*Birinci uçurum: Vesayet rejimi uçurumu.
*İkinci uçurum: Egemen azınlıkların yarı sömürge sistemi
uçurumu.
*Üçüncü uçurum: Resmî ideoloji uçurumu.
*Dördüncü uçurum: Dıştan yarı demokrasi şeklinde görünen faşist
idare uçurumu.
*Beşinci uçurum: Askerî darbe uçurumu.
*Altıncı uçurum: Sivil darbe uçurumu.
Aşağıda sayacağım realiteleri görüyor ve idrak ediyorum:
*1’inci realite: Türkiye’nin Müslüman halkı kasıtlı, planlı şekilde
bölünmüş, parçalanmış ve ülkede birbirine zıt irili ufaklı binlerce
fraksiyon oluşturulmuştur.
*2’nci realite: Sosyal barış ve mutabakat berhava edilmiş,
Türklerle Kürtler, Sünnîlerle Alevîler birbirine hasım edilmek
istenmiş ve bu konuda hayli yol alınmıştır.
*3’üncü realite: Eğitimin seviyesi o kadar düşürülmüştür ki, büyük
sayıda vatandaş doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü ayırt edemez hale
getirilmiştir.
*4’üncü realite: Şeytanî güçler, faiz lobileri parayı ana değer
haline getirmişler ve kolektif para çılgınlıklarına yol
açmışlardır.
*5’inci realite: Planlı ve kasıtlı şekilde millî ahlak, millî
kimlik, millî kültür erozyona uğratılmıştır.
*6’ıncı realite: Yine planlı ve kasıtlı olarak toplumun temelini
oluşturan aile yıkılmakta, iffet ve hayâ kavramları
darbelenmektedir.
*7’nci realite: Osmanlı devletini ve Hilafetini Misyonerler
yıkmıştı. Onlar şimdi de Cumhuriyeti yıkmak ve Türkiye’yi
parçalamak istiyor.
*8’inci realite: Ülkemizde en az bir milyon Kripto Yahudi, bir
milyon da Kripto Haçlı yaşamaktadır.
*9’uncu realite: Türkiye’nin uluslararası temizlik ve şeffaflık
notu 10 üzerinden 5’tir. Bu not ülkem, halkım ve devletim için
yeterli değildir.
*10’uncu realite: Türkiye’deki islamî hizmetler, nâdir istisnalar
dışında İslam’ın ve çağın seviyesinde değildir.
(İkinci yazı)
Müslümanlar Kur’anda Nasıl Birleşir?
RESULULLAH Efendimizin (Salat ve selam olsun ona) Ümmetim yetmiş üç
fırkaya ayrılacaktır, biri dışında bunlar cehennemliktir… hadîs-i
şerifini kulak ardı edemem, yok sayamam.
Bütün Müslümanlar Kur’anda birleşsin sözü kulağa hoş gelen bir
edebiyattır ama açık değildir.
Madem ki, Müslümanlar tarih boyunca ve bugün bir sürü fırkaya
ayrılmıştır, bunların içindeki fırka-i necatı bulmak, bilmek ve ona
dahil olmak gerekir ki, bu da benim nazarımda da Ehl-i Sünnet ve
Cemaattir.
Mutezile, Mürcie, Haricîler, Gurabiye, Fazlurrahmancılar,
Afganîciler, Mezhepsizler, Revafız, Necdîler ve daha nice fırka
Kur’an diyor ama her biri Kitabullahı kendi heva ve re’yine göre
yorumluyor, hüküm çıkartıyor. Bunların birleşmeleri pratikte mümkün
müdür?
Öyle bir fırka var ki, Hz. Ali efendimizi te’lih ediyor,
putlaştırıyor, öbür kutupta o büyük zatı tekfir edenler var. Bunlar
Kur’anda nasıl birleşecek?
Şu taqiyye yapan Mutezilî ilahiyatçı önce taqiyyeyi ve kitmanı
bıraksın, mertçe açıkça ben Mutezile mezhebini doğru kabul ediyorum
desin, ondan sonra karşımıza çıksın.
İslam dünyası, Peygamber efendimizin varisleri, vekilleri,
halifeleri durumunda bulunan râsih, muttaqi, rabbanî, muhlis ulema
ve fukahaya, meşayih ve mürşidlere tabi olarak kurtulabilir.
Ülkemizde son yirmi yıl içinde belki de yirmi milyon Kur’an meali
yayınlandı ve dağıtıldı. Müslümanlar arasında birlik ve ıslah oldu
mu? Kur’an bize siz tek bir Ümmetsiniz, bir ve beraber olun, sakın
ayrılıp parçalanmayın, birbirinizle çekişmeyin buyuruyor. Bu temel
dersi meal okuyarak öğrenebildik ve hayata uygulayabildik mi?
Kur’ana, Sünnete, icmâ-i ulema-i Ümmete, Şeriata, sahih itikada
aykırı bin kadar hizbe, fırkaya, cemaate, gruba, parçaya
ayrılmışız. Bunların hepsi Kur’an diyor ama her biri Kur’anı kendi
heva ve re’yi ile yorumluyor. Bu halimizle Kur’anda birleşme nasıl
olacak?
Ramazanda Müslümanlar teravih namazına giderken, birileri İslamda
Kur’anda Teravih yoktur diye ter ter tepiniyor…
İslam Şinasi adlı kitabında “Allah gerçek bir Janus’tur” diyerek,
kemal sıfatlarla sıfatlı ve noksan sıfatlardan münezzeh Hak teala
hazretlerini iki çehreli bir Roma putuna benzeten zındığı baş tacı
edenlerle Ehl-i Sünnet Müslümanları Kur’anda nasıl birleşecek?
Kur’anda birleşmek sahih itikad ile olur.
İtikadını tashih edenler Kur’anda birleşebilir.
Kur’an, Allah katında tek geçerli, makbul, hak din İslam’dır diyor.
Birileri, buna karşı, zamanımızda üçü hak din vardır, üçünün
bağlıları da ehl-i necat ve ehl-i Cennettir diyor, bunlar nasıl
birleşecek?
Şu bin türlü bozuk fırka, şu sürü sepet İslamcılıklar ortadan
kalkacak ki, birleşme olsun.
Birleşmenin esasları şunlardır:
İtikad doğru olacak, Müslümanlar inançta İmamı Eş’ariye ve İmamı
Mâtüridiye tabi olacaklar.
Dört hak fıkıh mezhebinden birine tabi olunacak.
Müslümanlar tek bir Ümmet oluşturacak.
Bu Ümmetin başında râşid bir İmam bulunacak ve mü’minler bu zata
biat ve itaat edecek.
Kur’anı ancak ulema yorumlayacak, cahiller tefsire
yeltenmeyecek.
Kur’andan sonra Sünnet ikinci kaynak olacak ve Ümmet Sünnete
uyacak.
Müslümanların en az yüzde doksanı beş vakit namazı dosdoğru
kılacak.
Farz namazlar ehliyetli imamların arkasında cemaatle kılınacak.
Zekat Kur’ana, Sünnete, Şeriata, fıkha göre dosdoğru verilecek.
Halkı irşad edecek, çekip çevirecek, bilgilendirecek, uyaracak,
aydınlatacak icazetli ulema yetiştiren İslam medreseleri
açılacak.
Şeriata bağlı tarikatlar açılacak.
Tevhidî eğitim verecek İslam Mektepleri açılacak.
İş, ticaret, iktisat, finans hayatını tanzim eden fütüvvet ahlakı,
ahîlik teşkilatı kurulacak.
İslam mahalle teşkilatı kurulacak.
Âmirine bi’l-mâruf ve nâhine‘ani’l-münker teşkilatı kurulacak.
Her türlü din sömürüsüne son verilecek.
Her türlü hizip, fırka, cemaat taassubuna, militanlığına,
holiganlığına son verilecek.
Müslüman halkın Kur’an, Sünnet ahlakı ile ahlaklı olması
sağlanacak.
Bütün Müslümanlara, öğrenilmesi farz olan ilmihal ve ahlak
bilgileri öğretilecek ve bunların hayata uygulanması
sağlanacak.
Kur’anda ancak böyle birleşilebilir.
Edebiyatla, meallerden kendi kafasına göre ahkam çıkartmakla,
İslamcılıklar kaos ve anarşisiyle, reformculukla birlik beraberlik
olmaz. Peki ne olur? Manzaraya bakınız, işte bu olur!