Bir dinsizin, bir ateistin, bir İslam karşıtının, hattâ heterodoks
bir İslamcının başörtüsüne, şiddete baş varmamak ve din hürriyetini
engellememek şartıyla muhalif olması, onun şahsî düşünce ve
kanaatidir.
Müslümanların tesettür, örtünme hürriyetini fiilen önlemeye
kalkışmak, bu hürriyeti kabul etmemek diktatörlüktür, faşizmdir,
medeniyetsizliktir, ilkelliktir, barbarlıktır, vandallıktır,
zulümdür.
Temel insan hakları ve hürriyetlerinin birinci maddesi din, inanç,
inandığı gibi yaşamak, inandığı gibi giyinmek, inancına uygun bir
eğitim görmek, inancına uygun şekilde teşkilatlanmak hürriyetidir.
Çoğunluğun bu hürriyetleri tanımayan bir egemen azınlık rejimi
gayr-i meşrudur, zalimdir.
Temel insan hakları ve hürriyetleri metinlerinin, beyannamelerinin,
sözleşmelerinin hiçbirinde laiklik veya sekülarizm diye bir hak,
hürriyet, vazife yoktur. Laiklik, bir insan hakları değeri
değildir.
Demokrasinin, insan haklarının beşiği olan Birleşik Krallıkta
(İngiltere) yaşayan Müslümanlar din hürriyeti ve tesettür konusunda
Türkiye’dekinden çok daha büyük hürriyete sahiptir. Orada
başörtüsü, çarşaf, peçe, burka serbesttir.
İsveçte, Müslüman asıllı bir kadın polis, üniformalı kıyafetiyle
başını örtebilerek hizmet görmektedir. İsveç bu konuda Türkiyenin
önündedir.
Bizdeki başörtüsü düşmanlığı insan haklarına, demokrasiye, âdil
hukuka, din hürriyetine, millî kültüre, millî kimliğe
aykırıdır.
Müslüman çoğunluğun temel hak ve hürriyetlerine karşı olan resmî
ideoloji bâtıldır.
Bu düşmanlığı, faşist ve zorba zihniyetli egemen azınlık mensupları
yapmaktadır.
Kadınların tesettürü sadece İslam dininde olan bir şey değildir,
tesettür bütün dinlerde vardır.
Halkın oyuyla milletvekili seçilen kültürlü Merve Kavakçı
hanımefendinin Meclisten hakaretler içinde kovulması ve
milletvekilliğinin düşürülmesi, yakın tarihimizin kara ve rezil
sayfalarındandır.
M. Kemal’in zevcesi Latife hanımın fotoğraflarına bakınız. Sımsıkı
tesettürlü, saçının bir teli bile görünmüyor…
Tesettür İslam dininin zaruriyatındandır. Tesettürü inkar eden
dinden çıkar, kafir olur. İnkar etmeksizin uygulamayan günahkar
olur.
Tesettürlü Müslüman hanım ve kızlara zulm etmiş olanlar bir
insanlık suçu işlemişlerdir.
Tesettür yasağı insanlıkla, demokrasi ile, eşitlikle, hukukun
üstünlüğü ile bağdaşmaz.
Saldırgan tesettür düşmanları iç barışı ve toplumsal mutabakatı
berhava ediyor.
İstemeseler de, sevmeseler de, benimsemeseler de çoğunluğun
tesettür hürriyetini kabul etmeye ve bu hürriyete saygı duymaya
mecburdurlar.
Bazı kadın ve kızların açık gezme hürriyeti varsa, onun mukabilinde
dindar hanım ve kızların kapanma hürriyeti vardır. Birinci
hürriyeti kabul edip ikincisini reddetmek ve çiğnemek uygarlık
değil, ilkellik ve barbarlıktır.
(İkinci yazı)
Medenî, Güçlü ve Vasıflı Müslüman Kimdir?
1. O, şifahî kültürlü değil, yazılı kültürlüdür.
2. Her gün en az bir saat, manasını anlamak şartıyla faydalı kitap
okur, ilmen terakki eder.
3. Onun kültürü gazete kültürü değil, kitap kültürüdür.
4. Vasıflı Müslüman ilmihalini iyi bilir.
5. O, konuşursa hayır söyler, hayırlı bir şey söylemeyecekse
susar.
6. O, Allahın lutf etmiş olduğu nebevî nur ile görür.
7. Onun itikadı sahihtir.
8. O, beş vakit namazı dosdoğru kılar.
9. Onun namazı, kendisini azgınlık yapmaktan korur.
10. O, bir insan olarak bazen günah işleyebilir ama cehren, açıkta,
açıkça, küstahça, meydan okurcasına günah işlemez, ayağı kayarsa
gizli ve utanarak işler. Vasıflı Müslüman fâsık ve fâcir-i
mütecâhir değildir.
11. Onda ince ve yüksek görgü=âdâb-ı muaşeret vardır, o kabalık,
bedevilik, hoyratlık etmez.
12. O gıybet etmez.
13. O, tecessüs etmez, yani insanların gizli ayıp, günah,
kusurlarını araştırıp ifşa etmez.
14. O, âdildir, insaf sahibidir.
15. O, ihtilaflı konularda Sevâd-Âzam dairesi içindedir.
16. O, Müslümanların kurdu değil, meleğidir.
17. Holiganlık yapan kimse çok yüksek diplomalara sahip olsa bile
vasıflı Müslüman olamaz.
18. Haram ve şüpheli geliri ve serveti olan vasıflı Müslüman değil,
alçak Müslümandır.
19. Vasıflı Müslüman, kendisi ile ülfet ve ünsiyet edilebilen
kimsedir.
20. Vasıflı Müslüman Ümmetin yaşlılarına ve büyüklerine hürmet
eder, küçüklerine şefkat ve merhametle muamele eder.
21. Vasıflı Müslümanın bugünü dünü ile eşit olmaz, onun her günü,
bir öncekinden ilim, ibadet, salih amel, hayır hasenat, mânevî
terakki bakımından ileridedir.
22. Kendisinde Ümmet birliği şuuru olmayan Müslüman vasıflı
değildir.
23. Vasıflı Müslüman din ticareti, mukaddesat bezirganlığı,
maneviyat sömürüsü yapmaz, Allah’ın ayetlerini ucuza veya pahalıya
satmaz.
24. O, Kur’ana, Sünnete, Şeriata, fıkha ve hikmete endeksli
Müslümandır.
25. Nefs-i emmâresinin kölesi olan kişi, vasıflı Müslüman
olamaz.
26. Vasıflı Müslüman, meşreb farklılıklarının üzerine çıkarak bütün
gerçek mü’minleri kucaklayan, seven, destekleyen, bağışlayan bir
zihniyete sahiptir.
27. Vasıflı Müslüman küfür ve dalâlet dışında her hal ü karda şükr
eder.
28. Vasıflı Müslüman âyine gibidir ona bakan, onda İslamın
tecellilerini görür.
29. Vasıflı ve vasıfsız bütün Müslümanlara selam olsun.
(Bendeniz vasıflı bir Müslüman mıyım? Böyle bir iddiada
bulunmaktan, kendimi, iyi Müslüman olmadığım halde iyi göstermekten
hayâ ederim…)