Serhat Güller

Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün'ün bu yılın başlarında yaptığı açıklama, Türkiye'nin havacılık sektöründeki iddialı hedeflerini bir kez daha gözler önüne sermişti. Türkiye, kendi 5. nesil savaş uçağı KAAN'ın seri üretimine hazırlanırken, aynı zamanda 6. nesil savaş uçağı üzerine de çalışmalarını başlatmış durumda. Bu açıklama, birçoklarını şaşırtmış olabilir, ancak ben Türk mühendisliğine olan güvenimle, bu adımın zamanlamasının aslında mükemmel olduğunu düşünüyorum.

Öncelikle, savaş uçağı nesilleri konusunda bir bilgilendirme yapalım. 1. nesilden başlayarak, her nesil, öncekine göre daha gelişmiş teknolojiler ve yetenekler sunar. 5. nesil savaş uçakları, görünmezlik teknolojisi, gelişmiş radar sistemleri ve içsel silah yuvalarıyla tanınır. Ancak, teknoloji durmadan ilerliyor ve 6. nesil uçaklar, bu alandaki yeniliklerin sınırını zorlamaya hazırlanıyor. Bu uçaklar, yapay zeka entegrasyonu, daha yüksek manevra kabiliyeti, lazer silahları ve insansız kullanım kapasitesi gibi özelliklerle donatılacak.

Haluk Görgün'ün açıklaması, bazılarına erken gelebilir çünkü KAAN hala prototip aşamasında ve tam anlamıyla seri üretime geçmiş değil. Ancak, savunma sanayisinde, özellikle de havacılıkta, geleceği öngörmek ve bu yönde adımlar atmak büyük önem taşır. Dünya genelindeki diğer gelişmiş ülkeler de 5. nesil uçaklarını tamamlamadan 6. nesil projelerine başladılar. Bu, teknolojik üstünlüğü elde tutma ve geleceğe hazırlıklı olma yarışıdır. Bizim de bu şampiyonlar liginde olduğumuz aşikar…

Türkiye'nin bu alanda attığı adımlar, sadece ulusal güvenliğin güçlendirilmesi değil, aynı zamanda ekonomik ve teknolojik bağımsızlığın da bir yansımasıdır. TUSAŞ'ın yürüttüğü ANKA-3 ve Şimşek gibi insansız jet projeleri, 6. nesil savaş uçağı ile birlikte çalışabilecek, bu da Türkiye'nin hava kuvvetlerinin operasyonel yeteneklerini radikal bir şekilde artıracak. Bu strateji, bir pilotun tek başına değil, insansız hava araçlarının asistanlığıyla çok daha geniş bir operasyonel alanı kontrol edebilmesini sağlayacak.

Şöyle bir senaryo hayal edin, 5. Ve 6. Nesil savaş uçağına binen bir pilotumuz yanında 10 adet SIHA ile havalanıp, konvoy haline operasyon bölgesine yaklaşınca kendisini tehlikeye atmadan etrafındaki SIHA’ları ister kendi eliyle ister entegre yapay zeka ile önden gönderip atışları yaptırabilecek, ya da kendine güvenli bir alan açabilecek.

Türk mühendisliği, son yıllarda savunma sanayisinde dünyaya parmak ısırtan başarılara imza attı. Bu güven, Türkiye'nin sadece mevcut nesillerde değil, gelecekte de hava kuvvetlerinde söz sahibi olacağına dair umudumu artırıyor. Haluk Görgün'ün vizyonu, Türkiye'nin sadece bir kullanıcı değil, aynı zamanda bir üretici olarak dünya havacılık arenasında yer alması için atılmış cesur bir adım. Bu yolculukta, tüm Türk mühendislerine ve savunma sanayii çalışanlarına olan inancım tam. Geleceği şimdiden inşa etmek, Türkiye'nin önümüzdeki yıllarda ne kadar ileri gidebileceğinin bir göstergesidir.