Duydunuz mu hiç umudun sesini?
Duymadıysanız gidin bir dağ yamacına. Oturun tertemiz dupduru akan bir çeşmenin başucunda. Şırıl şırıl akan pınardan dinleyim umudun sesini.
Duydunuz mu hiç umudun sesini?
Duymadıysanız gidin bir ormana. Bulun bir koca ve ulu çınar, sırtınızı yaslayın ve dokun derdinizi. Siz derdinizi anlatın, o ulu çınar da anlatsın size umudu. Seslensin size umutla bir ulu çınar.
Duydunuz mu hiç umudun sesini?
Duymadıysanız gidin bir deniz kenarına. Çocuklar gibi neşeyle yürüyün kumlarda. Ayakkabılarınızı ellerinize alın ve yürüyün yürüyün yorulmak nedir bilmezcesine çocuklar gibi. Hatta yürümeyin koşun. Terden sırılsıklam olun. Denizin kıyısına sürekli vuran dalgaları dinleyin en sonunda. Sizi umutlandıracak sesleri o dalgaların kararlılığında bulacaksınız.
Duydunuz mu hiç umudun sesini?
Duymadıysanız bir köye gidin ve toprak bir dam bulun. Dayayın başınızı toprak damın kerpiç duvarlarına ve hasbihal edin. Sorun o kerpiç duvara, kimler geldi kimler geçti? Sorun o kerpiç duvara o evde kimler doğdu, kimler öldü? Söylesin size o kerpiç duvar, “bu Dünya kimseye yâr olmadı.” Haykırsın size kerpiç duvar, “hiçbir sorun çözümsüz kalmadı, zaman her şeye ilaç oldu.” Kerpiç duvardan yankılanan umudun sesinin hiç kulağınızdan eksik olmasın.
Duydunuz mu hiç umudun sesini?
Duymadıysanız bulun bir camii ya da mescid. Durun ve bekleyin bir cami ya da mescid kenarında. Okunsun Ezan-ı Muhammedi. Ezan okunurken o kutlu sesi ruhunuza çekin ve adeta yüreğinizde hissedin. Umudun sesi “Allahüekber” nidasındadır.
Duydunuz mu hiç umudun sesini?
Duymuşsunuzdur, duymuşsunuzdur. “Allahüekber” nidasını duymayanımız mı var? Elhamdüllilah.
Evet, yazımın en sonunda bir şiir. Özünde Allahüekber olan bir şiir bu.
UMUDUN SESİ
Sabah hicran, akşam hicran, hep hicran
Göklere yükselir feryat ile figan.
Geceler olsa da böyle korkunç, viran.
Çiçekli sabahlara uyanırız bir gün.
Dön dolaş aynı yerde geçer günlerim.
Gece gündüz hep cefa ile inlerim.
Dertler bitecek diye ses duyar, dinlerim.
Çiçekli baharlara uyanırız bir gün.
Şimdi kalbim yılgın, şimdi kalbim sürgün.
Şimdi böyle suskun, şimdi böyle durgun.
Şimdi böyle keder, şimdi böyle hüzün.
Çiçekli sabahlara uyanırız bir gün.
Ah ile seslenişlerim ta çıkar arşa.
Güzel günler göreceksin yeter ki yaşa.
Umutlarım elbette çıkmayacak boşa.
Çiçekli baharlara uyanırız bir gün.
Güzel düşünen, güzel günlere kavuşur.
Çileler, belalar çekip gider, savuşur.
İşte o gün sırtımız pek olur, ovuşur.
Çiçekli sabahlara uyanırız bir gün.
Yalnız değiliz, Allah yâr, Allah ekber.
Allah’a güvenen ne dert, ne tasa çeker.
Etrafına hep umut tohumları eker.
Çiçekli baharlara uyanırız bir gün.
İşte ben, size bu umutlarla seslendim.
Çok şükür İslam’ın Nuruyla beslendim.
Hayatta ne korktum, ne de yeislendim.
Çiçekli sabahlara uyanırız bir gün.
Ruhum sonsuza dek özgür, olmaz esir.
Kimse ona vuramaz pranga, zincir.
Her şeyin vakti var, boşa değil bu şiir.
Çiçekli sabahlara uyanırız bir gün.
Çiçekli baharlara uyanırız bir gün.
Vesselam.