Almanya Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier'in Suudi Arabistan ve Ürdün ziyaretlerinden sonra, son durağı olarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşme gerçekleştirdi. Özellikle dünya siyaseti olarak ziyaretin, kaotik bir döneme denk gelmesi ziyaretin önemini daha iyi kavramımıza sebep olmuştur. 23 Şubat tarihinde gerçekleşecek olan Almanya Seçimleri, gurbetçi vatandaşlarımız, Türkiye ile ilişkiler açısından önem arz etmektedir. Ziyaret kapsamında yapılacak görüşmeler de savunma sanayii alanında yapılacak iş birlikleri başta olmak üzere, Türkiye-Almanya ilişkileri tüm boyutlarıyla ele alınmış oldu. Suriye’deki Esad rejimin devrilmesiyle beraber göçmen konusuda anlam kazanmış olmuştur. Diğer bir konu ise Almanya’daki Türk toplumunun durumu da hiç olmadığı kadar önem arz etmektedir. Dünya siyaseti günden güne sol popülizminin çökmesiyle, sağ populizme ciddi anlamda siyasi olarak bir kayma gerçekleştirmiştir. Görüşmelerde ayrıca, Türkiye-AB ilişkileri ve güncel bölgesel meseleler hakkında fikir alışverişin de bulunulması ön görülmektedir. Türkiye ve Almanya arasındaki köklü ve kadim ikili ilişkilerin ziyaret vesilesiyle daha da güçlü bir şekilde geri döneceğine inanıyorum.
Berlin’deki kaynaklardan elde edilen bilgilere göre, görüşmede Suriye ve İsrail’de yaşanan son gelişmeler de ele alınmış oldu. Almanya ve Türkiye ilişkileri bu dönemde daha fazla önem kazanacak. Göçmen sorunu ve Yeni Suriye Hükümeti için, Türkiye ile ikili ilişkilerin daha samimi olması gerekiyor. Gelelim gerçekleşecek Almanya seçimlerine, geçtiğimiz dönemler tabi ki gökten zembille inmedi. Aşırı sağın güç kazanması oy popülasyonun artması belli üzücü olayların yaşanmasından sonra gerçekleşti. Tabi ki Avrupa’daki göçmen meselesi ve yaşanan finansal krizler de AfD’nin oy oranlarını günden güne arttırdı. Bu karamsar Almanya tablosunda aşırı sağ partiler kendilerini ötekiyle karşılaştırma aşırı sağın en iyi yaptığı işti. Almanya’da sona eren Merkelleşme süreci, Olaf dönemiyle son bulmuş oldu. Olaf işin aslı, Merkel’in mirasını harman savurdu. Almanya’nın siyasi iklimi son dönemlerde Aşırı Sağ hareketinin yeniden ortaya çıkışına tanıklık etti. Retorik olarak kararlı bir ülke olarak bilinen Almanya, milliyetçiliğin yükselişi ve sağcı aşırılığın artışıyla sistemsel olarak sarsıldı. Aşırı sağ partiye eğilim diğer partiler tarafından çok açık bir şekilde gözlenmiştir.
Alternatif için Almanya partisinin artan oyu, aşırı sağın yükselişi konusunda önemli bir göstergedir. AfD, göçmenlik politikaları, küreselleşme ve Avrupa Birliği gibi konulardaki eleştirileriyle dikkat çekmektedir. Politik zemin açısından baktığımız da tabanı olan partilerin bu seçimde kaybedeceğini gösteriyor. Fakat; Almanya’da toplum bir o kadar da bilinçli, aşırı sağın sosyolojik olarak gerçekten ciddi bir tez olması durumu toplum olarak da iyi okumalarına sebep oluyor.