Son beş yıldır, ABD ve Almanya’dan MHP ye dolaylı saldırı yapılıyor.

Ülkü  Ocaklarını terörist ilan edip, MHP'yi dünya kamuoyunda suçlu göstermek,

Mümkünse MHP'yi iç hukuka göre kapatma çabası vardır.

1969 yılından beri MHP üstünde oyun üstüne oyun oynanmaktadır.

Önce İngiltere’nin Ankara büyükelçiliğinin, Türkeş, “Türk-İslam davası güdüyor” raporu üzerine,

 İngiltere krallığından emir gelerek, onu Şövenist ilan edin (bu rapor yayınlandı) emri verildi.

Bunun üzerine MI 6 ya bağlı dini grup olan Nurcular, Av. Bekir Berk adına  bir broşür yayınladılar.

“İslami hareket ve Türkeş” adlı broşür, o günkü Adalet Partisine bağlı gazeteler tarafından dağıtıldı.
Türkeş İslam dışı gösterildi.

MHP nin önüne büyük bir engel kondu.

Zaten yalan ve dedikodu ile “Türkeş, Menderesi” astı. İftirası aldı yürüdü.

Halbuki Türkeş ve arkadaşları, Menderes’in idamını önlemek üzere çok çalışma yaptı. 

Fakat sürgünde oldukları için önüne geçemediler.
***
Ancak Tanzimat’tan beri yürütülen, “Türkçüler, İslam’ı ret etmelidir.”

İzinli “Müslüman görünenler de Türklüğü ret etmelidir.” Prensibi o zamanın İngiliz politikasıdır.

Bu politika, 1946 yılından sonra CIA ya devredildi. Vatikan’la ortak çalışmaktadırlar.

Tabii ki emperyalist politika, 

MHP ve dini cemaat ve partilerin içine  sokulmuş ajanlar tarafından kışkırtıldı.

Türk-İslam davası sabote edildi. 

Hala bu millet, bu çirkin handikaptan kurtulamıyor.
    ***
Bu cümleden olarak, her şeye rağmen Alpaslan Türkeş’in yetiştirdiği milyonlarca dava adamı,

Türk milletinin geleceğini kurtardı.

Bunu hisseden emperyalistler, CIA ajanları yoluyla, 12 Eylül 1980 de Türkiye’de ihtilal yaparak,

Türkeş’i hapsettiler, ve idamla yargıladılar. Suç bulamayınca da göz dağı verdiler.

Yani Türk İslam davası ve Ülkücüler sanık sandalyesine oturtuldu.

Sorgulanmak üzere içeri alınan binlerce ülkücü içerdeyken,

MHP içindeki, CIA ya bağlı Eski MİT ve eski Özel Harp Dairesi  mensupları,

Türkeş, MHP ve Ülkücü harekete karşı tezvirata başladılar.

Tabii ki, MHP yi parçaladılar. Ülkücülerin  büyük kısmı, ANAP, DYP ve diğer Partilere,

Ayrıca, cemaat, vakıf,  dernek ve tarikatlara dağıtıldılar.

Dernek, cemaat, vakıf ve tarikatlara dağıtılan bütün ülkücülere “Ben partici, değilim” dedirttiler.

Böylece, Türkeş yalnız bırakılmaya, MHP de küçültülmeye çalışıldı.

Elbette, MHP içine yine de ajan sokuldu. Yahut eski meşhur ajanlar, MHP içinde faaliyet gösterdiler.

Bunlar CİA emri doğrultusunda Özel Harp Dairesi mensuplarınca içerden yine parçaladılar.

Sonraki seçimde (1995) MHP barajı aşamadı.

Başbuğ Türkeş’in vefatı üzerine MHP 1999 da güçlü bir şekilde Parlamentoya girdi.
    ***
2015 seçimlerinden sonra CIA, üçüncü bir operasyonla, MHP yi yine parçaladı.

İYİ parti kuruldu. CIA ajanı Tayyibe Gülek’in yalısında, Kılıçdaroğlu ve Akşener toplantı yaptılar.

Millet ittifakı kurdular. Böylece MHP li Cumhur ittifakının önüne geçmek istediler.

15 eylül FETÖ darbe girişimi ile, Emperyalizm Türkiye’yi temelli teslim almak istedi.

İşte derin Ülkücüler, Devlet beyin liderliğinde Devletin bekasını kurtarmak için,

Erdoğan’ın yönetimine kayıtsız şartsız destek verdiler.

Cumhur İttifakı emperyalizmin bütün oyunu bozdu. Türkiye silahlanarak bağımsız oldu.

İşte bunu önlemek için MHP yi suçlayıp ittifakı bozmak istiyorlar.
    ***
MHP içindeki ajanlar ve FETÖ ittifakı ile Sinan Ateş cinayetini işlediler.

Bu cinayeti kesin CIA ajanları işledi. Ama Sinan Ateşin Eşini doldurup, Ülkü ocakları başkanlarını,

MHP genel başkan yardımcılarını suçlattırdılar.

Bunun tezgah olduğu, S. Ateşin hanımının nasıl da eğitildiğinden anlaşılıyor.

Veya eşi FETÖ cüdür. Kızgınlıkla iftira etmektedir.

 MHP genel başkan yardımcıları ve ülkü ocağı genel başkanı niçin suç işlesin?

Cinayeti işleyenler ayağından vurduk diyorlar.

Ama Sinan’ın başından yani tepesinden başka bir silahla öldürüldüğü anlaşılıyor.

Muhsin Yazıcıoğlunu öldüren FETÖ, bunun da katilidir.

Ben hep bu cinayeti CIA işledi dedim. Şimdi açığa çıktı. Bunu göreceğiz inşallah…