Öfke hayatımız boyunca yaşadığımız en tehlikeli duygudur.
Peki biz bu tehlikenin farkında mıyız?
Öfkelendiğimizde ne yapacağımızı biliyor muyuz?
Araştırmalara göre cevaplar ‘’Hayır’’
O zaman ortaya şu çıkıyor; sadece öfke anında karar veriyoruz ki; bu kararın mantıklı ve analitik olduğunu söylemek zor. Öfkelendiğimizde kan basıncının yükselmesi, kalp atımının artması ve hormonal değişiklikler gibi bedenimizde meydana gelen durumlar doğru düşünmemizi engeller ve süreklilik gösterdiğinde fiziksel ve ruhsal sağlığa zarar verebilir.
Zaman zaman siz de bu güçlü duyguyu yönetmekte zorlanıyor olabilirsiniz. Sağduyudan uzaklaştığınızı veya öfkeye giderek daha yatkın hâle geldiğinizi düşünüyorsanız önce bu duygunuzu anlamanın ve anlamlandırmanın ardından onunla başa çıkmanın yöntemleri üzerine düşünebiliriz.
Öfke kelimesi Türk Dil Kurumu(TDK)’da ‘’engellenme, incinme veya gözdağı karşısında gösterilen saldırganlık tepkisi, kızgınlık, hışım, hiddet, gazap‛’ şeklinde tanımlanmaktadır.
Birde bu konunun diğer bir boyutu bulunmakta. Öfke konusunda her iki tarafta suçlu.Yani öfke yaşayan kadar bir de yaşatan taraf var.Her iki tarafta öfkeye yenilmemek adına kendini eğitmeli ve yaşanacak geri dönüşü olmayan felaketlerden hem kendini hem de karşı tarafı korumalıdır.
Öfke konusunda kendinizi eğitmezseniz,kendinizi öfkenin acımasız eğitimi içinde bulursunuz….
Öfkenin olumsuz kazanımlarından biri de kontrolünüz dışında alışkanlık haline dönüşmesidir. Bazı insanların bu duyguyu despot yönetimin bir parçası olarak kullanarak karakterlerinin bir parçası haline dönüştürdüklerini görürsünüz.
Peki Neden Öfkeleniriz?
Psikolojik olarak yeterli ve güçlü hissedememek, çaresizlik, kendisinin, çevrenin veya toplumun beklentilerine uygun bir karaktere sahip olmamak, sevilmemek, önemsenmemek, fikirlerinin sorulmaması, ihtiyaç ve isteklerini ifade edememek, bastırılmışlık, küçümsenmişlik, başkaları tarafından engellenmek gibi sayılabilecek birçok sebeplerle kişi diğerlerine karşı öfkeli olabilir.
Ayrıca ekonomik sorunlar, savaşlar, açlık, hayatta ne yaparsa yapsın istediği amaçlara ulaşamayacağı düşüncesi, kendisinin sahip olduğu problemler veya sahip olamadığı şeyler gibi sebeplerden dolayı dünyaya karşı da öfkeli olunabiliyor.
Eşinizin yada sevgilinizin kıskançlık krizleri,İş yerinizde çalışanlarınızın hataları ya da bir çalışansanız sürekli haksız nedenlerden dolayı yöneticinizden fırça yemeniz ve trafikte kurallara uymayan sürücülerin davranışlarına öfkeleniyorsunuz.
Birde konunun sağlık boyutu var, Kronik hastalıklar (örn. şeker hastalığı), belirli psikiyatrik (antisosyal kişilik bozukluğu, depresyon, bipolar bozukluk) veya fiziksel hastalıklar, yas ve alkol madde kullanımı da kronik öfkeye sebep olabilir.
Davranışlarımız üzerinde son derece önemli etkisi olan öfke duygumuzun bizi yönetmesine izin vermeyerek, kendimize ve etrafımıza zarar vermeyecek şekilde onu nasıl yönetebiliriz?
Bu sorunun cevabı için öfke kontrolünde 6 adımdan oluşan önerileri yakından inceleyelim.
Öfkeni Kabul Et
Etkili bir öfke yönetiminden bahsedebilmek için öncelikle öfkenizi kabullenip sonra nelerin sebep olduğunu fark etmek gerekir. Bu farkındalık hem öfkeyi anlamayı hem de içgörü kazanmayı kolaylaştırır. Dolayısıyla bir süreliğine öfke anlarınızı izlemeniz gerekir.
Her insan öfkesini kontrol altına alabilme yetisine sahiptir, ancak bunun için istek ve çaba gereklidir.
Bir Mola Verin
Öfkenizin yoğunlaştığını hissediyorsanız, durumdan uzaklaşın. Konuşmayı başka bir zamana erteleyin.Kısa bir ara vermek, sakinliğinizi yeniden kazanmanız ve duruma daha rasyonel yaklaşmanız için gereken alanı sağlayabilir.
Derin Nefes Al
Ani öfke nöbeti hallerinde çoğu kişi kendini kaybeder ve fevri davranışlar sergiler. Bunu minimum düzeye indirmek için kişinin kendine telkinlerde bulunması,sakin olması gerektiğini hatırlaması tavsiye edilir. Öfke yatışmaya başlayana kadar derin derin nefes alınmalı ve nefes egzersizleri yapılmalıdır. Kişinin kendine nefes alacak zaman tanıması sayesinde öfke kontrol altına alınacaktır.
Yalnız Kalın
Öfke durumu kişinin kontrolünden çıktığı için bu süreci en az zararla atlatmak adına yalnız kalmak gerekir. Kişi tek başına olduğu bir odada dikkatini etrafa verebilir ya da gözlerini kapatarak sayı sayabilir. Ayrıca bireysel yürüyüş ve egzersiz yapmak da zihindeki olumsuz düşünceleri önleyecektir. Böylece kişi öfkenin kendisini yönetmesine engel olacak ve onu kontrol altında tutacaktır.
Sağlıklı İletişim Becerileri:
Empati Kurma: Öfkelendiğinizde, karşı tarafın bakış açısını anlamaya çalışın. Empati kurmak, iletişimde anlayışı ve bağlılığı artırır.
Duyguları Açıkça İfade Etme: İletişimde açık olmak ve duygularınızı doğrudan ifade etmek, karşı tarafın sizi anlamasını kolaylaştırır.
Dinleme Becerisi Geliştirme: İletişimde dinleme, karşı tarafın duygularını anlamak için önemlidir. Aktif dinleme tekniklerini kullanarak, karşınızdaki insanı doğru bir şekilde anlamaya odaklanın.
Olumlu Dil Kullanma: İletişimde olumlu bir dil kullanmak, karşı tarafı incitmek yerine ilişkiyi güçlendirir. Olumlu ifadeler kullanarak, anlaşmazlıkları çözmek daha kolay olabilir.
Uzman Desteği Alın
Öfkeyi kontrol altına almak bazen tahmin edilenden daha zor olabilir. Eğer öfke ile başa çıkılamıyorsa ya da alınan önlemler bunun için yetersiz kalıyorsa uzman desteği almak işe yarayacak ve böylece kişi hem kendini hem de sevdiklerini üzmemiş olacaktır. Karşıdaki kişiyi fiziksel ya da duygusal yönden kırmadan hisleri dürüstçe paylaşabilmek için daima en uygun yöntem tercih edilmelidir. Uzman desteği bunun nasıl mümkün olacağı ile ilgili bilgi verecektir.
Öfke yönetimi ve sağlıklı iletişim, kişisel gelişimimizde ve ilişkilerimizde önemli bir rol oynar. Kontrolsüz öfke, ilişkilerde kopukluk yaratabilir ve sağlığımızı olumsuz etkileyebilir. Ancak, öfkeyi yönetme stratejileri ve sağlıklı iletişim becerileriyle, daha sağlıklı ve mutlu ilişkiler kurabiliriz. Bu stratejileri uygulayarak, güçlü ilişkilerin anahtarını elde edebiliriz.
Unutmayın ki; Öfkeyle kalkan zararla oturur.