Bu konuyu seçmemin nedeni, şefaat üzerinden başta Efendimiz(sav) olmak üzere şefaat iznine mazhar olan şefaat edicilerin değersizleştirmesi çalışmalarına dikkat çekme ve kısaca da olsa şefaat hakkında bilgi vermektir.
Bu konuyu seçmemin nedeni, şefaat üzerinden başta Efendimiz(sav) olmak üzere şefaat iznine mazhar olan şefaat edicilerin değersizleştirmesi çalışmalarına dikkat çekme ve kısaca da olsa şefaat hakkında bilgi vermektir.
Şer odaklarının derdi şefaat olmayıp şefaati kullanarak temel alt yapısı zayıf olan Müslümanların kafasını karıştırmaktır.
Birilerinin öne sürdüğü gibi şefaat ibadetlerde kişiyi tembelliğe sevketmez, bilakis şefaate mazhar olabilmek için güzel ameller işlemeyi teşvik eder.
Onun için bu görüşün hiçbir geçerliliği yoktur. Bu sapkınların görüşlerine kulak asmadan aklımızı kullanarak azıcık, düşünelim!
-Normal şartlarda hangimizin şefaate ihtiyacı yok!
Aklını kullanan yani azıcık düşünme yetisine sahip insan bu ihtiyacın elzem olduğunu görür, görmemesi mümkün değil!
Bırakınız İslam'ın emir ve yasaklarına uymayan Müslümanları, en önemli ibadetimiz olan namazda bile beynimizi bin bir türlü dünyevi düşünce meşgul etmektedir!
Elbette ki, ümitsizliğe düşmeden her şartta Allah(cc)'ın emirlerini yerine getirme ve yasaklarından kaçınmaya gayret etmeliyiz.
-Söyleyin gidecek başka bir kapı var mı?
Onun için bu dünyada iken ahirette ilahi affa mazhar olmak için şefaat edicilerin şefaatini, şefaatin sahibi olan Allah(cc)'a yalvararak dualarımızda talep etmeliyiz.
Şefaat, Ayet-i Kerime ve Hadis-i Şeriflerde açıklandığı üzere hak olup inkar edilemez! İnkar edenin durumunun ne olacağı güvenilir kişi ve kaynaklara sorulabilir.
Geçmişte Harici ve Mutezile anlayışına sahip kişiler Peygamber Efendimiz(sav)in şefaatini inkar etmişlerdir.
Günümüzdeki inkarcılar Harici ve Mutezile olmasalar da bir kısmı bilinçli bir kısmı küçük aklıyla kıyas yaparak inkar yolunu tercih etmektedirler.
Bilinçli saptırıcılara bir şey demiyorum; çünkü, bunların amacı Müslümanların kafasına şüpheler sokarak İslam'dan uzaklaştırmak.
Üzücü ama, en fazla şefaate ihtiyacı olanlar bu sapkınların akla uygun gibi görünen bazı açıklamalarına itibar ederek bunların etkisinde kalmaktadırlar.
Çok fazla uzatmadan şefaat ile ilgili açıklamalara geçelim.
Şefaat ile ilgili her ne kadar bazı değerlendirmelerde bulunsam da açıklamalar ehli sünnet alimlerimizden nakil olup kendimden bir şey katmıyorum.
Şefaat; ahirette peygamberler ve kendilerine izin verilen salih kimselerin müminlerin bağışlanmaları için Allah(cc) katında dua ve niyazda bulunmalarıdır.
Şefaat inkarcıları; "Onlar, Allah'ı bırakıp kendilerine ne zarar ne de fayda vermeyecek şeylere tapıyorlar. Ve bunlar Allah katında bizim şefaatçilerimizdir diyorlar" (Yunus Suresi, 18) Ayet-i Kerimesi ile Peygamber Efendimiz(sav)'in;
'Ey kızım Fatıma!, Babam Peygamber diye güvenme Rabbine karşı kulluk vazifeni yap, Eğer Allah'tan nefsini satın alamazsan vallahi ben bile senin namına hiçbir şey yapamam…' (Buhari, Müslim) Hadis-i Şerifini ileri sürerek şefaate olan inkarlarının gerekçelerini ortaya koymaktadırlar.
Burada verilmek istenen mesajı ya anlamıyor ya da anlamak istemiyorlar. Bana göre anlamak istemiyorlar.
Oysa ki, bir çok Ayeti-i Kerime ve Hadis-i Şerifte şefaatin olduğu açık ve net olarak yer almaktadır.
Aşağıdaki açık Ayet-i Kerimeleri gören bir kişi eğer kasıtlı değilse şefaati inkar etmesi mümkün olamaz.
"O gün Rahman'ın izin verip sözünden hoşnut olduğu kimselerden başkasının şefaati fayda vermez." (Taha,109)
"Onun izni olmadan kendisinin katında kim şefaat edebilir." (Bakara, 255)
"Allah'tan gayri dua ettikleri şeyler (putlar, şeytan) şefaat etmeye sahip değildir. Ancak, bilerek hakka şahitlik edenler bundan müstesnadır."(Zuhruf, 86)
'(O gün) Rahman'ın katında söz ve izin alandan başkasının şefaat hakkı olmayacaktır. (Meryem, 87)
Sonuç olarak şefaatten ne anlamalıyız.
1-Şeksiz şüphesiz şefaat haktır.
2-Müslüman olmayan müşrik, kafir ve tüm imansızlara şefaat yoktur. Yukarıdaki Ayet-i Kerime ve Hadis-i Şerifte bu durum anlatılmaktadır.
Peygamber Efendimiz(sav) en yakınındaki kızı Hz. Fatıma(r.ah) validemiz üzerinden bu mesajı biz ümmetlerine bildirmektedir.
3-Allah(cc)'ın şefaat izni verdiği kişiler şefaat izni verilenlere şefaat edebilir.
4-Allah(cc)'ın izni olmadan peygamberlerde dahil hiç kimse şefaat edemez.
5-Şefaat, Allah(cc)'ın şefaat etme yetkisini verdiği kullarına olan bir ikramı ve hediyesi olup biz kulların bunu sorgulama hakkı yoktur.
Kim şefaat istemez onu bilemem; başta Efendimiz(sav) olmak üzere şefaat etme izni verilenlerin şefaatine mazhar olabilmek için Allah(cc)'a dua ve niyaz ediyorum.