Yönetim felsefesinin temel ilkesi…… Yöneticinin temel görevi, adaleti herkes için sağlamaktır. İnsanlar doğaları gereği bazı kişileri diğerlerine göre daha yakın hissedebilir ya da bazılarını ötekilerden daha çok sevebilirler.
Yönetim felsefesinin temel ilkesi……
Yöneticinin temel görevi, adaleti herkes için sağlamaktır. İnsanlar doğaları gereği bazı kişileri diğerlerine göre daha yakın hissedebilir ya da bazılarını ötekilerden daha çok sevebilirler. Herkes için eşit adalet yüzyıllar boyunca her toplumun temel hareket noktası olmuştur. Toplumu oluşturan bütün bireyler adalet talep eder. Ancak talep edilen adalet birine daha fazla diğerine daha az olamaz. Adalet ihtiyacı, ister yönetici isterse de yönetilen olsun, herkesin tam ve vazgeçilmez temennisi ve talebidir.
Eşit mesafenin önemi………
Bir ülke yönetiminde, işyerinde veya aile içerisinde adam kayırma, iltimas, grupçuluk ve farklı muamele girdiyse, o işyerinden, huzur, iç barış, yardımlaşma ve güven aynı hızla dışarı çıkar. Adil olmanın tam şartı ise, ilkeli olmak ve ne olursa olsun asla ilkelerden taviz vermemektir. İlkeler bir kere çiğnenirse, aynı buzdolabından çıkarılan ancak unutulan tereyağı gibi, yavaş yavaş erir ve siz farkına varmadan ortadan kaybolur. Bilenle bilmeyen, çalışan ile çalışmayan, hak eden ile hak etmeyenin ayrımını yapabilen yöneticiye yönetilenler sonsuza kadar güvenirler. 'İyilik yap, kul bilmezse hak bilir' deyişi aslında var olan adaletsizliğin ve güvensizliğin, sarsılmaz adalete ve sarsılmaz güvene havale edilmesidir.
Yönetim felsefesi olarak adalet……..
Adalet kavramı yüzyıllar boyunca Türklerin en önemli yönetim felsefesi olmuştur. Aslında yönetim felsefesine ilişkin öğütler, uygulama örneklerini çok uzaklarda aramamak gerekir. Yıllarca bu ülkeyi ve bu coğrafyayı hem batıda hem de doğuda idare etmek mutlak bir yönetim bilgisi ve bir o kadar da yönetim becerisi gerektirir. Aslında bugün batıdan yeni bir buluş ya da yeni bir teknik olarak alınıp dört elle sarıldığımız değerlere kendi geçmişimizde, kendi kültürümüzde ve hatta kendi yönetim felsefemizde rastladığımızda şaşırmamak gerekir.
Yönetim bilgiyle donatılmamışsa beceri ham kalır……..
Yönetim bir sanattır. Ancak bir sanatı icra etmek için önce beceri gerekirse de, bilgiyle donatılamamış beceri ham kalır. Yönetici araştırmalı, okumalı ve 'benden önceki nesiller bu durumlarda neler yaparlardı' sorusunu sorarak, değişen şartlara ve insan modellerine uygulanabilecek yeni ve özgün yönetim modellerini geliştirmelidir.
Adalet, dürüstlükle gelir……………..
Yönetici, kendini bu araştırmayı yapabilecek zaman boşluğu içinde bulamıyorsa, mutlaka profesyonel kimselerden destek almalıdır. Ancak yönetici ister kendisi bir model geliştirsin, isterse de profesyonel destek alsın, ülke yönetiminde tek bir doğru vardır:
Bu nedenle yönetici, nasıl bir model uygulayacağına karar vermeden önce evrensel değerlere bağlı ve adil olduğunu kanıtlamalıdır. Bu kanıtlandıktan sonra gerisi zaten çorap söküğü gibi gelecektir
Sevgilerimle