Son dönemde Türkiye'de sebze fiyatları; Enflasyonun yanı sıra hayat pahalılığının en somut örneklerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Pazar tezgahlarındaki yüksek fiyatlar özellikle dar gelirli ailelerin bütçesini zorluyor. İklim değişikliği, tarımda yaşanan sıkıntılar ve lojistik aksaklıklar bu sorunun daha da karmaşık hale gelmesine de yol açıyor.

Çiftçiler için en büyük zorluk, üretim maliyetlerinin hızla artması. Gübre, mazot ve iş gücü gibi temel giderlerin sürekli yükselmesi üreticiyi büyük bir çıkmazın içine itiyor. Bu artan maliyetlerle başa çıkamayan çiftçi ürün üretmekte zorlanıyor ve bu durum, sebze fiyatlarının yükselmesine neden oluyor. Son günlerde pazardan fotoğrafı çekilen ve sosyal medyada paylaşılarak fiyat bakımından tepkilere neden olan yeşil fasülye de bu durumlara bir örnek mahiyetinde.

Son günlerde pazardan çekilen bir sebze fotoğrafı

Diğer yandan, iklim değişikliği Türkiye'nin tarım sektörünü doğrudan etkiliyor. Aşırı sıcaklar, kuraklık ve beklenmedik hava olayları ürün verimliliğini düşürerek arzı daraltıyor. Yetersiz altyapı ve su kaynaklarının etkin kullanılamaması gibi sorunlar bu durumu daha da kötüleştiriyor. Tarımsal üretimin azalması piyasada arz-talep dengesizliğine yol açarken, fiyatların daha da yükselmesine sebep oluyor.

Sebze fiyatlarındaki artış, sadece çiftçilerin değil, tüketicilerin de hayatını olumsuz etkiliyor. Pahalı sebzeler sağlıklı beslenmeyi ve dengeli diyetleri erişilemez kılıyor. Bu durum, düşük gelirli grupların yeterli ve kaliteli gıdaya ulaşmasını zorlaştırarak toplum sağlığı üzerinde uzun vadeli olumsuz etkiler oluşturabiliyor.

Bu sorunun çözülmesi için; Çiftçilere daha fazla destek verilmesi, sürdürülebilir tarım politikalarının devreye girmesi ve verimli üretim yöntemlerine yönelinmesi gerekmektedir. Aksi takdirde sebze pahalılığı sadece bugünün değil, geleceğin de büyük bir sorunu olmayı sürdürecektir...