Dünyanın dört bir yanından liderlerin buluştuğu Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yine dikkat çeken bir konuşmaya imza attı. Konuşmasının merkezinde, yıllardır kanayan bir yara haline gelen Filistin meselesi ve özellikle de Gazze'deki insanlık dışı durum yer aldı. Erdoğan, BM kürsüsünden Gazze'nin sesi oldu ve İsrail’in Gazze’de uyguladığı politikaları açıkça soykırım olarak nitelendirdi. Bu çıkışı, bir kez daha Türkiye’nin Filistin davasına olan sadakatini ve bölgede adalet arayışındaki rolünü gözler önüne serdi.
Erdoğan’dan Sert Çıkış: "İsrail Soykırım Yapıyor"
Erdoğan’ın BM'deki konuşmasında en dikkat çeken cümlelerden biri, İsrail'in Filistinlilere karşı uyguladığı şiddeti soykırım olarak nitelemesiydi. İsrail’in on yıllardır devam eden saldırıları, Filistin halkının toprağını gasp etme girişimleri ve Gazze'yi adeta bir açık hava hapishanesine çevirme politikaları, uluslararası toplumda yeterince tepki almamıştı. Erdoğan, bu duruma meydan okuyarak İsrail’in bu politikalarının bir etnik temizlik ve soykırım olarak tanımlanması gerektiğini vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yıllardır Gazze’de masum insanların hedef alındığını, sivillerin ve çocukların bombalar altında yaşam mücadelesi verdiğini, Gazze’nin abluka altında adeta boğulmaya çalışıldığını hatırlattı. Konuşmasında, dünya liderlerine ve BM üyelerine İsrail’in sistematik olarak Gazze’de insanları açlığa, çaresizliğe ve ölüme terk ettiğini söyledi. Bu güçlü mesaj, hem Filistin davasının ne kadar acil ve insani olduğunu hem de uluslararası toplumun İsrail karşısında sessiz kalmaması gerektiğini hatırlattı.
BM'nin Sessizliği ve Çifte Standart
Erdoğan’ın konuşması, sadece İsrail’e değil, aynı zamanda uluslararası toplumun kayıtsızlığına da bir eleştiriydi. Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kurumlar, yıllardır Filistin'deki insan hakları ihlallerine sessiz kaldılar. İsrail'in her türlü uluslararası hukuku çiğneyerek Filistinlilere yönelik saldırılarını sürdürmesi, BM’nin etkin bir adım atmamasıyla perçinlendi. BM'nin kurulduğu günden bu yana insan haklarını ve uluslararası barışı koruma misyonu olduğunu söyleyen Erdoğan, bu misyonun Filistin için neden geçerli olmadığını sordu. Bu sorusu, BM’ye yönelik çifte standart eleştirisinin temelini oluşturdu. İsrail’in yaptığı her türlü insanlık suçuna göz yumulurken, Filistinlilerin haklarının uluslararası arenada savunulmadığını belirtti. "Dünya beşten büyüktür" sözünü bir kez daha hatırlatan Erdoğan, BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinin çıkarlarına hizmet eden bu yapının değişmesi gerektiğini savundu.
Gazze Ablukası: Modern Dünyanın Ayıbı
Gazze, yıllardır abluka altında yaşam mücadelesi veriyor. İnsanlar temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlanıyorlar. Elektrik, su ve sağlık hizmetlerine erişim kısıtlanmış durumda. Erdoğan, Gazze'deki bu durumu insanlık dışı olarak nitelendirdi ve dünyanın bu duruma sessiz kalmasını eleştirdi. İsrail’in uyguladığı bu ablukanın modern dünyanın en büyük insan hakları ayıplarından biri olduğunu belirtti. Gazze’de yaşananlar, aslında bir halkın toplu bir şekilde cezalandırılmasıdır. İsrail, bu ablukayla Gazze halkını hem fiziksel hem de psikolojik olarak yok etmeye çalışıyor.
Filistin’e Destek: Türkiye’nin Kararlılığı
Erdoğan’ın BM’deki konuşması, Türkiye’nin Filistin’e olan desteğinin bir kez daha altını çizdi. Türkiye, her platformda Filistin davasını savunmaya devam edeceğini ve Gazze'deki mazlumların yanında duracağını belirtti. Erdoğan, Filistinli kardeşlerimizin haklarının korunması için uluslararası hukukun ve insan haklarının aktif bir şekilde savunulması gerektiğini söyledi. İsrail’in saldırgan politikalarına karşı sessiz kalmayacaklarını ve Filistin halkının yanında duracaklarını yineledi. Türkiye'nin Filistin'e olan bu kararlı tutumu, Erdoğan’ın liderliğinde devam eden bir dış politika anlayışıdır. Sadece BM’de değil, tüm uluslararası arenalarda Filistin davası savunulmuş, insani yardım ve diplomatik destek sürdürülmüştür. Erdoğan’ın bu konuşması, sadece Türkiye'nin değil, tüm İslam dünyasının Filistin'e olan bağlılığının bir sembolü haline gelmiştir.
Adalet Arayışı Devam Ediyor
Erdoğan’ın BM’deki Gazze ve Filistin çıkışı, bir meydan okuma olduğu kadar, adalet arayışının bir parçasıdır. Filistin halkının yıllardır süren acılarına ve İsrail’in sistematik şiddetine karşı uluslararası toplumun harekete geçmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatmıştır. Ancak, bu mücadelenin kısa vadede sonuç vermesi beklenmese de, Erdoğan’ın Gazze ve Filistin davasındaki kararlılığı, bu adalet arayışının devam edeceğini göstermektedir. İsrail'in Filistin’de uyguladığı soykırım, modern dünyanın en büyük utançlarından biri olmaya devam ediyor. Gazze’de yaşanan insanlık dramı, sadece Filistin’in değil, tüm insanlığın meselesi olmalıdır. Erdoğan, BM’deki konuşmasıyla bu gerçeği bir kez daha dünyaya hatırlatmış ve Filistin’in sesi olmuştur. Uluslararası toplumun artık bu duruma sessiz kalmaması ve adaletin tesis edilmesi için harekete geçmesi gerekmektedir.