Âhir zamanda yaşadığımız için bunlar daha da artacaktır ve Mehdi
hazretlerinin zuhuruna kadar da bunlardan büsbütün
kurtulamayacağız.
O halde bugünkü fitne fesat, kaos anarşi, çekişme tepişme toz
dumanı içinde ne yapmalıyız?
Ortak değerlerimizi gündeme almalı ve onlar üzerinde birleşmeliyiz.
Böyle yaparsak tefrika, nifak şikak, çekişme tepişme hayli
azalacaktır.
Ortak gündemimizin birinci maddesi sahih itikad üzerinde
birleşmektir. Sahih itikad nedir? İlk üç kuşağın, Selef-i
Salihîn’in ve onlardan sonra her asırda gelip geçmiş râsih ve
rabbanî ulemanın, fukahanın üzerinde ittifak ettikleri doğru
inançlardır.
Sahih itikadın iki imamı vardır: İmamı Eş’arî ve İmamı Mâturidî.
İnanç konusunda onlar önder kabul edilirse itikad konusundaki
kavgalar, gürültüler, aşırılıklar, sapıklıklar, çatışmalar sona
erer.
Müslümanların ortak ikinci değeri beş vakit namazdır. Bunu da,
hangi meşrebe ve görüşe mensup olursa olsun bütün kardeşlerimizin
yerine getirmesi gerekir.
Üçüncü değer Ümmet birliğidir. Bunu kabul eder ve
gerçekleştirirsek, kavgaları gürültüleri nifakı şikakı tefrikayı
ortadan kaldırmış oluruz.
Dördüncü değer râşid, âbid, taqvalı, ehliyetli, muktedir, firasetli
bir İmam-ı Kebire biat ve itaat etmektir.
Beşinci değer, din konusunda halkın kendi arasında cahilane
tartışmaları bırakıp; âbid, zâhid, muttaqi, rasih, yüksek ahlak ve
karaktere sahip, muhlis, mustaqim, icazetli ulema, fukaha ve
meşayihe müracaat etmeleri ve onların fetvaları, görüşleri,
direktifleri doğrultusunda hareket etmeleridir. Bu dediğimin
gerçekleşmesi için böyle alimlerden oluşan bir Fetva Meclisi, bir
Ümmet Şûrası, bir Nasihat Hey’eti, bin Mârufla Emr ve Münkerden
Nehy Teşkilatı bulunması gerekir. Bunların içinde hiçbir din
simsarı, mukaddesat baronu ve sömürücü yer almamalıdır.
Altıncı değer faydalı ilimdir. Müslümanlar İslamı doğru anlamak ve
onu hayata uygulamak için gerekli din kültürüne sahip
olmalıdır.
Yedinci değer: Bedevilikten, ârabilikten kurtulup şehir ve
medeniyet Müslümanı olmalıyız. Bunun için çok yüksek, çok vasıflı
İslam mektepleri kurulmalı, bunlarda İslama, Türkiyeye, İslam
dünyasına, bütün insanlığa hizmet edecek ziyalı Müslümanlar
yetiştirilmelidir.
Ülkemizdeki şu son Müslümanlar arası kavga ve savaşlar gösteriyor
ki, biz gafillikler, cahillikler, hainlikler, sekter taassuplar,
holiganlıklar, militanlıklar, aşırılıklar içindeyiz. Kültürümüz ve
ahlakımız yeterli değildir.
Yukarıda saydığım değerler etrafında birleşmeyi kimler
gerçekleştirecektir?
Tashih-i itikad, beş vakit namaz, İslam eğitimi ve İslam
Mektepleri, Ümmet Birliği, İmam-ı Kebire biat ve itaat halkın,
esnafın, ev kadınlarının, öğrencilerin yapabileceği işler değildir.
Bunları doğru bilen, alim ve fakih olan, sözleri dinlenen ziyalı
Müslümanlar yapabilir.
Bu zevatın zuhur ve huruç etmesini, bir araya gelmesini, bir Şûra
oluşturmasını bekliyoruz.
Bunu yapmazlarsa cahillerin ve gafillerin, çekişip tepişenlerin,
birbirleriyle boğuşan iman kardeşlerinin vebali onların üzerine
olacaktır.
(İkinci yazı)
Anladınız mı?
ŞİMDİ anladınız mı dinlerarası diyalog ve hoşgörü neymiş?..
Ilımlı ve light İslam neymiş?..
Yüz çeşit, belki de bin çeşit dinde reform, dinde yenilik, dinde
değişim, İslamcılık, Mealcilik, Protestanlık cereyanı neymiş?
Hâlâ anlamadınız mi, Ehl-i Sünnet İslamlığını niçin yıkmak
istiyorlar?
Kur’an, Sünnet, Şeriat İslamlığını yıkıp, onun yerine niçin
Fazlurrahmanın Tarihsellik ve Tatiliye mezhebini getirmek
istiyorlar?
Camilere erkek Müslümanları niçin çağırmıyorlar da, kadınları
çağırıp duruyorlar, sebebini anlayamadınız mı?
Müslüman halk ve gençlik İslamı ilmihal kitaplarından değil, Kur’an
meallerinden öğrensin diye çırpınmalarının sebebini hâlâ sezip
kavrayamadınız mı?
Allah gerçek bir Janus’tur diyen zındığı baş tacı etmelerinin
sebebini hâlâ çözemediniz mi?
Tek bir Ümmet olması gereken Sünnî Müslümanları niçin, birbirinden
kopuk bin parçaya, gruba, hizbe, fırkaya ayırdılar?
Müslümanların başında niçin râşid, âdil, âbid, muhlis bir İmam
yok?
Okullarda mecburî okutulan, M. Kemal resimli, Gençliğe Beyannameli,
besmelesiz din kültürü kitaplarının hangi gayeye hizmet ettiği hâlâ
fehm ve idrak edemediniz mi?
Mübarek kandil gecelerinde kapalı spor salonlarında kadın erkek
karışık oturan kalabalıklara, genç ve güzel kızlar tarafından
okunan dinî ilahiler ve neşideler dinletilmesinin sırrına hâlâ
vakıf olamadınız mı?
Zekatların Kur’ana, Sünnete, Şeriata, fıkha aykırı olarak toplanıp
sarf edilmesinin içyüzünü hâlâ öğrenemediniz mi?
İslam adına faizli banka işletilmesinin sırrı nedir, bilmiyor
musunuz?
On milyonlarca Ehl-i Sünnet Müslümanı niçin uyutuluyor? Niçin
beyinler yıkanıyor?
Parçayı bütünle özdeşleştiren, hattâ bütünden büyük sananlar nasıl
hizmet edecekler?
Mübarek Ramazan akşamlarında içkili, fuhşiyatlı, lüks, beş yıldızlı
otellerin restoranlarında verilen papazlı patrikli iftar
ziyafetlerindeki niyet temiz niyet miydi, kirli miydi?
Mardin Kasımiye medresesinde çanlar çalar, ezan okunurken
papazlarla cüppeli sarıklı Diyanet mensupları niçin havuz
üzerindeki köprüden birlikte geçtiler?
Antalya’da içinde mescit, kilise, sinagog bulunan Dinlerarası
parkının mahiyeti ve içyüzü nedir?
Bu son kavga veya savaşın perde arkasında on milyarlarca dolar
dönüyor, bunun farkında mısınız?