İslamiyet, hıristiyanlıkta olduğu gibi yeryüzü hâkimiyetinden uzak bir ilah anlayışını kabul etmez. İslam’a göre Allah, hayatın ve kâinatın her alanına müdahildir. İnsanların yeryüzünde selamet içerisinde bir hayat sürdürebilmesi için siyasetten ekonomiye, insan ilişkilerinden çevre ve hayvan haklarına kadar aklımıza gelebilecek her alan için kurallar belirlemiştir. Bunlardan sadece bir tanesini bile es geçmek telafisi mümkün olmayacak sorunlara neden olabilir.
Bir önceki makalemizde peygamberlerin ve İslam büyüklerinin özellikle dönemlerinin en mühim meseleleri üzerinde yoğunlaştıklarını ve bizlerinde kendi dönemimizdeki en mühim sorunları tespit ederek çalışmalarımızı bu sorunların telafisi için yoğunlaştırmamız gerektiğin ifade etmeye çalıştık. Hiç şüphesiz burada kastettiğimiz bu alana yoğunlaşıp diğerlerini terk etmek değildir. Önceliklerimizi belirlemektir. Gün gelir önceliğimiz zühd olur, gün gelir önceliğimiz sıla-i rahim olur, gün gelir önceliğimiz fıkıh öğrenmek olur ve gün gelir önceliğimiz cihad olur, siyaset olur. Bu saydıklarımız ve daha sayamadıklarımız İslam’ın köşelerini oluşturur.
İslam’ın sadece bir köşesinden tutup kaldırmak onun yıkılmasına neden olabilecek bir basiretsizliktir. İslam bir bütündür. Bütün alanlarıyla aktif olması gereken bir özelliğe sahiptir. Kur’an ilimleri, hadis ilimleri, siyer, fıkıh, matematik, tıp gibi yani bütün ilimlerde Müslümanlar çalışmalarına devam edecektir. Ancak sadece bir alan üzerinde hareket etmek olmaz. Eğer Müslümanlar bir lider çerçevesinde hareket edip birbirlerinden haberdar olmak şartıyla kendilerine belirli alanlarda en iyi şekilde geliştirecekleri ve ümmeti bu alanlardaki eksikliklerini tamamlama gibi bir görev verilmişse bu kabul edilebilir. Fakat ümmetten habersiz, istişaresiz sadece bir alan üzerinden İslami hizmetlerde bulunmak istenilen sonuçları vermeyecektir. Güzel sonuçlar elde edildiğini sanmak vehamettir. Şeytanın aldatmasıdır. Peki, böyle bir lider yok ne yapmamız lazım? Alın size dönemimizin en mühim sorunlarından biri; imamızın olmaması... İkinci bir sorun istişareyi terk etmemiz...
Dönemimizdeki sorunları belirlerken özel ve genel olarak belirleyeceğimiz sorunlarımız vardır. Özel sorunlarımızı fert ve toplum, yaşadığımız belde ve ülke olarak belirleriz. Genel sorunlarımız ise küreseldir. Ve en önemli alan Küresel alanda yaşanan sorunlardır. Filistin ve Doğu Türkistan Davamız, Arakan, Çeçenistan, Irak, Suriye, Afganistan, Azerbaycan, Bosna, Libya davamız küresel anlamda tüm Müslümanları ilgilendiren sorunlardır. Bu hastalığa sebep olan mikroplar tespit edilerek bunlar için en etkili antibiyotikleri geliştirip hastalığı bertaraf etmek elzemdir.
İslam’ın her bir alanı farklı bir ilaç gibidir. Her ilaç farklı bir hastalığı iyileştirecektir. Bir ilacın dahi kullanılmaması hastalığın büyümesine, bedenin çökmesine neden olur. Aynı şekilde farklı hastalıklara farklı ilaçlar kullanmakta şifa sağlamayacaktır. Bu sebepledir ki hastalık iyi teşhis edilmeli ve hastalık ne ise buna göre ilaç kullanılmalıdır. Önderlerimiz bu hastalıkları çok iyi tespit etti. Ve hangi ilacı yoğun olarak kullanmaları gerektiğini iyi tespit ettiler. Allah onlardan razı olsun. Kastımız en mühim sorunumuzu tespit ettikten sonra sadece bu alanda mücadele etmek değil, yoğunluğumuzu bu alana çevirmektir. İslam bir bütündür. Sadece bir köşesinden tutmak İslam’ı devirmektir. (N.Y.)