BAZI hizmetleri yürütmek için paraya, maddeye ihtiyaç vardır ama
Müslümanların en büyük gücü imanlarında, ilimlerinde, ihlaslarında,
adalet, ahlak ve istikametlerindedir.
Yukarıda saydığım altı değer yani iman, ilim, ihlas, istikamet,
ahlak ve adalet paradan, maddî güçten önemlidir ve
önceliklidir.
Müslümanda veya Müslümanlarda bunlar varsa, bunların ışığında
hizmet ederlerse Allahın izni, tevfiki ve yardımı ile başarılı
olurlar. Yoksa paralar, maddî güç ziyan olur, boşa gider
İman dedim… İslama hizmet eden Müslüman sahih ve tahkiki bir imana
ve onun nuruna sahip olmalıdır.
Faydalı ve lüzumlu ilimleri bilmelidir. Din ilimlerini bilecek,
dünya ilimlerini bilecek, çağı bilecek ki, doğru dürüst hizmet
edebilsin.
İhlaslı olacak. İhlassız hizmet olur mu hiç?
İstikamet yani doğruluk ve dürüstlük sahibi olacak.
Âdil olacak…
İslam, Kur’an, Sünnet ahlakı ile müzeyyen ve mütehalli olacak.
Bir veya bir grup Müslümanın elinde bir milyar dolar var ve bununla
hizmet etmek istiyorlar… Ne yapmalılar?
Bu parayla ülkenin görünür bir yerine dünyanın en güzel, en büyük,
en müzeyyen, kubbesi altın yaldızlı, oniks taşı kaplı gösterişli
camiini mi yapmalı?
Böyle yaparlarsa ehemmi terk etmiş olurlar.
Ne yapmaları gerekir? Bu konuda ehliyetli, liyakatli, mu’temen, çok
yüksek kültürlü, firasetli kimselere danışmaları gerekir.
Eminim ki, onlar bu parayla, şu üç çok önemli hizmetin yapılmasını
teklif edeceklerdir:
Birincisi: Müslümanları tefrikadan, parçalanmışlıktan,
bölünmüşlükten, kaos ve anarşiden kurtaracak bir Ümmet teşkilatı
kurmak.
İkincisi: Bunun başına râşid bir İmam getirip, mü’minlerin bu zata
biat ve itaat etmelerini sağlamak.
Üçüncüsü: Dünyadaki güçlü ve kaliteli okullarının birincisi olacak
bir İslam mektebi açmak.
Bu bir milyar lirayla, Türkiyeyi ihmal edip dünyanın başka
yerlerinde kolejler açılsa…
Hizmete önce Türkiyeden başlanmalıdır.
Sıradan kolejler değil, İslam mektebi veya mektepleri açılmalıdır.
Hizmetlerin gerçek hizmetler olması, hizmet paralarının ziyan
edilmemesi için Müslümanların her şeyden önce tek bir Ümmet
olmaları, bu Ümmetin başındaki raşid İmam-ı Kebire biat ve itaat
etmeleri, yapılacak hizmetler konusunda Ümmetin ehliyetli ve
mu’temen kimselerine danışmaları gerekir
(İkinci yazı)
Müslümanları Birbirine Düşürerek Yenmek
1. Sovyetler Birliğinin yıkılmasından ve Marksizmin büyük darbe
yemesinden sonra dünya şer güçleri İslam’ı ve Müslümanları en büyük
tehlike ve tehdit olarak görmüşler, planlarını ve stratejilerini bu
tehlike ve tehdide göre yapmışlardır.
2. Birinci işleri: Müslümanları parçalamak, bölmek ve birbirine
düşürmektir.
3. Türkiyenin iki ana unsuru olan Türklerle Kürtleri birbirinden
kopartmak, birbirleriyle savaştırmaktır. Bunda başarılı olmuşlar,
otuz seneye yakın terör tayfunları estirmişlerdir.
4. Sünnilerle Alevileri birbirine düşman ederek mezhep kavgası
yangınlarını kundaklamışlardır.
5. Türkiye Müslümanlarını birbirine düşürmek için, iki kimlikli
Kriptolardan yararlanmışlardır. Dıştan bakılınca Kürt hareketi gibi
görünen hareket aslında Kriptoların işidir veya ülkemizin
parçalanmasını, parçalanmazsa dışarıdan nüfus getirilmesini ve
tazminat ödenmesini amaçlamaktadır.
6. Arap baharını kışkırtmışlar ve sonra dejenere etmişlerdir.
7. Suriyede rejim değişikliği birkaç ayda halledilebilecekken,
zalim azınlık rejimine başkaldırıyı müzmin ve neticesi belli
olmayan bir iç savaşa dönüştürmüşlerdir.
8. Afganistandaki kaos ve anarşi devam ediyor.
9. İrak’ı parçalamışlardır.
10. Mısırda meşru iktidarı askerî darbe ile devirmişlerdir.
11. Libyaya sükunet ve huzur gelmiyor.
12. Tunus da öyle.
13. Uluslarası emperyalist şer güçleri Türkiyede her on yılda bir
askerî darbe yapılmasından pek hoşnut idiler. Bu yol kapanınca
sivil darbe yoluna başvurmuşlar ve Gezi hadiselerini
başlatmışlardır.
14. Emperyalist şer güçlerinin Türkiyede yıllık yüz milyarlarca
dolar menfaati vardır.
15. İşbirlikçileri vasıtasıyla ülkemizi, halkımızı, devletimiz,
yüksek ve müzmin enflasyonla soymuşlar, (1) lirayı bir milyon
liraya indirmişlerdir.
16. Emperyalist şer güçleri, Müslümanlara arasında Sünnî Şiî
ihtilafını teşvik etmektedir.
17. En son İranla barışmışlar, Sünnî çoğunluğu en büyük düşman
olarak karşılarına almışlardır.
18. İslama açtıkları savaşta Müslümanları kullanmakta ve onları
birbirine kırdırtmaktadırlar.
19. Şer kuvvetleri hiçbir İslam ülkesinde gerçekten islamî bir
rejim kurulmasına izin vermemekte, böyle bir teşebbüs olursa kadife
devrimler yaparak, iç karışıklıklar çıkartarak bunu önlemeye
çalışmaktadır.
20. Son Dershaneler savaşı, Taksim Gezi hadiselerinin ikinci
perdesidir. Ardından başka perdeler geleceğinden şüphe
edilmemelidir.
21. Gezi hadiseleri, Dershaneler savaşı küçük, mahalli, fevrî
hareketler değildir, şeytanî bir satrançtır.
22. ABD’nin, AB’nin, emperyal güçlerin İran ile yaptıkları barış,
Türkiyenin parçalanmasına yol açabilir.
23. Türkiye ve İran devlet adamları, vaktiyle İran-İrak savaşında
olduğu gibi iki Müslüman devlet ve ülkenin Batının menfaatleri
uğrunda savaşmasını önleyecek çok ciddî ve etkili tedbirler alması
gerekir.
24. Batılılar ve içimizdeki Batılılardan daha Batıcı işbirlikçiler,
Türkiye Müslümanlarının tek bir Ümmet olmasını istemiyor.
25. Türkiye Müslümanlarının râşid ve ehliyetli bir din reisine
sahip olmasını istemiyor.
26. Şu gerçek bir an bile hatırdan çıkartılmamalıdır: Devletimizi
sarsmak, ülkeyi karıştırmak, halkı birbirine düşürmek isteyen iç ve
dış şer güçleri; Müslüman cemaatler, tarikatler, sivil kuruluşlar
içine büyük sayıda casus, ajan, provokatör, yönlendirici
sokmuşlardı
27. Bunların kışkırtmaları ve yönlendirmeleri ile geçtiğimiz
yıllarda iki büyük din alimi camide sabah namazında şehid
edilmiştir.
28. Çok acı bir gerçek şudur ki, Türkiye Müslümanları birleşmezler,
tek bir Ümmet olmazlar, râşid bir zatı reis seçip ona biat ve itaat
etmezlerse şer kuvvetlerine karşı koyamazlar.
29. Dershane savaşlarından sonra yeni krizler oluşturulacak ve
Müslümanlar birbirine düşürülecektir. Bundan kimsenin şüphesi
olmasın.
30. İslam ve Müslüman düşmanları, bizi bölerek ve birbirimize
düşürerek savaşı kazanmak istiyor. Biz bu savaşı ancak birleşerek
yenilgiyi önleyebiliriz.
31. Maalesef Müslümanlar Gezilerin, sivil darbe teşebbüslerinin,
kadife devrimlerin, dershane savaşlarının, saray etrikalarının
dedikodularını yapıyor ama birleşme, tek bir Ümmet olma, râşid ve
ehliyetli bir İmama biat etme konusunda teşebbüsleri yok.
32. Müslümanlar birleşmezlerse, Gezi ve diğer sivil darbe
teşebbüslerinin yeni perdeleri karşısında çok hazırlıksız ve aciz
kalabilirler ve faşist vesayet rejiminin karanlık ve mülevves
çukurlarına tekrar düşebilirler.
(11.12.2013)