Üstadımız Sezai Karakoç’un “yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır” diye belirttiği günlerde değiliz artık. O günlerden sonra köprülerin altından çok sular geçti.

Lafa doğrudan girelim ve sözü uzatmayalım.
Artık “yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır” döneminde değiliz.
Dünya’daki Müslümanlar olarak, sağ görüşlü ve dindar kesim olarak hepimizin
durumu üç aşağı-beş yukarı aynı.
“Dünyevileştik” ve bu da bizi yenilgiye uğrattı. Dünya’nın parası, pulu ve serveti
cazip geldi ve izi yendi.
“Mücahitler müteahhit oldu” dedikleri durumu yaşıyoruz çoktandır.
Artık “zafer zafer büyüyen yenilgilerimiz” var.
Bu sözden kasdım, Dünya Ülkelerinde madden iktidarda olabiliriz. Seçim
kazanabiliriz. Ferdi olarak zenginleşebiliriz. Ancak iktidarda iken Allah yolunda
değil de nefsimizin yolundaysak, bunun adı “zafer zafer yenilgidir.”
Yani
görünüşte zafer, ancak özde yenilgidir. Mal ve mülk sahibi olup da zenginleşmişsek
ferden, eğer o zenginlik bizi kibre düşürmüşse, hayır ve hasenattan uzaklaştırmışsa,
o da “zafer zafer büyüyen yenilgidir.”
Konunun hem içtimai ve hem de ferdi tarafı vardır. Ve bizler hem içtimai
(toplumsal) ve hem de bireysel (ferdi) olarak yenildik. Güçlü sandığımızı bir
dönemde yenildik. Tabi bu bizim Ülkemiz için, bizim Ülkemize benzeyen bazı
Müslüman Ülkeler için geçerli olsa da bunun dışında kalan yerler vardır.
Evet, ne demek istediğimi açıkça belirtiyorum. Dünya’da Müslümanlar arasında,
“zafer zafer yenilgi değil” de tam tersi “yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer varsa” o
yer Gazze’dir, o Ülke Filistin’dir.

Çünkü orada sureta yani görünüşte “yenilgi” olsa da, özde “zafer” vardır.
Bilindiği üzere, siyonist terörist İsrail çoluk çocuk demeden. yaşlı genç dinlemeden ve kadın
erkek ayırmadan 7 Ekim 2023’ten beri Filistin’de (özellikle de Gazze’de) dünyanın gözü
önünde fütursuzca katliam yapıyor. Kurulduğu yıl olan 1948’ten beri ara ara zulüm ve katliam
yapan siyonist terörist artık zulmüne kesintisiz devam ediyor ve özellikle Müslüman çocukları
öldürüyor. Bu gaddarlık ve zulüm ortamında tüm Dünya’nın gözü Filistin’e çevrildi ve
Filistin’in haklı davası tüm Dünya’da milyarlarca savunucu buldu. Ve üstüne üstlük
“siyonistlerin Dünya çağındaki kandırmacası ve kendilerini haklı ve şirin, sempatik
göstermeleri de artık boşa çıktı. Hatta daha da ilerisi Filistinli mücahitlerin korkusuz ve pervasız tavırları ve İsrail’e karşı az kuvvet oldukları halde vatanlarını cesaretle savunmaları, dünyada İslam’a ilgiyi artırdı.

7 Ekim 2023’ten sonra Dünya çapında İslam Dinine
geçişler arttı ve Müslüman olanlar çoğaldı. Bu nedir? Bu zaferdir.
Yani görüntüde İsrail,
Filistin’i yeniyor gibi gözükse de özde galip olan Filistin’dir. İşte bundan dolayı bunun adı
“yenilgi yenilgi büyüyen zaferdir.”
Gel gör ki, Dünya çapında durum böyle değildir. Maddi imkanları çok ve siyaseten de
iktidarda oldukları halde, dünyevileştikleri ve paraya, pula ve servete yöneldikleri için
Müslümanlar büyük çoğunlukla “zafer zafer büyüyen yenilgi içindedirler.”
Evet, bunlar genel ve ortaya söylenen sözlerdi.
Şimdi gelelim kendimize.
Şimdi kendimizi tenkit etme zamanıdır.
Şimdi, “iğneyi başkasına çuvaldızı kendimize batırma vaktidir.”
Ey iktidar ve yönetim sahipleri iyi dinleyin!
İktidar olduğun halde muktedir değilsen,  sistemin emir eri isen zafer sandığın o
iktidar nimeti esasında nimet değil nikmettir.
Nikmet’in manasını bilmeyenler için iki kelime ile açıklayalım, “azap, ceza” demektir
nikmet.
Bu ülkede gençler manevi olarak ne durumdalar?
Kültür çalışmaları ve kültürel değerlerimiz ne durumda?
Bir ülkede deizm ve ateizm artıyorsa ve iktidarda da “dindar ve muhafazakâr” bir ekip
varsa, bir yerde yanlış vardır.
İşte bundan dolayı, “zafer zafer büyüyen yenilgilerimiz vardır” diyorum.
Özetle zafer sandığımız yenilgilerimiz vardır” diyorum.
Her şey ortada çok da fazla söze gerek yok. Yazıma Üstadımız Sezai Karakoç’un bir şiirinden
başladık ve şiirindeki “yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır” tespitini öne çıkardık.
Bu bundan 50 yıl öncesinin tespiti idi. Artık tespit değişti. Günümüzde dindar, sağ
ve muhafazakâr kesim olarak siyaseten iktidarda ve galip görünüyoruz ancak
mağlubuz. Zafer kazandık sanıyoruz ancak yenilgideyiz. Şimdi tespit böyledir.
Sözü, söz ustasına bırakalım ve Üstadımız Sezai Karakoç’u meşhur şiirden
konumuzla alakalı bölüme yer vererek huzurlarınızdan ayrılıyorum.


Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır
Aşk celladından ne çıkar madem ki yâr vardır
Yoktan da vardan da öte bir Var vardır
Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır
O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır

Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
Senden umut kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili.
Uzatma Dünya sürgünümü benim.
“Gerçek mü’min şairler Dünya’yı sürgün yeri olarak görürler.”
Al benden de o kadar. 101 yaşasan ne olacak? 101 yıllık sürgün sonuçta. Vesselam.