“Kritik Bir Konu”

Ekrem İmamoğlu’nun terörle ilgili soruşturmasında tutuksuz yargılanma kararının ilerleyen günlerde değişmeyeceğini belirten Gürses, “Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bu konuda itiraz edeceğini biliyoruz. Elbette hukukçu değilim ve bu konuda yüksek perdeden ahkâm kesemem. Ancak başsavcılıktan bir itiraz oldu ve terörle ilgili soruşturmada da tutuklu yargılanması gerektiği yönünde bir başvuru yapıldı. Fakat bunun sonucu değiştirmeyeceğini söylemek mümkün. Ekrem İmamoğlu şu an itibarıyla yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklu. Ancak terör soruşturmasında da tutuklu olsaydı, belediyeye kayyum atanmasının önü açılacaktı. Bu açıdan kritik bir konu” ifadelerini kullandı.

İmamoğlu’nun İkinci Telefonu Vermediği İddiası

“Yaşananlar, hukuk insanlarına karşı daha saygılı olunması gerektiğini düşündürüyor”       

Soruşturma sürecinde edinilen bilgiye göre; Ekrem İmamoğlu kendisine ait iki telefondan sadece birini teslim etti. Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Gürses, “Başsavcılığın tutukluluk kararına gerekçe olarak gösterdiği nedenlerden biri de bu olabilir. İddialara göre, İmamoğlu telefonlarından birinin şifresini vermedi ve hatta o telefonu teslim etmedi. Bu, açıkçası şüphe uyandıran bir durumdur. Eğer iddialar doğruysa, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın başsavcılıktan telefonunu saklaması anlaşılabilir bir şey değil. Hukuk sistemine ve devlet kurumlarına saygı göstermek gerekir. Yaşananlar, hukuk insanlarına karşı daha saygılı olunması gerektiğini düşündürüyor” dedi.

“İBB’ye Kayyum Atanması Olası Görünmüyor”

Beşiktaş ve Şişli belediyelerine kayyum atanmasının ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanma ihtimalini değerlendiren Gürses, “Şu an için çok olası görünmüyor. Bildiğim kadarıyla çarşamba günü bir seçim yapılacak ve o seçimde belediye içinden bir kişi, Ekrem İmamoğlu’nun yerine belediye başkan vekili olarak atanacak. Ancak hukuki süreç devam ediyor. Eğer başsavcılığın terör soruşturmasıyla ilgili yaptığı itiraz kabul edilirse ve İmamoğlu bu kapsamda da tutuklanırsa, böyle bir yol açılabilir. Ama şu an için İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanması yakın bir ihtimal gibi gözükmüyor” ifadelerini kullandı.

“Yakın Vadede Tahliye Edilmesi Düşük Bir İhtimal”

İmamoğlu’nun tutuksuz yargılanma ihtimali ve içeride kalma süresi şu an için belirsizliğini koruyor. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Gürses, “Soruşturmanın başlangıcındaki büyük operasyon, 106 kişinin gözaltına alınması ve başsavcılığın açıklamaları, en azından iddianame sürecine kadar tutukluluk kararının kaldırılmasını düşük bir ihtimal haline getiriyor. Burada temenni değil, gerçekçi bir değerlendirme yapıyorum. Savcılığın İmamoğlu’nu suç örgütü lideri olarak tanımlaması ve iddiaların ağırlığı, tutukluluğun devam etme ihtimalini güçlendiriyor. Süreç uzun olabilir, iddianame ve yargılama aşamaları aylar, hatta yıllar sürebilir. Şu anda yakın vadede tahliye edilmesi düşük bir ihtimal gibi görünüyor” dedi.

“Devlet Adamlarının Sorumluluk Bilinciyle Hareket Etmesi Gerekir”

Eylemler sırasında polislerin üzerine yanıcı madde atıldığına dair yorumlarda bulunan Gürses, “Bu tür saldırılar son derece yanlış ve provokatif. Bazı siyasetçilerin sorumsuz açıklamaları, sokakta taşkınlıkların yaşanmasına sebep oluyor. Türkiye, Gezi olayları başta olmak üzere, daha önce de benzer toplumsal hareketlerde provokatörlerin nasıl devreye girdiğini gördü. Terör örgütü üyeleri veya istihbarat unsurları, toplulukların içine sızarak olayları vandalizme ve güvenlik güçlerine karşı bir provokasyona dönüştürebiliyorlar. Sokakları hareketlendirmenin, tansiyonu yükseltmenin hiçbir faydası olmaz. Sayın Özgür Özel’in ‘sokaksa sokak’ diyerek, ‘gerekirse barikatları yıkın’ gibi açıklamalar yapması, bu provokatörlerin cesaretlenmesine sebep olmuştur. Devlet adamlarının sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerekir” ifadelerini kullandı.

“Herkes Açısından Büyük Bir Tehdit Oluşturur”

İBB’nin “İstanbul Senin” uygulaması üzerinden kişisel verileri hukuka aykırı şekilde ele geçirdiği iddialarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Gürses, “Şayet bu iddialar doğruysa, gerçekten dehşet verici bir durumla karşı karşıyayız” dedi. Gürses, “Bu sadece İstanbul’da değil, tüm Türkiye’de veri güvenliği konusunda ciddi bir sorun olduğu anlamına gelir. Belediyenin kamu gücünü kullanarak bu bilgileri kötü niyetli kişilerin eline geçirme riski, herkes açısından büyük bir tehdit oluşturur. Eğer bu suç kanıtlanırsa, dünya genelinde de büyük bir skandal olarak görülür. Şu anda iddialar çok ciddi ve soruşturmanın derinleşmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

İmamoğlu Hakkında İddianame Düzenleniyor

İmamoğlu hakkında iddianame hazırlıklarının sürdüğünü belirten Gürses, “Çok uzun ve ayrıntılı bir iddianame olacağını düşünüyorum. Şu anda kamuoyunun bilmediği ancak iddianameye eklendiğinde birçok kişinin şaşırabileceği delillerin ortaya çıkması olası. Bu deliller, muhalefet cephesinde dahi soruşturmanın siyasi bir operasyon olduğu yönündeki söylemleri değiştirebilir. Muhalefet, soruşturmanın gizli tanık ifadelerine dayandığını iddia ediyor ancak 25 tanıktan sadece dördünün gizli tanık olduğu belirtilmişti. İddianame açıklandığında, bu ifadelerin ve diğer delillerin kamuoyunu tatmin etmesi gerekiyor. Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk operasyonlarından biri olduğu söyleniyor. Bu nedenle, kamu diplomasisi iyi yapılmalı ve sürecin hukuki olduğu net bir şekilde anlatılmalı” dedi.

 RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in Açıklamaları

RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in yayın yasakları konusundaki açıklamalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Gürses, “RTÜK Başkanı’nın açıklamalarını çok yerinde buluyorum. Türkiye, provokasyonlardan ve sokak olaylarından çok çekmiş bir ülke. Sorumlu yayıncılık anlayışıyla hareket edilmesi gerekiyor. Hukuki sürecin devam ettiği bir ortamda, medya kuruluşlarının provokatif yayınlar yapmasının kimseye faydası olmaz. Televizyonculuk ve gazetecilik, insan olmayı ve ülkesini sevmeyi de gerektirir. 32 yıllık bir gazeteci olarak, RTÜK Başkanı’nın hassasiyetine katılıyorum. Yayınların, kamu düzenini bozmadan ve hukuka uygun şekilde yapılması gerektiğini düşünüyorum” diyerek sözlerini noktaladı.

Kaynak: Beyzanur Akar