YILBAŞI eğlenceleri İslama, Kur’ana, ahlaka, Sünnete, Hikmete, terbiyeye aykırı içkili, fuhuşlu pisliklerdir. Böyle kötü şeyleri gerçek dindar Hıristiyanlar bile kabul etmezken biz Müslümanlar böyle pisliklere nasıl katılıp eğlenebiliriz? Allahtan korkalım… Azgınlıklardan uzak duralım… Dinimizi imanımızı tehlikeye atmayalım.
Yılbaşı gecesi yatsı namazı kılmak için camiye gidersiniz. Ondan sonra gecenizi normal bir gece olarak Müslümanca geçirirsiniz. Faydalı sohbet edilecekse çay yapıp birkaç din kardeşinizle bir araya gelip sohbet edebilirsiniz.
Kesinlikle fitnevizyon cihazını açmaz ve seyr etmezsiniz.
Yılbaşı gecesi diye boza içmeniz, pasta yemeniz bile caiz olmaz.
Hadiste bildiriliyor. Âhir zamanda adam geceye Müslüman olarak başlayacak, sabaha kafir çıkacakmış. Cenab-ı Hak bizleri böyle bir felaketten korusun.
Diyanet İşleri Başkanlığı yılbaşı çılgınlıkları ve azgınlıkları konusunda Müslüman halkı uyarmalıdır. Uyarmazsa günaha batan Müslümanların vebali Başkanlığın üzerine yıkılacaktır.
Bütün islamî cemaatler, tarikatlar, gruplar, hizipler de aynı uyarıyı yapmalıdır. Bu, bir emr-i mâruf ve nehy-i münker farzıdır. Terk edilirse toplumun üzerine azab inebilir.
Müslümanları uyarmak, aydınlatmak, bilgilendirmek, onlara nasihat etmek muhakkak ki, çok zarurî, çok lüzumlu, çok faydalı, çok feyizli ve bereketli bir hizmettir. Cenab-ı Hak cümlemizi ya doğrudan doğruya, yahut dolaylı olarak böyle hizmetler nail kılsın.
İçki içmek… İsraflı şekilde yemek yemek… Sarhoş olup dağıtmak… Çıplak kadınlarla erkeklerin Kur’ana, Şünnete aykırı bir şekilde ihtilat etmeleri… Çeşit çeşit fuhşiyyat… Piyangolar, lotaryalar, talih oyunları… Fuhşiyyat, zina… Şehvetleri kamçılayıcı şeytanî müzik… Zerre kadar şüphe yoktur ki, bunlar mâsum eğlenceler değil, şeytanın azdırıcı ve günaha sokucu tuzaklarıdır.
Müslümanlar!.. Kendinizi, çoluk çocuğunuzu, din kardeşlerinizi yılbaşı azgınlıklarından ve felaketlerinden koruyunuz.
Hiçbir şey yapamazsanız, bari kendinizi ateşin kenarına çekiniz.
(İkinci yazı)
Faydalı Kitap
BU ülkede milyonlarca Müslümanın, her gün en az bir saat boyunca faydalı kitaplar okuması ve kültür, ilim, bilgelik konularında ilerlemesi lazımdır.
Peygamberimiz (Salat ve selam olsun ona) “İki günü birbirine eşit olan zarardadır” buyurmuşlardır. Yani her yeni gün, bir öncesinden ilim irfan hayır hasenat sevab bakımından daha ileri olacaktır.
Faydalı kitaplar okumak bizim en büyük tutkumuz, merakımız, hevesimiz olmalıdır.
Milyonlarca Müslüman her gün saatlerce kötü fitneci ahlaksız cehennemî tv’leri seyrederek zehirleniyor.
Ömrümüzün büyük bir bölümünü cep telefonu zevzekliklerine gevezeliklerine kurban ediyoruz.
Öyle okumuşlarımız var ki, üniversiteyi bitireli on beş sene olmuş, bu uzun müddet zarfında bir tek kitap okumamış. Ne büyük eksikliktir bu.
Bütün faydalı, lüzumlu, zarurî ilimler sadece kitap okumakla öğrenilmez ama kitap okumak suretiyle yine de çok şeyler öğrenilebilir.
Müslümanlar neler okumalı?
Önce temel din bilgilerini doğru şekilde öğrenmek için muteber din, ahlak kitapları okumalı.
Sonra edebiyat, tarih, hikmet…
Dinlenmek için seyahat ve hatıra kitapları.
Sağlığını koruma… İslama uygun düzgün bir hayat sürme… İslam büyüklerinin menkıbeleri…
Her gün en az on yeni bilgi, kültür referansı edinilmelidir.
Bazı yabancı ülkelerin metrolarında, trenlerinde, toplu taşıma vasıtalarında çok sayıda kitap okuyan yolcu görülür. Bizde yok.
Bazıları kitap okuyacağına dedikodu ve gıybet yapmayı seviyor. Siyaset entrikaları… Her konuda seviyesiz magazin haberleri… Futbol… Telefon zevzeklikleri…
Akıllı bir liseli genci düşünelim. Her gün kısa ve özet de olsa on faydalı bilgi öğrense senede üç bin küsur, beş sene sonra yirmi bine yakın bilgi…
İçinde ahlaksızlık olmayan güzel romanlar, okuyanı dinlendirir… Tarih kitapları ibret verir… Seyahat kitapları insanın ufkunu açar… Dinî ahlak kitapları, büyüklerin ibret verici hayatları düşündürür ve ıslah eder…
İyi, faydalı, güzel, uyarıcı, aydınlatıcı, doğru bilgilendirici, dinlendirici kitaplar, okuyanları başka dünyalara götürür.
Kitaplar kapılar gibidir. Açarsın, karşına bambaşka bir alem çıkar…
Müslümana en lüzumlu kitaplar doğru, muteber, güvenilir, faydalı, yükselten, aydınlatan din ve ahlak kitaplarıdır.
Bir Müslüman, İmam Gazalînin İhyâ kitabını iki sene içinde her gün bir saat okusa, bu kıraatin sonunda alim ve fazıl bir kimse olabilir. Olur demedim, olabilir dedim. İçindeki bilgileri hem anlamalı, hem zihnine iyice nakş etmeli, hem de hayata uygulamalıdır. Bir takım İhya almış, kütüphasine koymuş ama okumuyor. O adamcağız İhya turşusu kurmuştur. Okunmayan İhya fayda vermez.
İhya okuyor, sonra gıybete devam ediyor. Ne anladım ben böyle okumaktan… Merkep okuması…
Dünya hayhuylarının bulanık ve kirli selleri içinde yuvarlanıp gidiyoruz.
Trafik sıkıntısından, kafa dağınıklığından, dedikodudan, gıybetten, tv’den, futboldan, cemaat holiganlığından, cep telefonu belasından kendini kurtarıp da muntazaman (intizamlı ve devamlı) şekilde faydalı kitaplar okuyabilenlere ne mutlu.
Büyüklerimiz “Ya öğreten ol, ya öğrenen… Üçüncüsü olma…” buyurmuşlar.