7 Haziran milletvekili genel seçimleri için geri sayım devam
ediyor. Geçtiğimiz hafta partiler milletvekilli aday listelerini
tamamlayıp YSK’ya teslim ederek seçim kampanyalarını başlattılar.
Bu ay sonu itibariyle meydanların ateşi tavan yapacak. Zira bu
seçim eski seçimlerden farksız olacağını zannedenler büyük yanılgı
içindeler.
DAVUTOĞLU BAŞARILI OLAMAZ İSE...
Siyasi partiler için her seçim önemlidir lakin ülkemizde iki aydan
daha az bir süre sonra yapılacak olan seçimler başta ana partiler
olmak üzere diğer tüm yavru partileri içinde hayati önemi
taşıyor.
12 yıl boyunca Türk milletinin büyük umudu ve teveccühünü kazanan
ve girdiği her seçimden sandıkları patlatarak çıkan AK Parti ilk
kez Erdoğan olmadan Ahmet Hoca liderliğinde seçime girecek. Bundan
dolayı Başbakan açısından ilk çetin sınavının başlangıcı olacak 7
Haziran. Son yapılan anketlere bakıldığında AK Parti’nin başarısı
yüzde 46. Sandıktan da böyle bir sonuç çıktığı taktirde Davutoğlu
durmak yok yola devam diyecek. Yok eğer 43 ve altına düşerse
yollara GÜL’ller serilip GÜL’e GÜL’e denilecek.
KILIÇDAROĞLU 'MİLLETÇE ALKIŞLAYARAK' MI
GİDECEK?
Atatürk’ün partisi olmakla her zaman övünen Ana muhalefet
partisinin yakası bir türlü bir araya gelmiyor. 60 yıldır iktidar
yüzü göremiyor. Erdoğan karşısında yeteri kadar performans
sergileyemediği söylenen Baykal kasetle gönderildikten sonra
alkışlarla gelen Kemal Kılıçdaroğlu da CHP’ye iktidar yüzü
gösteremedi. Girdiği her seçimde yenildikçe yenildi. Bir kez
yenildi yetmedi iki kez yenildi yetmedi üç kez yenildi yine
yetmedi… Tam 6 kez sandıktan yenik çıktı. Kılıçdaroğlu son
Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarının ardından başkaldırma sonucunda
ucuz kurtuldu Muharrem İnce karşısında. Onun için 7 Haziran
seçimleri en çok da Kılıçdaroğlu için hayat memat meselesi. Bu
seçimlerde malum medya ve paralel meridyenciler Kılıçdaroğlu’ndan
pek de umutlu olmasa gerek papucunu dama attıkları gözleniyor. CHP,
sandıktan yüzde 23 ve altında çıkarsa, Kılıçrdaroğlu artık
kongreyle mi gider, milletçe alkışlayarak mı gider yoksa nasıl
geldiyse öyle mi gider onu zaman gösterecek.
MHP ÇOK SAKİN
7 Haziran’ı en sakin geçirecek parti hiç kuşkusuz MHP’dir. Devlet
Bahçeli seçimlerden önce kongreyi yaparak bir nevi koltuğunu
sağlama adı. Bahçeli’nin, Erdoğan karşısında her girdiği seçimi
kaybetmiş olsada genel seçimlerde istenilen sonuçlar elde edilemez
ise humurdanmalar olacaktır ancak bir kılma, bir kopma bir savrulma
söz konusu olmayacaktır. Bu seçimde AK Parti’ye giden milliyetçi
oyları tekrar geri almak için gayret sarf edecektir. Aksi taktirde
yine yüzde 14’lerde kalınacak.
KILIÇDAROĞLU'NUN PAPUCUNU DAMA ATANLAR DEMİRTAŞ'A
SARILDI
Asıl bomba HDP üzerinde patlayacak. HDP daha öncesi seçimlerin
aksine bağımsız değil parti olarak seçimlere girme kararı aldı.
Dolayısıyla bu hamleyi yaparak aslında büyük bir riski de üstlenmiş
oldu. Olmak ya da olmamak meselesi. Ağrı olayında bir kez daha
gördük ki HDP, dağdaki teröristlerin propagandasıyla Doğu ve
Güneydoğu’da oy toplamanın peşinde. HDP; İmralı, Kandil ve
silahların gölgesinde barajı geçmenin gayretiyle 7 Haziran
seçimlerine hazırlanıyor. Bu seçimin hiç kuşkusuz en kilit ismi bu
parti olacak. Zira HDP, hem AK Parti’nin hem de CHP’nin oylarının
almanın hesabını yapadursun Kılıçdaroğlu’nun papucunu dama atan
malum medyanın yanında paralel ve meridyenciler de HDP’ye sarılmış
durumda. Hedef HDP’ye barajı aştırmak. Ana ve yavru muhalefetin
yapamadığını yapıp o boşluğunu doldurmak-doldutturmak. Zira baraj
sınırı aşıldığı taktirde AK Parti karşısında daha güçlü gelinecek,
yok eğer barajda boğulma olunursa Demirtaş’a da dağ yol
görünecek.
DESTİCİ VE KAMALAK İÇİN ÖLÜM KALIM MÜCADELESİ
Evet şimdi de geldik Milli ittifaka. Malum Büyük Birlik Partisi ve
Saadet Partisi 7 Haziran seçimlerine ittifak yaparak girecek.
İttifak çalışmaları MHP’de dahil edilmek istendi ancak görüşmeler
neticesinde bir sonuç alınamadı ki MHP seçimlere tek başına
gireceğini açıklayınca üçlü ittifak yerine ikili ittifak söz konusu
oldu. Bu seçimler aynen Kılıçdaroğlu’unda olduğu gibi hem SP Genel
Başkanı Mustafa Kamalak hem de BBP Genel Başakın Mustafa Destici
açısından da ölüm kalım meselesi durumunda.
17 Aralık sürecinden sonra cemaat medyasında daha çok sütunda yer
buldu SP ve BBP. Bu durum BBP’de bir takım rahatsızlıklara yol
açtı. Bu rahatsızlık özellikle de Cumhurbaşkanlığı seçiminde
BBP’nin ortak çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu’nun desteklenmesi
sürecinde tavan yaptı. Süreç sonunda parti içinde üst düzey
yöneticilerin kopuşları birbiri ardına geldi. Destici, o sıkıntılı
süreci atlattı ancak bu seçim onun için varlık yokluk mücadelesi
niteliğinde. İttifak hüsranla sonuçlanırsa küstürülmüş eski üst
düzey yöneticiler bayrağı devr alacak.
İttifakın diğer ortağı Saadet Partisi bu ittifakı hep arzuluyordu.
Tek başına aşılamayan baraj bu sayede aşılacağı düşünülüyor.
Mustafa Kamalak oy oranlarının yüzde 15 olduğunu açıklayarak seçim
yarışında iddialı olduğunu göstermiş oldu. BBP’de olduğu gibi SP’de
küstürülmüş bir kesim var. Bunların başında da Merhum Necmettin
Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan’ın olduğu ididaları dile
getiriliyor.
2. ERBAKAN DÖNEMİ Mİ BAŞLAYACAK?
Fatih Erbakan kendisine adaylık teklif eden Ak Parti Genel Başkanı
Ahmet Davutoğlu ve Devlet Bahçeli'ye teşekkürlerini iletirken,
Saadet Partisi yönetimine de tepki gösterildiğine dair açıklama
basında yer aldı. Erbakan aynı açıklamada ““Saadet Partisi Genel
Merkez yönetimi seçimlerde birlikte çalışmamız veya listelerinden
aday olmamız gibi herhangi bir teklifte bulunmamıştır. Ayrıca
kendilerine ilettiğimiz Saadet Partisi destekli bağımsız aday
olmamız şeklindeki teklifimiz de yine Saadet Partisi yönetimi
tarafından kabul görmemiştir.” ifadelerini kullanarak ‘küstürüldü’
iddialarını sanki doğrular niteliğinde. Dedik ya 7 Haziran
seçimleri Kamalak ve ekibi açısından da hayati önem taşıyor. Tekrar
etmek gerekirse Milli İttifak başarılı olamaz ise Saadet
Parti’sinde yeni bir kan tazelenmesi muhtemel görünüyor. 2. Erbakan
dönemi.