Bir önce ki yazımda; Suriye’de, ABD ve koalisyon güçleri tarafı ile Rusya ve Rejim güçleri ikinci tarafına karşı
Bir önce ki yazımda; Suriye’de, ABD ve koalisyon güçleri tarafı ile Rusya ve Rejim güçleri ikinci tarafına karşı Türkiye’nin ise üçüncü tarafı oluşturma çabasında olduğunu ve tarafların gerekçelerini özetlemiştik.
Suriye’de Mevcut durum analizi
Suriye’de rejim ile muhaliflerin savaşını bitirmek için ABD ve Rusya’yı sahadan uzaklaştırmak gerekmektedir. Onların sahada uzaklaşması ancak bedel ödemesi durumunda mümkündür. Biz muhalifler ile rejimin savaşının bir an önce bitmesini istiyoruz çünkü canımızla, malımızla bedel ödüyoruz. ABD ve Rusya askerleri ve halkları, canları ve kanları ile Suriye’deki yürütülen savaş için bedel ödememektedirler. Sadece para kayıpları söz konusudur. Oysaki Suriye halkı ve bizler canlarımız ve kanlarımız ile bedel ödüyoruz. Onlar bu savaşı ancak can ve kan veyahut para kaybederlerse durdururlar. Öyle ise Suriye’de barış için iki devleti sahadan uzaklaştırmanın akli olarak iki yolu görünmektedir; ya savaşacağız ya da mali kayıplarını artıracağız
Suriye’de barış için çözüm önerisi
Kabul etmek gerekir ki ABD ve Rusya dünyanın iki süper gücüdür. Biz bu iki ülke ile Suriye’de rejim ve muhalifler ile olan savaşı bitirmek için gerekli olan sahadan uzaklaştırma amacıyla ABD ve Rusya’ya askeri operasyon yapıp başarılı olmamız mümkün değil. Diğer Müslüman ülkelerde böyle bir operasyon katılmazlar.
İkinci yol olan ekonomik bedel ödetmek için ambargo yapılması gerekir ki bunun için dünyadaki bütün Müslümanların birlikte hareket etmesi lazım. Dünya Müslümanları birlikte hareket etse idi zaten bu duruma düşmezdik. Bu yolda kapalı görünüyor. Ekonomik ambargoda en çok bizim ülkemiz zarar görüyor.
Bu iki yolun dışında üçüncü bir yolda daha var. Batı kamuoyunu etkilemektir. Bunun için enformasyon çok iyi kullanılmalıdır. Oysaki bu konuda çok yetersiziz. Beş yıldır, devam eden bir savaş var. Suriye halkının dramını anlatan tek bir sinema filmi yapılıp, İngilizce, Rusça, Farsça ve Arapça olarak dünya kamuoyuna sunulmadı. Batı kamuoyuna yönelik propaganda faaliyetleri sivil kuruluşlar vasıtası ve devlet imkânları ile yürütülmelidir.
Demokratik ülkelerdeki siyasi liderler, kamuoyunu karşısına alarak, dış siyaset yapamazlar. Biz batı kamuoyunun önem verdiği, demokrasi ve insan hakları üzerinden propaganda yapmalıyız.
Batı kamuoyunu etkilemek ve desteğini almak için demokratik gözlemci ülkeler koalisyonu oluşturma teklifi sunmalıyız. Bu koalisyonda; ABD, Rusya, İran ve Türkiye olmalı veyahut da katılmak isteyen her ülke olmalı, bu koalisyon ülkelerinin gözetiminde ve sağladığı güvenlik ortamında Suriye de tarafsız ve bağımsız genel bir seçim yapılmalı; bu seçim ile Suriye’nin anayasal düzenini oluşturacak 4 yıllığına geçici bir barış meclisi oluşturulmalı, bu seçimlere rejimi liderleri ve savaş grupların lider kadroları katılmamalı; yani savaşa aktif olarak katılmayan kişiler seçime girmeli; barış meclisi, ülkeyi imar edecek, yapılan maddi yardımları halka doğrudan gıda ve sağlık malzemesi olarak dağıtacak, anayasa çalışmalarını yürütecek, anayasayı referanduma götürecek, geçici bir hükümet kurmalı; anayasa kabul edildikten sonra herkesin seçime katılabileceği bir seçim yapılmalı; bu seçimin de garantörleri, gözlemcileri ve seçim güvenliğini sağlayanlar, demokratik gözlemci ülkeler koalisyonu olmalıdır.
Egosu bu kadar yüksek Esad, kendisine Rusya ve İran yardım ettiği müddetçe asla kan dökmekten vazgeçmez. Bu ülkelerde, Esad’ın tamamen gideceği bir teklifi asla kabul etmezler. Nasıl olsa Rusya’nın canı yanmıyor, malı da kayıp olmuyor. Bu savaş hep böyle devam eder. O nedenle 4 yıl sonra geri gelme ümidi verilerek Suriye yönetiminden Esad’ı uzaklaştırmayı denemeliyiz. Hem Batı kamuoyu desteğini alabileceğimiz, ancak demokratik bir sistem çözümü önerisi olabilir. Batı kamuyu desteğini alınca belki siyasi liderlerde destek verir.
Dört yıl sonra tekrar Esad’ın gelme tehlikesi var, ama Suriye halkı belki huzur ortamında daha düzgün bir tercih yapabilir. Suriye halkı, Esad’ın döktüğü bunca kandan sonra, hala Esad’ı tercih ediyorsa bizim yapacağımız bir çözüm kalmıyor. Ama en azından; Suriye halkının kanı daha fazla dökülmemiş, Suriye’nin bölünüp de Akdeniz’e sınırı olan bir Kürt devleti kurulma tehdidi kalkmış olur. Esad’de bir fani en azından o ölünce ülke daha özgür bir yönetim anlayışına doğru gider.