FAYDALI NOTLAR..


Şair Ali Şir Nevayî, “Önüne geleni yemek hayvan işi, / Ağzına geleni söylemek ahmak işi” der...
Lâkin aklına her geleni değilse bile her ilhamı not almalısın. Notların olmalı ki ilerde yazacağında “aklına her geleni söyleyen” ya da yazan ahmaklardan olmayasın...
Bendeniz bu konuda çok başarılı biri değilim ama biliyorum hattâ eminim ki, başarılı yazarlar ve büyük eserlerin müellifi zatlar mutlaka böyle yapmışlardır...
O insanlara hep gıbta etmişimdir...
Adam asker... Savaş ortasında notlar alıyor... Gazi olabilir ama şehid de olabilir... O bunu düşünmüyor, düzenli notlarını alıyor...
Savaş bitiyor ve hâtırátını yazıyor adam... Okuyorsunuz, bir asker değilseniz bile hayli faydalı nice bilgiden istifade etmiş oluyorsunuz...
Allah’ın verdiği ömür fani... Yani fena (yok olma) ile sonuçlanacak...
Yok olmayacağız gerçi, inanıyoruz ki, ahiret var ve hesap vereceğiz... Yine de bu durum, dünya hayatının faniliği gerçeğini değiştirmiyor...
O hâlde fani ömürden bâkî eserler kalmalı geriye... Hele hele belirli birikimi olan düşünce, ilim, araştırma ehli kişilersek...
Bunları anlatırken geçen gün toprağa verdiğimiz büyük tarihçimiz Prof. Dr. Fuat Sezgin’i yád etmemek mümkün mü? 94 yaşında vefat eden merhumun mekânı cennet olsun, geride öyle bir miras bıraktı ki, istifade edilecek nesiller boyu...
94 yıllık uzun bir ömür... Bu muhteşem insan, birikimlerini not almamış olsaydı onca çalışması zapt’u rapt altına alınmamış olsaydı nasıl büyük bir kayıp olurdu değil mi?
Gençlere tavsiyem “ben kimim ki?” demesinler gençlik yılları dahil notlar almaya baksınlar... Tuttuğunuz notlar belki sizin ilham ya da üretiminiz olmayabilir de... Meselâ okuduğunuz faydalı bir eserden çıkardığınız ders olabilir, hattâ iktibas olabilir. Mühim değil...
Alınan her not istikbâl için yatırımdır... Önce kendi istikbâliniz sonra sizden yararlanabilecek olanların istikbâli...
Yazım hayatımda zevzeklik olacak şeyleri hiç yazmadım desem belki biraz abartılı olur, ihtiyatlı konuşayım ama inanın sürekli (mümkünse abdestli) oturuyorum daktilomun, pardon artık klavyemin veya daha doğru ifadeyle bilgisayarımın başına ve hayırlı, faydalı şeyler yazmaya, gelecek için FAYDALI NOTLAR bırakmaya çalışıyorum...
Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) “ya hayır söyle, ya sus” buyurmuşlar... Köşe yazarları “ya hayır yaz, ya o gün bir şeycik yazma” olarak anlasınlar bunu...
Bendeniz böyle yapıyorum. Arada farklı bir şey yapmışlığım varsa bundan önce Allah’ın affına sığınırım... Sonra da muhterem okurlarımın bunu cahilliğime verip bağışlamalarını istirham ederim.
#HARBİDEN: “Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol” demiş hazreti Mevlâna… Bazıları bunu “ben ahlâksız biriyim bin türlü günah işlerim o hâlde herkes de bunları görsün bilsin” diye anlıyor galiba... Ne büyük beyinsizlik... 03.07.2018