2025 yılının ilk altı ayı için memur ve memur emeklilerine yapılan %11,54'lük zam oranı, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in imzaladığı kararla dün akşam itibarıyla kesinleşti.
Ancak bu zam kararı, memurlar ve emeklileri tatmin etmedi.
BAKANLIK ÖNÜNDE EYLEM
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, beraberindeki heyetle birlikte Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde bir basın toplantısı düzenleyerek durumu protesto etti.
Ali Yalçın'ın açıklamaları;
Öncelikle hepinizi saygıyla, muhabbetle selamlıyorum. 2025 yılının, 2025 yılının ilk günlerinde bir aradayız. Alım gücümüzün aşağı doğru bir süreçte, enflasyona ezdirmeyeceğiz sözünü tartıştığımız bir demde bir aradayız.
Değerli emekçi arkadaşlarım, basın mensupları, bugün bu duruma haykırmak, sesimizi duyurmak, kamu görevlilerine reva görülen 11.54'lük zamma karşı “Gelirimiz artmıyor, aldığımız yetmiyor.” diyerek, Hazine ve Maliye Bakanlığı önünde refah payı talebimizi dile getirmek için bir aradayız.
Alım gücü yerlerde. Uçak artık Gemlik. Yıllık enflasyon %44,38 olarak gerçekleşti. Hepimiz, hissedilen enflasyonun açıklanan enflasyonla uyumsuz olduğunu, ilişkisinin olmadığını biliyor ve yaşıyoruz. Sabit gelirlerin, elektrik, doğalgaz, gıda gibi zorunlu harcamalarından oluşan sepetinin, açıklanan enflasyonla uyuşması mümkün değil.
“Enflasyona ezdirme. Yemeğimi hor görme. Enflasyonla ezdirme.” diyerek sesleniyoruz. Elektrik faturasının ödendiği yere değil, faturayı ödeyene sormak lazım. Yumurta fiyatını reyondaki etikete değil, yumurtayı alan emekçiye sormak lazım.
Bir yılda doğalgaz %160, elektrik ve akaryakıt %4, market-pazar enflasyonu %100 artmış durumda. Yılbaşından itibaren ekmeğe %25 zam geldi. Kiralar ise %60 yükselecek. Sabit gelirlinin yaşadığı darlığı %44 olarak yorumlamak bu yüzden mümkün değil.
Hayatın içinde yaşayan ve bu süreçte birçok zorlukla karşılaşan sabit gelirlerin tamamı, ne enflasyon rakamını anlam verebiliyor ne de %11.54 maaş artışını.
Bana soruyorlar:
“Başkanım, Aralık enflasyonu %1,03 çıktı. Ne düşünüyorsunuz?”
Ben de onlara: “Siz ne düşünüyorsanız, ben de onu düşünüyorum.” diyorum. Daha fazla söze gerek yok diye düşünüyorum.
Biz, 7. dönem toplu sözleşme masasında aslında bugün yaşanacak sıkıntıları öngördük ve defalarca ikaz ettik. Kamu işvereninin teklifinin, ne piyasayla ne beklenen enflasyonla ne de tahmin edilen enflasyonla alakası olmadığını o zaman ısrarla söyledik.
Bu yüzden toplu sözleşme mutabakatsızlık ile sonuçlandı ve imza atmadık. İşverenin de, hakemin de kararına şerh düştük. Kamu görevlileri ve emek, enflasyona ezilirken masa belirlesin dedik o zaman. Hakemin görevi, piyasayı görmek ve gerçeği hissetmektir. Hakemin kararı, ismi ile uyumlu olsun dedik.
Yanlışa dur diyebilseydik, haksızlığı giderirdik istedik. Maalesef hakem, karar mekanizması gibi değil de noter mekanizması gibi çalıştı. Duyuyor, görüyor fakat anlamıyor ve algılamıyor. Sonuç üretmiyor. Kararı ise milyonlarca kamu görevlisini ve ailesini bugün mağdur ediyor. Bu yüzden bugün burada, toplu sözleşmede imzamız yok. Reva görülen ise rızamızın alınmasıdır.
Değerli basın mensupları, hakemin kararı 2024'te kamu görevlilerini enflasyona ezmiştir. 2025'te ise bu ezilme devam edecek. Memur-Sen olarak, 2025'in ilk döneminde teklif ettiğimiz %15 zam ve toplamda %10 refah payı verilmiş olsaydı, bu tartışma gündeme gelmeyecekti. Kamu görevlileri bugün sesini yükseltmek zorunda kalmayacaktı.
Maliye tarafının bürokratları bir hayalin peşinden gidiyorlar. Neymiş efendim, 'zamları az verirsek sabit gelirli baskılar azalır, enflasyon düşer.' Altını çizerek ve ısrarla söyledik: Enflasyon çok hızlı yükselir fakat çok hızlı düşmez. Bunun yolu bu değil.
Maliye Bakanı'na ve kamu işverenine buradan sesleniyorum: Türkiye büyürken, güçlenirken ve artık çok daha fazla söz sahibi iken küçük hesapların peşine düşmek maliyeye yakışmıyor. Bu kadar büyük işler başarırken, kamu görevlilerini mağdur pozisyonuna düşürmek kimseye fayda sağlamaz.
Devletin alacaklarını 12 ay, 365 gün boyunca %43,93 oranında garanti altına alırken, kamu görevlilerine aktarılacak payı maliyet olarak görmeyin. Biz devletin maliyet unsuru değiliz. Biz, kamu hizmetinin vazgeçilmez kaynağıyız.
Devletin mali yükü değiliz. Kamu hizmetinin vazgeçilmez bir parçasıyız. Yöneticilerin ve karar alıcıların bu bakış açısına sahip olması gerekir. Bu yüzden ayın 15'inde alacağımız maaşlarda kayıplar telafi edilmeli ve refah payı verilerek alım gücümüz tamir edilmelidir.
7. dönem toplu sözleşme masasında teklif ettiğimiz, ilk 6 ay için %15 zam ve 2 yıl için %10 refah payı maaşlara yansıtılmalı ve bu tartışma bitmelidir.
Değerli kamu görevlileri, çok kıymetli basın emekçileri. Gelir adaletinin yolu vergide adaletten geçer. Maaşlarımız zaten yeterince artmıyor. Üstelik gelir vergisi ile verilen zamlar elimizden geri alınıyor.
Gelir vergisi sistemi bu haliyle acilen gözden geçirilmelidir. Vergi oranları %15'te sabitlenmeli ve aldığımız ufak zamların elimizden alınması önlenmelidir.
Son olarak, toplu sözleşmede karar altına alınan ve hakem kararında çıkan hükümler ile ilgili tasarruf genelgesinden geri çekilmeli, bu anlamda mağduriyetin önüne geçilmelidir.
4688 sayılı yasa tamirata ve tadilata ihtiyaç duyuyor. Masada karar aldık; beraber çalışıp bu eksiklikleri bir an önce gidermeliyiz.
Değerli basın mensupları, kıymetli emekçi arkadaşlarım. Bu haliyle zam oranı olarak sunulan enflasyon farkı memur için gecikmiş bir alacaktır. %6'lık zamla 6 ay ve 2025 yılı bu şekilde geçmez.
%15 zam ve %10 refah payı verilerek memurlar, emekçiler ve memur emeklileri rahatlatılmalıdır. Onun için, 'Refah payı şarttır' diyorum.