Emekli Korgeneral Dr. Erdoğan Karakuş, Türkiye Natoya Suriye hava sahası hakkında başvuru yaptı ama cevap alamadı diyor. Şimdi Türkçe seslenişle şehitlerimiz var diyecek kadar bize sahip çıkıyor görünen ABD Suriye temsilcisi, bu Nato başvurumuzla ilgili acaba niye tek söz etmemişti?
Emekli Korgeneral Dr. Erdoğan Karakuş, Türkiye Natoya Suriye hava sahası hakkında başvuru yaptı ama cevap alamadı diyor. Şimdi Türkçe seslenişle şehitlerimiz var diyecek kadar bize sahip çıkıyor görünen ABD Suriye temsilcisi, bu Nato başvurumuzla ilgili acaba niye tek söz etmemişti? Geçmişteki uzun süreç içinde sinsice faaliyetlerle siyasetçilerimizin aklını dumura uğratan bu iki yüzlülük, bugünkü Cumhurbaşkanımızın şafaklayıp dirayet göstermesiyle MİT krizinden 15 Temmuz darbe girişimi sonucuna kadar iyice anlaşıldı. Bu sorunun cevabını vatandaşlarımız kolayca verebiliyor artık. Halkın tecrübe sesini, gittiğim her yerde kime sorsam duyar oldum. Ne mutlu ki insanlar seslendirdikleri tecrübelerinde şu dikkate değer yorumu bile yapabilir hale geldiler:
ABD'nin komşularımızla irtibatını kesmeliyiz önerisi ile Suriye karışırsa hedef Türkiye'dir öngörüsü Merhum Erbakan liderliğine aitti. Yazık ki emperyalist servislerin kültürel saldırılarının etkisindeki diğer siyasî liderler hiç ciddiye almamıştı. Bugün anlaşılıyor ki onun işaret ettiği bu noktadan hareketle bir siyasî uzlaşma olsaydı dışa karşı büyük bir güç edinmiş olacaktık. Grup konuşmasında Cumhurbaşkanının siyonist güdümlü emperyalizmin iç servis elamanlarına sadece lider olarak Merhum Erbakan'ın kapılmadığını vurgulaması da acı tecrübe sesidir.
Şimdi ABD Rand Corporation Raporu gündemiyle darbe söylentileri tartışılıyor. Niye mi? Şöyle çıkıyor başta muhtarlar olmak üzere STK mensuplarına akseden halkın tecrübe sesi:
31 Mart yerel seçimler öncesi ve sonrasında Ak Parti üst yönetimleri hangi sözde yakın danışmanlarca nasıl yanıltıldıysa vicdanları kanatan demeçler verip icraatlar yapınca büyük kentler kaybedildi. Teşkilatlar Binali'ye oy diye illerden İstanbul'a otobüsler kaldırdığında biz ne demiştik? Bu otobüslerdeki oyların çoğu Binali'ye değil Ekrem'e dememiş miydik? Siz de Hesap Pusulası yazınızla bunları anlatmamış mıydınız?
Sonuçlar alınınca haklılığımız çıkmıştı ortaya ama seçim sürecinde halk adamlığı mesajı veren Ekrem, ağzından çıkanları unuttu çok geçmeden. Kurban olduğum Atatürk gibi 'Bahtiyarım ki sözlerimin hiçbirine milletimin hakkımaki itimadını sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım.' diyemedi. Yapabilir miyim acaba araştırmasından değil, işkembe-i kübradan ucuzluk vaadi atınca ve de türlü türlü gaflarıyla da gündem olunca yöneticilik liyakati hakkındaki halk güvenini kaybetti. Bizi sessiz ve derinden adım adım izleyen hain, düşman yeni bir hayal kırıklığı yaşıyor şimdi. Temelsiz raporlarla darbe söylentilerinin gündeme düşürülmesi belki bu yüzden.
- Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ'un kumpasla yargılanıp 2 yıl tutuklu kalması akla zarardı ve vicdanları yaralamıştı. Başbuğ uzun süre sessiz kaldı. Şimdi Meclise gece yarısı apar topar bir yasa maddesi getirildi de askerlere kumpas kuruldu, siyasî ayak burada aranmalı iddiasıyla yeni bir çekişme fitilini niye ateşledi? Çıkışının zamanlaması tesadüf mü yoksa darbe bahanesi laik cumhuriyeti kollama vesayetçiliğine dönüş provakasyonuna mı alet oluyor? İktidar ve ana muhalefetin de mahkemelik olacak kadar belli milattan önce ve sonra siyasî ayak suçlamalarını köpürtmesi niye onun bu çıkışıyla aynı zamanda?
Rahmetli Kamer Genç Meclis kürsüsünden inceleme uyarıları yaparken tepki gösterenler kimlerdi, yanılgı içinde mi hesap peşinde miydiler? Devlete millete ihaneti görünce uyanıp nedamet getiren iktidar liderinin mücadelesine karşı sadece onu yıpratacağım diye özgürlük savunuculuğu adına ihaneti iyot gibi ortaya çıkan sözde medya mensuplarını sahiplenen kimdi, görmedik mi? Şimdi nedamet getirmesi gerekirken ABD şirketinin darbe raporu gerçekleşsin diye mi çekişme ortamına yeniden çekiyor iktidarı ana muhalefet lideri? Rakibi gözden düşürmek için sorumsuzca yapılan suçlama ve karalamaların sonucu ne olmuştu geçmişte, yaşayıp görmedik mi?
Tecrübe sorduruyor bize bu soruları. İyi bilinmelidir ki yeni bir hayale kapılıp emperyalist piyonu olabilecek darbe heveslileri çıkabileceğini hiç sanmıyoruz, pabuç çok pahalı, görülmedi mi? Ancak iktidara yeni bir oy kaybettirme mühendisliği peşine düşülecektir yeniden. Garip gureba hamisi diye 18 yıldır iktidar ettiğimiz milletin adamına da onu yalnız bırakan kurucu yol arkadaşlarına da tecrübe sesi önerilerimiz var:
Halkı pahalılığa ve vergiye boğup geçim derdiyle şairlerine İnönü devrindeki gibi gizli taşlama şiirler yazdırmayın. Adınız adaletse Gelir Dağılımı Adaleti Yasası çıkarılmalısınız. Ne demek efendim üsttekiler 20-30-50-100 bin… alacak da geniş kitleler bin-iki bin-üç bin… alacak? Kamu çalışanları arasındaki bu maaş uçurumu niye? Kimin ağzı dili farklı? Fedakarlık mı gerek? Bunu önce üsttekiler yapacak, model olacak!
Dün yol arkadaşıyken bugün ayrı parti kurma girişiminde bulunanlar, niye bu duruma düştünüz? Geçmişteki ayrılıklar, bölünmeler ne getirdi, hepsi ortada değil mi? Yaşayıp görmedik mi? Niyetiniz halkı kalkındırmak için yeni yarlar-yollar açmaksa yani özlemimiz bizi de yönetimde söz sahibi yapacak HAK PARTİ olmaksa ne mutlu! Buyurun sunun projelerinizi. Lakin dirayetiyle dünyada önemli bir özne olmayı başarmış 18 yıldır alternatifini bulamadığımız Cumhurbaşkanına karşı sistemli olarak yürütülen körtaraf çekişmeler içine katılacaksanız nafile! Aydınım diyen herkes, farkında olmadan düşman oyuncusu olabilecek yıkıcı muhalefet batağına saplanma endişesi içinde olsun artık, yıllardır aldığımız dersler yetmedi mi? İşte halkın tecrübe sesi bu!