Amerika’da yaşanan 11 Eylül saldırılarından sonra üçüncü dünya savaşının fitili ateşlenmiştir. Fransa’da yaşanan olaylarla, taraflara saflarını seçmeye zorlanmaktadır. Amerika’da 2008 yılında yaşanan ve bütün dünyayı etkileyen krizden henüz dünya tam manasıyla çıkmış değildir. şirketokrası savaş istiyor. Silah lobileri silah satacak, faiz lobisi ülkelere borç verecektir. Bundan dolayıdır ki, Muhtelif yerlerde meydana gelen terör saldırıları, medeniyet çatışması gibi gözükse de, enerji kaynaklarının paylaşımı için meydana getirilen münferit saldırılardır. Krizin atlatılması enerji kaynaklarına hâkimiyetten geçmektedir. ABD’nin enerji kaynaklarına hâkimiyeti için, ülkelerde darbeleri desteklemek yâda doğrudan darbe yapmak için bir ekonomi tetikçi kullandığı artık bilinmektedir. Bizim ülkemizde ekonomi tetikçi kim? savaşın sona ermesiyle her ne kadar ABD tek süper güç olmuşsa da bugün yeniden güçlenen Rusya’nın dışında Cin, Arjantin, Filipinler, Endenozya, Peru ve Türkiye’de ekonomi olarak güçlenmeye başlayan ülkelerin arasında sayabiliriz. Bu durum dünya dengelerini değiştirmektedir. Oysa Siyonistlerin tek dünya devleti kurma hayalleri bulunmaktadır. Ülkelerin güçlenmesi, hatta nüfuslarının gençleşmesi bu “tek dünya devleti” hayalini ötelemektedir.

Yalnız ekonomisi büyüyen bu ülkeleri bekleyen tehlike, üretmeden büyümedir. Eğer siz büyümenizi tüketmek üzerine kurarsanız, başka ülkelerin pazarı olmaktan kurtulamazsınız. Üreten, kendi ar-ge’sini yapan, bilim üreten bir ülke ayakta kalacaktır. Bir başka tehlike ise; kalkınmak ve büyümek için Kamuya ait kurum ve kuruluşları (KİT) özelleştirirken, dünyayı idare eden Siyonist ailelerin eline geçmesidir. İşte bu durum sizi sömürülmenize sebep verir ki, sonucunda istenmeyen olaylara neden olur. Ya sizi iç savaşa sürekler, ya da topyekûn yeni bir kurtuluş savaşına. Çünkü adaletsiz gelir dağılımının olduğu her yerde hak arayışı meydana gelmesi kaçınılmazdır.