Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) tarafından TÜRK-İŞ Genel Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısında, EMD Başkanı Mehmet Kaya moderatörlüğünde basın mensuplarını sorularını yanıtlayan TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay kamuoyunda yaklaşık 5 aydır asgari ücretin konuşulduğuna dikkati çekti. Altay uluslararası örgütlerden kredi derecelendirme kuruluşlarına, ekonomistlerden siyasi partilere kadar farklı kesimlerin asgari ücrete dair görüşlerini paylaştığını söyledi.
“BİR YÜKÜ BİR KESİMİN ÜSTÜNE YIKMAK, BİR KESİM ÜZERİNE ZAHMETİ, PROBLEMİ DAĞITMAK DOĞRU DEĞİL”
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 10 Aralık’ta yapacağı toplantı öncesinde şu değerlendirmelerde bulundu: “Asgari ücretin insanların cebine girmesi için en kısa 60 gün, en uzun 75 gün var. Biz üç ay evvel başladık. Biz ülke olarak 150 gündür asgari ücreti konuşuyoruz. Vergiye ilgili devasa bir sorunumuz var. Biz eskiden vergi dilimlerine temmuzdan sonra giriyorduk. Öyle bir noktaya geldik ki 12 ay çalışıyoruz, 2 ayını vergiye veriyoruz. Asgari ücretle aklınıza kim geliyorsa herkes konuşuyor. Dünyadaki finans örgütleri, Türkiye’deki işverenler, patronlar konuşuyor. Türkiye ekonomisinin iyi olduğu söyleniyor. Biz bunu pazarda, markette hissetmiyoruz. Emekli, işçi, insanlar hissetmiyor. Biz bu ülkede beraber yaşıyoruz. Bir yükü bir kesimin üstüne yıkmak, bir kesim üzerine zahmeti, problemi dağıtmak doğru değil.
"17 BİN LİRAYLA BİR HAFTA GEÇİNEBİLİR MİSİNİZ"
MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı'nın "Bana göre asgari ücrette yüzde 25'in üzerinde artış doğru değil" açıklamalarına tepki gösteren Atalay, "Asgari ücret enflasyona sebep değil. Bu ülkede bir senedir asgari ücrete zam gelmiyor ama fiyatlar artmaya devam ediyor. Asgari ücret, bu ülkede geçim ücreti oldu. Bundan beş sene evvel ‘belirleme ücreti’ydi. 17 bin lirayla bir hafta geçinebilir misiniz" dedi. Atalay, hükümete baskı unsuru oluşturmayacağı düşüncesiyle mi bir rakam belirlemedikleri sorusuna "Ne yapalım? İşçinin ne yapması lazımsa kırmadan, dökmeden yapmaya devam ediyoruz" yanıtını verdi.
"ASGARİ ÜCRET ENFLASYONA SEBEP DEĞİL"
Bu süreçte, bazı çevrelerin asgari ücretin 2025 yılı tahmini enflasyonu kadar artırılması yönündeki görüşlerine tepki gösteren Atalay, şöyle konuştu: "Biz bu ülke beraber yaşıyoruz. Bir yükü bir kesimin üzerine yıkmak doğru değil. Hükümetin ekonomi politikası var ama aynı zamanda sosyal politikasının da olması gerekiyor. Adil gelir dağılımı şu anda yok. MÜSİAD, 'asgari ücret artışı yüzde 25'i geçmesin' diyor. Fahiş fiyat artışları, kiralar ortada. Asgari ücret enflasyona sebep değil. Bunu nereden anlıyoruz. Bir senedir asgari ücrete zam gelmiyor ama fiyatlar artmaya devam ediyor. IMF başta olmak üzere uluslararası kuruluşlar, asgari ücretin ne kadar artırılmasını gerektiğini açıklıyorlar ama onlar masada yoklar."
"ASGARİ ÜCRET GEÇİM ÜCRETİNE DÖNÜŞTÜ"
Asgari ücret rakamının kıdem tazminatı, işsizlik ödeneği, Genel Sağlık Sigortası primi de dahil 20'den fazla kalemi ilgilendirdiğine dikkati çeken Atalay, bu yönüyle toplumun tamamına yakının etkileyen asgari ücretin Türkiye'deki en büyük toplu iş sözleşmesi niteliğinde olduğuna değindi.
Atalay, şu değerlendirmelerde bulundu: "Asgari ücret geçim ücretine dönüştü. Asgari ücretle bundan 5 yıl önce en düşük ücret belirlenirken, şimdi geçim ücreti. 17 bin lira olan bu ücretle bir hafta geçinebilir misiniz? İşverenler 17 bin lirayı gözünün önüne getirsin. 12 bin lira emekli maaşı, 17 bin lira asgari ücret. Bu ülke ekonomi politikasını yaparken, sosyal politikasını da yapmalı."
Yeni yılda asgari ücretin ne oradan artırılması gerektiği yönündeki bir soru üzerine Atalay, "Hedef enflasyon mu gerçekleşen enflasyon mu deniyor. İkisine de katmıyorum. İkisi de doğru ve uygun değil. Sıkıntıları beraber paylaşmak durumundayız. Sıkıntıları dar gelirlilerin üzerine yıkmanın anlamı yok." dedi.
"TÜRKİYE'DE KÖLE PAZARI DÜN DE OLMADI BUGÜN DE OLAMAZ"
Atalay, 15 kişilik Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nda TÜRK-İŞ'in 5 kişi ile temsil edildiğini belirterek, bu yıl da geçen yıl olduğu gibi TÜRK-İŞ heyetinde 4 işçinin yer alacağını, Ramazan Ağar başkanlığındaki heyette bu yıl aşçı, kuaför, taşeron işçi ve basın mensubunun olacağını duyurdu.
Türkiye'de asgari ücret seviyesini gerekçe göstererek fabrikalarını asgari ücretin daha düşük olduğu ülkelere taşıyanları da eleştiren Atalay, "O işverenler daha fazla kazanmanın derdinde. Gittikleri yerlerde 100 dolara, 150 dolara insanları çalıştırıyorlar. Orada köle pazarı var. Aynısını bu ülkede uygulayamazsınız. Türkiye'de köle pazarı dün de olmadı, bugün de olamaz, olmaması da gerekiyor." şeklinde konuştu.
"İŞÇİNİN NE YAPMASI LAZIMSA KIRMADAN, DÖKMEDEN YAPMAYA DEVAM EDİYORUZ"
Atalay, “Hükümete bir baskı unsuru oluşturamayacağını düşündüğünüz için mi asgari ücret için bir rakam belirlemiyorsunuz, işçileri neden harekete geçirmiyorsunuz” sorusunu şöyle yanıtladı: “Ne yapalım? Ne yapmam lazım? İşçinin ne yapması lazımsa kırmadan, dökmeden yapmaya devam ediyoruz. Önümüzde kamu sözleşmeleri var. Ne lazımsa onu yaparız. Biz rakam söylersek hükümet ve işveren beraber olarak ‘Bunun altına inmez’ diyerek istedikleri gibi hareket ediyorlar. Onların elini güçlendiriyoruz. Zamanı geldi mi açıklarız. Ama şu an rakam açıklamanın bir anlamı yok. 5 aydır rakam konuşuyoruz. Kime ne faydası var? Asgari ücret ortada yok. Biz rakam açıklamadık diye bazı televizyonlar ve gazeteler bizi tenkit ediyor. Ben burada çok güzel bir rakam söylerim. Ondan sonra ne olacak? Olacak şeyi söylemem gerekiyor. O zaman komisyona gerek yok. İşçinin aleyhine bir şey yapmamaya gayret sarf ediyoruz.”