Devamlı şekilde ayakta tebevvül eden kişinin ardında namaz kılınmaz.

Soma’da vefat eden 300 küsur kişinin ölümleri kader değildir diyenin.

Dört fıkıh mezhebinin kolay taraflarını cem edenin.
Deccalları, Süfyanları, Kezzabları sevenlerin ve övenlerin.

Zamanımızda üç hak ibrahimî din vardır diyenlerin.
İslamı, Kur’anı, Resulullahı red, inkar ve tekzib edenlerin.

Kur’anın üç yüz küsur kesin hükümlü ayeti tarihseldir, bugün geçerli değildir diyenlerin.
Evliyaurrahmana evliyauşşeytan diyenlerin.
Ehl-i Sünnet ve Cemaat Müslümanlarını şirkle suçlayıp tekfir edenlerin.

Düşük faizli mesken kredisi caizdir ve helaldir diyenlerin.

Sünneti ya büsbütün, yahut kısmen inkar edenlerin, Sünnet muhaliflerinin ve düşmanlarının.
Zinayı büyük günah ve suç olarak kabul etmeyenlerin.

Ben Müslümanım ama Şeriatı kabul etmiyorum diyenlerin.

Tevhid ile Teslis birdir, Ehl-i Kitab ile aramızda Amentüde ittifak vardır diyenlerin.

Sünneti istihfaf ederek, Sünnet konusunda tehavün göstererek başı açık namaz kılanların.

Dört fıkıh mezhebini reddederek, gerçek müctehid olmadığı halde müctehidlik taslayıp kendi kafasına göre Kitab ve Sünnetten hüküm çıkartanların.
Kur’an-ı Kerimi re’y ve heva ile tefsir edenlerin.
Şeriatın tahkirini emr ettiği inançları, şahısları, kavramları ve kurumları tâzim edenlerin.
Gıybet eden, kendisine gıybet etme denen, buna karşılık ben gıybet etmiyorum, doğruyu söylüyorum diyenlerin.

İmamlık maaşını, namaz kıldırma niyetiyle alanın.
İslamda teravih (Ramazana mahsus gece namazı olmadığını) iddia edenin.

Allah katında İslam’dan başka hak, makbul, geçerli din vardır itikadına sahip olanların.

Fâsık ve fâcir-i mütecahir olanların, yani büyük günahları açıkta, açıkça, utanmadan işleyenlerin.
Bütün mü’minlerin tek bir Ümmet olduğuna inanmayan, kendisinde Ümmet şuuru bulunmayan; cemaat holiganlığı, militanlığı, fanatizmi yapanların.
İmametin, râşid bir İmama biat ve itaat etmenin lüzumuna inanmayan imamsızların.

Din istismarı yapan, mukaddesatı maddî menfaatine âlet eden, bu yolla haram kara kirli servet edinen ve buna helaldir diyenin.

Farmasonları din imamı, rehber ve önder kabul edenin.

Bir dükkanı veya işyeri olup da Cuma namazı okunduktan sonra burayı kapatmayan, ticareti namaz vaktinde durdurmayan kimsenin.
Kemal sıfatlarla sıfatlı ve noksan sıfatlardan münezzeh Allahu Tealayı iki çehreli Roma putu Janus’a benzeten zındığı İslam mütefekkiri, büyük mücahid ve büyük şehid olarak kabul edip tâzim edenlerin.

Ayetleri, sahih hadisleri, zaruriyat-ı diniyeyi, Şeriatı, müttefakun aleyh ahkam-ı fıkhıyeyi mizah ve alay konusu yapanların.

Fazlurrahmancıların.

Miras konusunda Allahın taksimine razı olmayanların.

Sapık ve bozuk feminizm ideolojisini Kur’ana, Sünnete, Şeriata üstün görenlerin.
Secdede, ayaklarını fıkha uygun şekilde yere koymayanların.
Haftanın en önemli gününün cuma olduğunu, cumanın faziletlerini inkar edenlerin.

(İkinci yazı)

Şundan Bundan

**BİR seyyar satıcının sergisinden on adet namaz takkesi aldım. Bunları, ziyaretime gelen dindar liseli gençlere hediye edeceğim. Baş açık namaz kılmasınlar…

**Çengelköy civarındaki bir tepede kâin Âdile Sultan sarayındaki bir düğüne gittim. Sultanahmet’ten oraya otomobille seyahat tam iki saat sürdü. İstanbul gerçekten, bin kere bitmiş!

**Müslümanların kitleler halinde Osmanlıca kurslarına giderek bin yıllık millî ve islamî yazımızı öğrenmemeleri, bu konudaki gaflet ve gevşeklikleri beni gerçekten çok üzüyor. Ayda, haftada bir değil, her gün üzülüyorum.

**Restore edilmiş bir camiye gittim. Restorasyon bir felaketti. Hayli canım sıkıldı.

**Cuma namazında hatip cemaatten yine para istedi. Resulullah Efendimizin (Salat ve selam olsun ona) yüce makamı nelere alet ediliyor. Cemaat zuhr-i âhir namazı kılarken, cami içinde biri yüksek sesle aziz cemaat para para para diye yüksek sesle avaz avaz, ciyak ciyak yırtınarak bağırdı, ortalığı yıktı. Camiyi çarşı pazara çevirdi. Diyanet ile ilgilenen Bakan beyefendiye gidip, bu çirkin duruma son verdirmesini istirham etmeyi düşünüyorum.

**Büyük camilerden birinin önünden otomobille geçerken ezan okunmaya başlandı. Hoparlörlerin sesi o kadar yüksekti ki, vasıtanın pencerelerini hemen kapatmak zorunda kaldık. Yüksek sesli hoparlör fetişizmi bütün şiddetiyle sürüyor. Ezan ne güzel, 130 desibel hoparlörler ne çirkin.

**Sahhafta cübbeli sarıklı iki medrese talebesi gördüm. Birine, izin alarak sordum: Allah’ın 14 sıfatını sayabilir misiniz? O sayamadı, yanındaki daha genç talebe saydı. Sayamayan üç yıldır okuyormuş, birinci sınıfta öğrenmiş, sonra unutmuş…

**Davet edildiğim bir velime ziyafetinin mönüsünde “Yulaf gevrekli, frambuazlı bitter çikolatalı sufle” tatlısı vardı ama tadını merak ettiğim halde yiyemedim. Gece saat 12 oldu, nerede tatlılar, efendim düğün pastası kesildikten sonra dediler. Davetlilerin yarıdan fazlası gitti. Müessese de aklınca kâr etti.

**Taksiye bindim, Eyüb’e gideceğim. Şoför temiz ve terbiyeli bir genç ama sigara içiyor. Kusura bakmayın dedi. İnşaallah sigarayı bırakırsın dedim. Yolda bir soru yönelttim: Bazı şoförler turistleri kazıklıyormuş, öyle mi? Maalesef öyle dedi. Uçan sineği, sokak kedisini kamera ile dikizleyen Devlet, Belediye, Emniyet, Şoförler derneği böyle şoförleri niçin engellemiyor?.. Konuştuğum şoför, bir kısım turistler dürüst şoförleri ödüllendiriyor, geçenlerde birini 35 liralık bir yere götürdüm, beş lira da bahşiş verdi dedi. Eyüb’e geldik, hesap 18 lira tuttu, bendeniz 25 lira verdim. Cömert turistten aşağı kalmak istemedim.

**Hamile sokak kedisini arattırdım, bulamadık. İnşaallah güvenli bir yerde doğurmuştur.

**Rufaî tekkesi binası yeniden inşa ediliyor. Sosyal tesis olarak hizmet verecek, içinde yemek yenip düğün dernek yapılacakmış… Önünden her geçişimde beddua ediyorum. Beddua etmeye lüzum bile yok. Vakıf emvaline uzanan eller kırılır.