Müslüman öğrencilerinin günlük farz namazları hep birlikte okul camiinde, okul imamının ardında cemaatle kılmadıkları hiçbir mektep gerçek İslam mektebi değildir.
Resulullahı (Salat ve selam olsun ona), Kur’anı, İslamı, Tevhidi inkar eden Ehl-i Kitabın da ehl-i necat ve ehl-i Cennet olduğu yanlış inancıyla birlikte yapılan hizmetler, zahirde hizmet gibi görünseler de aslında islamî hizmet değildir.
Zekat paraları ve malları, Kur’anda Sünnette, Şeriat ve fıkıhta açıkça beyan buyurulan sekiz gerçek şahıs dışında kimseye, hiçbir kuruma, hiçbir hizmete verilemez.
Hizmet için Müslümanlardan toplanan paralarla hiçbir kimsenin reklamı yapılamaz.
İslamda meddahlık yasaktır. Hizmet ve hayır paralarıyla kimsenin övgüsü yapılamaz, övgü kitapları bastırılamaz.
Hiçbir Müslüman şahıs ve kurum, İslama hizmet niyet ve maksadıyla olsa da, faizli banka kuramaz, çalıştıramaz.
İhlasa aykırı olan, Allah rızası için yapılmayan hizmetler merduttur.
Kur’ana, Sünnete, Şeriata, fıkha, İslam ahlakına ve İslam bilgeliğine aykırı hizmetler onları yapanlara, onları destekleyenlere, onlar için para verenlere vebaldir.
Zaruret olmadıkça islamî hizmetlerde başı açık, tesettürsüz kadın ve kızlar istihdam edilemez ve onlar İslamın hicab, tesettür ve yabancı erkeklerle ihtilaf etmemek hükümlerinden muaf tutulamaz..
Halktan toplanan hizmet paralarının bir kuruşu bile; insanların sevgi, övgü, alkış ve taraftarlıklarını celb etmek için harcanamaz.
Allah rızası için değil de, halk yapanı, yaptıranı beğensin, alkışlasın, ne hayırsever kimseler bunlar desin diye yapılan hizmetlerin Allah katında makbul olmayacağına dair sahih hadîsler bulunmaktadır.
NETİCE:
Kur’ana, Sünnete, Şeriata, fıkha, İslam ahlakına ve hikmetine uygun olarak ihlaslı hizmet edenler çok muhterem, muazzez, mübarek, hayırlı kimselerdir. Onların eli öpülür. İnşaallah müstecab olan duaları istenir.
Onlar halktan ücret istemezler. Onlar sadece Haliq’tan ücret beklerler. Bu ücreti de dünyada değil, âhirette isterler.
Ne mutlu onlara!..

(İkinci yazı)

İslâmî Halk Eğitimi Faaliyetleri
Bir Müslümana, sahih bir itikattan sonra en fazla ne lazımdır? İhlas değil mi? Farz edelim, hayırlı bir din alimi bir yerde ihlas dersleri vermeye başladı. Bu derslere kaç kişi gider, can kulağıyla dinleyip ihlasın inceliklerini öğrenir?
Bir başka hoca her Müslümanın öğrenmesi farz olan zarurî ilmihal bilgileri öğretme kursu açsa, kurs bitince, devam edenler imtihan edilse ve kendilerine sertifika verilse, bu kursa kaç kişi gider, dinler?
Maalesef Müslüman toplum faydasına ve zararına olan şeyleri bilmiyor. Bilenler pek az, nâdirattan…
Cahil insanlar, dedikodulardan, entrikalardan, fitneli fesatlı havadisten çok zevk alıyor. Adeta dedikoduya mübtela=bağımlı olmuşuz.
Lise bitirmiş her Müslümanın, kendisini kurtaracak miktarda usul-i fıkıh, usul-i tefsir ve usul-i hadis bilmesi gerekir. Koca koca kitaplar değil, beş on sayfalık özetler…
Üniversite bitirmiş bir Müslümanın Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye’nin kavaid-i külliye maddelerini okumamış olması, bilmemesi ne korkunç bir cehalet ve noksanlıktır.
Farz namazları cemaatle kılmanın fıkhî hükümleri, meşru mazeretler nelerdir? Bunları bilen yüzde kaçtır?
Dedikoduları, entrikaları bırakıp da, içindeki bilgileri ihlasla uyguladığımızda ebedî saadetimizi (inşallah) kazanabileceğimiz ilmihalimizi ne zaman öğrenmeye başlayacağız?
Müslümanların tek bir Ümmet olmaları, bu Ümmetin başındaki râşid imama biat ve itaat etmeleri konusunda on milyonlarca Müslümana kimler ders verecek?
Lüks, müzeyyen, ihtiyacın çok üstünde olan evlerin, dekorasyonun, otomobillerin, giyim kuşamın, hayat tarzının israf olduğunu Müslümanlara hangi alimler, fakihler anlatacak?
Dinini iyi bilmeyen on milyonlarca Müslümanı kimler irşad edecek?
Bu memlekette her yıl on milyonlarca dolarlık hizmet parası toplanıyor da, bunların bir kısmı ile niçin genel, yoğun, etkili bir islamî halk eğitimi faaliyeti yapılmıyor?
Bazı cemaat başkanlarını övmek için milyonlarca tirajı olan reklam ve medih kitapları yayınlanıyor da, niçin her yıl milyonlarca adet müfid ve özlü sahih ilmihaller, İslam ahlakı kitaplar yayınlanmıyor?
Bu suallere kimler cevap verecek?