemizde artık çeşitli konularda yekûn tirajı milyonları bulan on binlerce çeşit din ve nasihat kitabı vardır. Bunlar yayınlanır, satılır ama içlerindeki nasihatler kabul edilip hayata uygulanmaz
Bu nasihat kabul etmezliğin, idraksizliğin, şuursuzluğun kaynağı nedir.

Sanıyorum, ülkemizde yaygın bir haram yeme vardır.

Çocuk temiz ama babasının bilerek veya bilmeyerek haram kazancı var çocuk da onu yiyor. Haram yemek insanın basiretini bağlar, aklını köreltir.

Bir sebep de harama bakmanın yaygın hale gelmesidir.

Bir gencin selim aklı olacak ve o “oğlum, kızım, imandan sonra İslam’ın ikinci temel şartı beş vakit namazdır, onu dosdoğru kıl” denilecek, o da bu öğüdü dinlemeyecek. Olacak şey değil.

Bir soru: Ülkemizde Müslümanlara önemli konularda gereği gibi nasihat edilmekte midir? Maalesef edilmiyor.

Hangi konularda nasihat edilmelidir:

1. Tashih-i itikat, yani inançların doğru olması.
2. Beş vakit namazın kılınması
3. Her Müslümanın ilmihalini öğrenip içindeki bilgileri hayata uygulaması
4. Allah ile olan bütün ibadet ve işlerde ihlaslı olmak
5. Yaratıklara karşı adaletli insaflı olmak
6. Kötülükle çok emreden nefsini en büyük düşman bilmek.
7.Meşrep farklılıkları da olsa bütün müminleri kardeş bilmek
8. Ahlaklı ve faziletli bir Müslüman olmak
9. Kur’anın sünnetin şeriatın emrettiği şekilde dosdoğru olmak
10. Âlim, arif hayırlı bir Müslüman olmaya çalışmak.

Tağutî şer kuvvetleri Müslümanları bozmak için gece gündüz çalışıyor. Hakiki İslam hizmetkârlarının, insanları ıslah hususunda onlardan daha fazla çalışması gerekir.

Kuru nasihatlerin etkisi olmuyor. Onların içine aşk şevk samimiyet ihlas ilave etmek gerekir.

Okullarda mecburi din kültürü dersleri var. Bunların bir faydası oluyor mu? Bu derslerde namaz dinin direğidir, her Müslüman kılmalıdır deniliyor ama bu öğüdü dinleyen var mı?

Keşke bir “Halka Nasihat Vakfı “ kurulsa, her vasıta ile tesirli nasihatler edilse. Yüzlerce konuda broşürler kitapçıklar, afişler, levhalar, TV ve radyo yayınları…

Bu nasihatlere cemaatçilik, tarikatçılık, meşrepçilik, holiganlık, militanlık karıştırılmasa.

Yapılan yayınlar ihlasla yapılsa. Müslümanların parası, imkânı, hürriyeti, unu yağı var ama bu hizmet helvasını kim pişirip kotaracak.

Hizmet etme durumunda bulunan sorumlu bilenler büyük vebal altındadır.