Irak Parlamentosu Güvenlik ve Savunma Komisyonu üyesi Yasir Vetut, The New Arab'a yaptığı açıklamada, Iraklı silahlı grupların bir aydan uzun süredir işgal altındaki Filistin topraklarındaki İsrail unsurlarına yönelik saldırılarını durdurmasının nedeninin, "Irak hükümeti ve Şii Koordinasyon Çerçevesi ittifakındaki bazı siyasi tarafların baskıları ile dış aktörlerden gelen tehditler" olduğunu belirtti. Vetut, hükümet ve Şii siyasi tarafların uyguladığı baskının, "Irak’ı genişleyerek ülkeyi de içine alabilecek bir çatışma alanından uzak tutma" amacı taşıdığını ifade etti.
Vetut, Irak’ın "İsrail ve hatta ABD’den gelen tehditler aldığını" ve bu tehditlerin de operasyonların durdurulmasında temel bir etken olduğunu söyledi. Ayrıca, "Suriye’de Beşşar Esed rejiminin düşmesinin de bu kararın alınmasında önemli bir faktör olduğunu" belirtti.
Vetut açıklamasında "Suriye’deki Beşşar Esed rejiminin düşmesinden sonra, silahlı grupların İsrail’e yönelik saldırıları Suriye topraklarından gerçekleştirmesi ciddi şekilde zorlaştı. Eskiden bu toprakları kullanarak saldırılar düzenliyorlardı ancak bölgedeki değişikliklerden sonra bunun tamamen sona erdiğini düşünüyoruz" dedi. Iraklı grupların İsrail’e karşı gerçekleştirdiği son saldırı, 24 Kasım’da işgal altındaki Filistin topraklarının güneyindeki hedeflere yönelik insansız hava araçlarıyla düzenlenmişti. Bu saldırı, 27 Kasım’da Lübnan Hizbullahı ile İsrail arasındaki ateşkesin yürürlüğe girmesinden birkaç gün önce gerçekleşti.
Hükümet Başkanı Muhammed Şiya el-Sudani’ye yakın ve Irak’taki "Koordinasyon Çerçevesi" ittifakı üyesi Ayd el-Hilali ise konuyla ilgili olarak, "Bölgesel ve uluslararası aktörler, özellikle İran ve ABD, bölgede tansiyonun yükselmesini önlemek amacıyla Irak ve silahlı gruplar üzerinde baskı kurdu" dedi.
Hilali açıklamasında, "Fazlasıyla ciddi tehditler aldıklarını" belirterek, İsrail’in Irak’a karşı geniş çaplı bir saldırı düzenleyebileceği tehdidinin de bu kararda etkili olduğunu ifade etti. Ayrıca, "Grupların mevcut durumda yeniden yapılanma sürecine girmiş olabileceğini" belirten Hilali, "Bu operasyonların durmasının ardında siyasi ve güvenlik kaynaklı çeşitli faktörlerin bulunduğunu" ekledi.
Iraklı siyasi araştırmacı Mücaşiah Temimi ise konu ile ilgili yaptığı açıklamada, "Bu askeri operasyonların durdurulmasının, İsrail ve ABD çıkarlarına yönelik saldırıların doğrudan bombalanması ve ciddi tehditlerle ilişkilendirildiğini" aktardı. Temimi, "Bu grupların İsrail veya ABD çıkarlarına yönelik operasyonlarının yakın veya uzak gelecekte yeniden başlamasını beklemiyoruz çünkü bu gruplara hem iç siyasi ve hükümet unsurları hem de dış aktörler tarafından baskı uygulanıyor" dedi. Temimi, Trump’ın bu gruplarla ilişkilerinde Biden’a göre çok farklı bir tutum sergileyeceğini de sözlerine ekledi.
Ancak Iraklı "Ketaib Seyidüşşüheda" grubu sözcüsü Kazım Furtusi, "Iraklı grupların İsrail’e karşı sahadaki birliği hiçbir şekilde terk etmeyeceğini" aktardı. Furtusi, operasyonların durmasının baskılar veya tehditlerden kaynaklandığı yönündeki iddiaları ise kesin bir dille reddetti.
Furtusi, "Iraklı grupların operasyonlarının Lübnan Hizbullahı’nın operasyonlarına bağlı olduğunu, Lübnan’daki ateşkes anlaşmasının ardından operasyonların da durduğunu" ifade etti. Ancak bazı siyasi ortaklar tarafından bu operasyonlara yönelik eleştirilerin olduğunu ve bu tür eleştirileri dikkate aldıklarını aktadı.
Iraklı silahlı gruplar, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının başladığı tarihten bu yana işgal altındaki Suriye’nin Golan Tepeleri ve Filistin topraklarındaki İsrail hedeflerine onlarca drone ve orta menzilli füze saldırısı düzenlemişti.