Bazı hikâyeler vardır ki, onları yalnızca okumak yetmez; hissetmek gerekir. UID, yani Uluslararası Demokratlar Birliği, böyle bir hikâyedir. UID, Türk milletinin haklı davasını uluslararası arenada savunan bir kale; diasporada yaşayan Türkler için ise bir umut ışığıdır. Sadece bir teşkilat değil; fedakârlık, dayanışma ve vatan aşkıyla yazılmış bir destandır.
UID’yi anlamak için önce dünyanın farklı noktalarında yaşayan Türk toplumunun karşılaştığı zorluklara göz atmak gerekir.
Avrupa’da Türk olmak dışarıdan göründüğü gibi kolay değildir. Kimlik kartınızdaki “Türk” ibaresinin, okulda, işte, mahkemede ve sokakta önünüze bir duvar gibi dikildiği bir dünyadır bu. Eğitimde eşitsizlik, iş hayatında ayrımcılık, din özgürlüğüne yönelik baskılar… Ve en acısı: Irkçılığın açık ya da gizli darbeleri. Batı’nın “medeni” maskesinin ardındaki çelişkileri görmemek mümkün değil. Eşitlik, özgürlük ve demokrasi laflarının arkasında çıkarlar ve önyargılar var. Yine Aliya İzzetbegoviç’in şu sözünü hatırlıyoruz:
“Bunu hiç unutma evlat! Batı hiçbir zaman medeni olmamıştır ve bugünkü refahı; devam edegelen sömürgeciliği, döktüğü kan, akıttığı gözyaşı ve çektirdiği acılar üzerine kuruludur.”
Mesela Fransa’da çocuğuna Türkçe öğretmek isteyen bir annenin mücadelesini düşünün. Almanya’da kimlik kartındaki “Türk” yazısından ötürü geri çevrilen bir gencin üzüntüsünü hayal edin. Hollanda’da bir caminin minaresine düşman gözlerle bakanların karşısında dimdik duran bir Müslümanı aklınıza getirin.
Bu insanlar sadece bireysel mücadeleler vermiyorlar. Onlar bir toplumun varoluş savaşı veriyorlar. Vatanlarından kilometrelerce uzakta, ayakta kalma mücadelesi… Ama bu hikâyeyi sadece zorluklar yazmıyor. O hikâyede umut var. UID, işte o umudu taşıyor.
2004 yılında kurulan UID, Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) adıyla yola çıktı. Amacı, Avrupa’da yaşayan Türk vatandaşlarının sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi alanlardaki haklarını korumak ve geliştirmekti. Ancak UID, sadece Avrupa’da değil, Amerika, Avustralya ve Orta Doğu gibi bölgelerde de Türk toplumunu temsil etmeyi hedefledi. 2018 yılında yapılan yeniden yapılanma ile bu vizyonunu genişletti ve bugün Uluslararası Demokratlar Birliği (UID) adıyla anılıyor.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın UID hakkında şu sözleri, bu teşkilatın anlamını ve misyonunu özetliyor:
“Uluslararası Demokratlar Birliği, Avrupa’daki kardeşlerimizin haklarının korunması, genç kuşakların asimile olmadan topluma katılımı, siyaset, ekonomi, sivil toplum ve akademide insanlarımızın desteklenmesi gibi çok geniş bir yelpazede kıymetli faaliyetler yürütüyor. Avrupa’daki Türk diasporasının karşılaştığı sınamalar ve tehditler değiştikçe, Birliğin faaliyet sahası da genişliyor. Türk milletinin hakkını savunan, soydaşlarımızın sesini duyuran bu teşkilat, güçlü bir diaspora yapısının en önemli taşıyıcılarından biridir.”
UID, Türk milletinin haklı davasını dünyaya anlatan bir kaledir. Bir zamanlar “diaspora” kelimesi, yalnızca Ermenilerin sözde soykırım iddialarını dile getirdiği bir kavram olarak bilinirken, UID bu kavramı Türk milletinin sesi haline getirmiştir. UID, yalnızca bir davayı savunmakla kalmıyor; aynı zamanda bir milletin onurunu, gururunu, tarihini ve kimliğini koruma mücadelesi veriyor.
UID, seçim süreçlerinde yalnızca bir teşkilat değil, demokrasinin ve vatan sevgisinin kalbi oluyor. Fransa’da, gönüllüler sabahlara kadar sandık başında, uykularından ve huzurlarından fedakârlık ederek oyların güvenliğini sağlıyor. Almanya’da, saldırılara rağmen sandıkları terk etmeyen UID üyeleri, vatan sevgisini cesaretle harmanlıyor. Avustralya’da, bir oy için binlerce kilometre yol kat eden gönüllüler, Türk milletinin diasporadaki gücünü ve kararlılığını gösteriyor.
Son genel seçimlerde, yurt dışındaki oyların ne kadar önemli ve belirleyici bir rol oynadığını hep birlikte şahit olduk. Diasporadaki vatandaşlarımızın kullandığı her bir oy, yalnızca sandıklara düşen bir tercih değil, aynı zamanda vatan sevgisinin ve demokrasinin uluslararası bir tezahürüydü. Bu süreç, yurt dışında yaşayan Türklerin vatanlarına olan bağlılığını ve demokrasiye olan katkılarını bir kez daha gözler önüne serdi.
İşte size UID’nin omuzladığı bir başka sorumluluk daha,
Koruyucu aile hizmeti, vatanından uzakta kimliklerini koruma mücadelesi veren çocuklarımıza uzanan şefkatli bir eldir. Bu hizmet, her bir çocuğun yalnızca bir birey değil, aynı zamanda Türk milletinin yarınlarına emanet olduğunu bilen yüreklerin fedakârlıkla oluşturduğu bir sevgi zinciridir. Ailelerinden uzak kalan çocuklarımız, UID sayesinde milli ve manevi değerlerimizin ışığında büyüyerek kültürel köklerine tutunma şansı buluyor. Bu hizmet, diasporadaki her bir çocuğumuzu asimilasyonun karanlığından koruyan, onları geleceğe umutla taşıyan bir yuvadır. UID’nin koruyucu aileleri, sadece çocuklarımızı değil, aynı zamanda milletimizin onurunu da sahipleniyor.
Geçtiğimiz günlerde (24-28 ARALIK) İstanbul’da düzenlenen UID Çalıştayı, bu teşkilatın yıllardır sürdürdüğü fedakârlıkların taçlandığı bir organizasyon oldu. Dünyanın dört bir yanından gelen UID gönüllüleri, bilgi ve tecrübelerini paylaşmakla kalmadı; UID’nin gerçek bir aile olduğunu bir kez daha gösterdi.
Başta Sayın Genel Başkanımız Kenan Aslan olmak üzere UID’nin lider kadrosu, teşkilatı her geçen gün daha ileri taşımak için örnek bir vizyon sergiliyor. Çalıştayda Sayın Aslan ve ekibinin titiz çalışmaları bir kez daha kendini gösterdi. Detaylara verilen önem, misafirlerin konforu ve geleceğe yönelik güçlü adımları planlama vizyonu, UID’nin arkasındaki bu lider kadronun başarısının tesadüf olmadığını açıkça ortaya koyuyor.
UID’nin geleceği, gençlik ve kadın kollarında saklıdır. Gençlik kolları, Türk gençlerini milli ve manevi değerlerle yetiştirmek için çaba sarf ederken; kadın kolları ise Türk aile yapısını güçlendirmek, toplumdaki kadınların rolünü artırmak ve her iki dünyayı bir araya getiren projeler üretmek için çalışmaktadır.
Bu gençler, UID sayesinde yalnızca kimliklerini korumuyor; aynı zamanda yeni bir Türk diasporası inşa ediyor. Kadınlar ise bu teşkilatın en güçlü yapı taşlarından biridir. Onların projeleri, Türk toplumunu sadece güçlü değil; daha umutlu bir geleceğe taşıyor.
Bugün UID sadece Avrupa’da değil, Amerika’dan Avustralya’ya, Kafkaslardan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne kadar, Türk milletinin haklı mücadelesinin sembolüdür. Bu teşkilatın çatısı altında birleşen her gönüllü, hiçbir ödül, ücret ya da teşekkür beklemeden; yalnızca Allah’ın rızası ve milletin duasıyla çalışmaktadır. UID, vatan sevgisinin yüreklere işlediği, fedakârlık ve dayanışmanın ete kemiğe büründüğü bir hikayedir.
Bu teşkilatın bir parçası olmak, yalnızca benim için değil; dünya üzerindeki her Türk için bir gurur vesilesidir. UID gönüllüleri, vatan sevgisiyle yoğrulmuş yürekleriyle yalnızca bugünü değil, Türk milletinin yarınlarını da inşa ediyor. Daha büyük başarılara hep birlikte imza atacağımıza inancım tam. Teşekkürler UID, teşekkürler vatan aşkıyla dolu fedakâr yürekler…