Peygamber Efendimiz(sav)’in yaşadığı dönemden günümüze kadar kıyametin ne zaman kopacağı ile ilgili sualler sorula gelmiş; ancak, bazı tahminler yapılsa da hiç kimse kesin bir tarih verememiştir, veremez de!
Peygamber Efendimiz(sav)'in yaşadığı dönemden günümüze kadar kıyametin ne zaman kopacağı ile ilgili sualler sorula gelmiş; ancak, bazı tahminler yapılsa da hiç kimse kesin bir tarih verememiştir, veremez de!
Her ne kadar yazımın başlığı 'Kıyamete Kaç Var' olsa da yazımda başlık eksenli değerlendirmelere derinlemesine girmeyeceğim. Doğrusu derinlemesine girecek bilgi ve yeterliliğe de sahip değilim. Asgari düzeyde bir Müslümanın bildiği kadar bilgi sahibiyim.
Kıyametin ne zaman kopacağı ile ilgili açıklamaların yer aldığı bir çok Ayet-i Karime ve Hadis-i Şerif mevcut olup sadece bir tanesini verip esas konuma döneceğim.
Genelde 'Cibril Hadisini' hepimiz duymuşuzdur. Cebrail(as) Peygamber Efendimiz(sav)'in de aralarında bulunduğu bir sahabe topluluğuna insan suretinde gelip iman, İslam, ihsan ve kıyamet alametleri gibi bazı soruları Efendimiz(sav)'e sorarak cevaplar almıştır. İşte Cebrail (as)'in bizzat soru sorarak ve cevaplarını tasdik ederek telkin ettiği bu Hadis-i Şerife 'Cibril Hadisi' adı verilmiştir.
–Cebrail(as) Efendimiz(sav)'e 'Kıyamet ne zaman kopacak' sorusunu sordu. Efendimiz(sav): 'Kendisine soru yöneltilen, bu konuda sorandan daha bilgili değildir' cevabını verdi.
–O halde alametlerini söyle, dedi.
–Efendimiz(sav): 'Annelerin, kendilerine cariye muamelesi yapacak çocuklar doğurması, yalın ayak, başı kabak, çıplak koyun çobanlarının yüksek ve mükemmel binalarda birbirleriyle yarışmalarıdır.' buyurdu.
Nasrettin Hoca Hazretlerine atfedilen fıkraların Nasrettin Hoca'ya ait olmadığını bilmekle birlikte yeri geldikçe zaman zaman ben de anlatırım.
Hocaya 'kıyametin ne zaman kopacağını' sormuşlar. Hoca:
– Hangi kıyamet, demiş.
– Hocam, biz bir tane biliyoruz, kaç tane kıyamet var?
– Hoca: Biri büyük biri de küçük olmak üzere iki kıyamet var. Hatun ölünce küçüğü,
ben ölünce büyüğü kopacak, demiş.
'Hatun ölünce küçüğü' sözü işin şakası olmakla birlikte fıkra deruni bir mesajı içinde barındırmaktadır. Burada esas olan mesajı anlayıp mesajın gereklerini yerine getirebilmektir.
Mesaj açık ve net; bir kişinin ölümü o kişinin kıyametinin kopması, demektir.
-Kıyamet her şeyin sonu, ölümde aynı değil mi?
Önemli olan kıyametin ne zaman kopacağı değil; bizim kıyamete ne kadar hazır olup olmadığımızdır. Kıyametin ne zaman kopacağını bilemesek de kıyametin kopacağı ile ilgili hiçbir şüphemiz yok.
Yarın veya öbür gün varsaydık ki kıyametimiz yakın; çok değil azıcık düşünüp kendimize şu soruyu soralım:
-Kıyamete hazır mıyım?
Maalesef, utanarak mahcubiyet içerisinde olsa da hazır değiliz. Bugün Müslümanlar olarak bizi sıkıntıya sokması gereken en büyük sorun budur. Hazırlıksız yolculuğun sonucunun felaketle biteceğinin şuuru içerisinde olmalıyız.
Bugün insanlık, tarihinde olmadığı kadar kıyamete doğru süratle koşmaktadır. Bu durum Efendimiz(sav)'in bildirdiği alametlerde görülmektedir. Geçmiş peygamber efendilerimizde helaka duçar olmuş kavimlerin işlediği günahlar kat kat fazlasıyla işlenmekte olup insanlık zıvanadan çıkmıştır.
Şu dünyanın haline bir bakın! Aklınıza gelen her türlü vahşet yaşanmaktadır. İşte İdlib'te yaşananlar.
Birleşik Arap Emirliklerinin Dubai şehrinde bulunan dünyanın en yüksek binası Burj Khalifa'da akıl almaz yılbaşı kutlaması yapılıp insanlar çılgınca eğlenirken İdlib'te Müslüman halk rejim ve Rus uçakları tarafından bombalarla katlediliyordu.
-Bunlar kıyamet alameti değil de, nedir?
Müslümanların onur ve şereflerini ayaklar altına aldığı böyle bir dönem yaşanmamıştır. Bir tarafta vahşet öbür tarafta çılgınca eğlence!
-Hem de güya Müslüman bir ülkede!