Büyük Siyonist Oyun ve Kuzey Irak Referandumu
Evet sevgili dostlar pek çok defa 25 Eylül’de yapılması planlanan referandum hakkında çok yazdım söyledim anlattım ama maalesef hala kör sağır olanlar var. Burada yapılmak isteneni iyi anlamak lazım. Bölgedeki Kürtlere de şu hususu iyi anlatmak lazım: Referandum ile kurulmak istenen Kürdistan Federe Devleti değil, Büyük İsrail Devletidir.
Bu bağlamda Türkiye içinde bu husus bir beka sorunudur. Türkiye’nin de sınırları 25 Eylül’den sonra büyük tehlike altındadır. Bunun örneklerini görmek mümkündür. Özellikle Barzani’de bu referandumdan bir süre sonra Siyonist güç odakları tarafından kullanıldıktan sonra çöpe atılması muhtemeldir. Çünkü meselenin aslı çok başkadır…
Özellikle baktığımız zaman Kuzey Irak’ta daha önce yerleşik olan ve Targum dilini konuşan (İbranice Asıllı bir dil) 180 bin Yahudi, İsrail Devleti 1948’de kurulduğunda İsrail’e göç etmiştir. Şimdi bu 180 bin Kuzey Irak kökenli Targum dilini konuşan bu 180 bin Yahudi’yi ve onların torunlarını yeniden Kuzey Irak’a yerleştirmek ve onları söz sahibi yapmak için kolları sıvadılar. 25 Referandumu hazırlıkları bu şekilde devam etmektedir.
ABD ne zamandır PYD ve YPG’ye silah sevkiyatı yapıyor. Bu silah sevkiyatının hacmi ve miktarı gören gözler için çok şey ifade ediyor. Bu silahlar bir grubun bir terör örgütünün ihtiyacından çok, bir düzenli ordunun teşkil edilmesi yönünde yapılan bir sevkiyattır. Geçtiğimiz günlerde Savunma Bakanımız Sn. Nurettin Canikli Amerikalı mevkidaşı James Mattis’e İstihbarat belgeleri ile bu gönderilen Tır miktarının 100 değil, 1285 Tır olduğunu söyledi. Ancak Mattis’den bir cevap gelmedi.
Dolayısıyla 1285 Tır dolusu ağır silah demek 60 bin kişilik bir Ordu demektir. Irak’ın Kuzeyinde yapılmaya çalışılan referandum sadece burada sınırlı kalmayacak, aynı zamanda Suriye’nin Kuzeyi ve Türkiye’nin Güneydoğusunu da içine alan büyük bir alana yayılacaktır. Bu konuda çok dikkatli olunmalı.
Irak’ın Kuzeyinde 25 Eylül’de yapılması planlanan referandum aslında çok önceden planlanmış ve zaman zaman bazı yetkililerin açıklamaları ile belirtilmiştir. Örnek olarak verirsek;
1) İsrail Başbakanı Netanyahu’nun iki sene önce yaptığı bir açıklamada şöyle demiştir: Bu Işid belasından kurtulmanın yolu Kürtlere bağımsızlık vermektir.
2) Obama’nın bir danışmanı ise bu hususta şöyle bir açıklama yapmıştı: Tarih boyunca hiçbir dönemde bağımsız Kürdistan’a bugün olduğumuz kadar yakın olmamıştık.
3) İsrail Likud partisi yöneticisi Ariel Goldştayn’ın yeni yaptığı şu açıklama da önemlidir: Kurulacak olan Kürt Devletinde, Kürdistan bayrağı ile birlikte İsrail bayrağı da dalgalanacak.
Bütün bu açıklamalar 25 Eylül’deki referandumun nasıl bir Siyonist plan olduğunu göstermektedir. Büyük İsrail Projesinin ciddiyetini ve ilerleyişini bu şekilde görmek mümkündür. Gelecek dönemde bölgede dengeler çok değişecektir. Türkiye için çok önemli olan bu referandum, sonralarda bölgede sınırların da değiştiği bir referandum halini alabilir. Türkiye’nin şu andaki bir numaralı Uluslararası sorunu budur. Bunun için Türkiye kınamanın da ötesinde bir plan ve strateji geliştirmelidir. Yoksa biz birilerini kınarken atı alan Kürdistan’ı geçecek gibi…
Ve son söz: ‘’ Derin Düşünmeyen Devletler, Sığ Sularda Boğulmaya Mahkumdur ’’