Yusuf Suresinde anlatılan, Hz. Yusuf’un yaşanmış hikayesi, görülen bir rüyanın anlatımı ile başlar ve bütün hikaye görülen rüyanın, uzun yıllar içinde sebeplerin yaratılarak gerçekleşmesini anlatır.
Yusuf Suresinde
anlatılan, Hz. Yusuf’un yaşanmış hikayesi, görülen bir rüyanın
anlatımı ile başlar ve bütün hikaye görülen rüyanın, uzun yıllar
içinde sebeplerin yaratılarak gerçekleşmesini anlatır. Hikayeden,
başlangıçta anlatılan rüyayı çıkardığınızda, kuranın en güzel
hikayesi, basit bir hikayeye dönüşür. Hz. Yusuf’a peygamberlik
görevinin verileceğini müjdelediği rüya olmadan hikâyeyi
özetlersek: “kıskanç çocuklar üvey
kardeşlerini kuyuya atıyor, birileri buluyor,
köleleştiriyorla
Bu hikâyeyi
olağanüstü yapan, Allah’ın ilmi ile geleceğini insana bildirmesi
kudreti ile bunu gerçekleştirmesi
Hz. Yusuf’a olacaklar önceden söyleniyor, ama Allah isteği için mi herkes öyle davranıyor, yoksa herkesin davranışlarını bilen Allah, onların nasıl davranacağını mı söylüyor? Kardeşlerinin kuyuya atması, köle olarak Mısır’a gitmesi, Züleyha’n iftirası, zindandaki bekleyişi Hz.Yusuf’un peygamber olması için gerekli olan çileler midir? Allah, yazmış olduğu kaderi, bir kısmını rüya yolu ile Hz. Yusuf’a bildiriyor, insanlar iradeleri ile yapması gerekenleri yapıyorlar. Ama sonuç değişmiyor. Allah’ın bildirdiği hakikat gerçekleşiyor, aynı zamanda insanlarda imtihan olmuş oluyorlar.
İmtihan sonucu Allah tarafından biliniyor, ama yinede hemen gerçekleşmiyor, insan hayatına göre uzun bir süre sonra gerçekleşiyor. Çocuklukta görülen rüya kırk yaşında gerçekleşiyor. Uzun çileler yaşanıyor. Buradan da anlaşılıyor ki, çile çekmek imtihanın bir parçasıdır. Yoksa Allah isteseydi, Yusuf’u kuyuya atmadan, kölelik yaptırmadan, zindanda hapis etmeden, Mısır’a vezir yapabilirdi. Çile ile insan, bir takım ilahi hakikatleri öğreniyor. İlahi hakikatleri yaşayarak öğreniyor. Hiç hasta olmayanlar, Allahın şafi ismini tam olarak anlayamazlar. Mesela melekler hiç hasta olmadıkları için şafi ismini tecrübe yolu ile öğrenemezler.
Yusuf süresini
okuyan bir Müslüman’ın, Suriye’deki savaşta Allah’ın bizim için
kader planında yazmış olduğu bir hükmün olduğunu düşünmeli,
insanlar kendi eylemlerini düşünüp gerçekleştirirke