Aralıklı oruç, açlık ve spor
Aralıklı oruç (Intermittent fasting) üzerine yazdıklarıma gelen dönütlerde ve sorularda açlık kavramı doğal olarak odağa oturuyor. Biraz açlıktan bahsedelim.
Bu işe başlamakla ilgili önemli bir engel, o kadar aç kalamam düşüncesi. Açlıkla ve bağlantılı duygularla başa çıkamamakla ilgili endişeler var. Yapabilmenin en önemli şartı başlayabilmek. Başlayabilmenin en önemli engeli de bu.
3 tür açlık var: Alışkanlık açlığı, mide kazınması, fizyolojik açlık. Bunlardan tek tek bahsedeceğim.
Alışkanlık açlığının iki yönü var: Zihinsel alışkanlık, sosyal alışkanlık. Zihinsel olan, saati gelince Pavlov'un köpekleri gibi ağzımızın sulanması. Bunu aşmamız gerekli. Yakışmaz insana. Sosyal alışkanlık ise çok önemli. Onun üzerinde durmalı!
En temel zorluk, kendinizin ve çevrenizin yemek etrafındaki sosyal beklentilerini düzenlemek. Bunlarla az mücadele edin. Yemek saatlerinizi ve yediklerinizi, sosyal alışkanlıklarınızı mümkün olduğunca zorlamayacak şekilde ayarlamaya çalışın.
Mide kazınmasıyla nasıl başa çıkacağınızı da bulmalısınız. Mesela ben çay çok içerdim kahve neredeyse hiç içmezdim. Çayı çok azalttım. Boş mideyi buruyor çünkü. Ama sade filtre kahve yemek hissi, doygunluk hissi veriyor. Kafein probleminiz varsa başka çözümler bulmanız gerekir.
Fizyolojik açlık gerçek açlıktır. İnsan, bedeninde 10 kilo yağ taşıyorken açlık çekemez. Yağ hazırda, beden oradan çıtır çıtır yakar. Ama vitamindir, mineraldir, yemek çeşitliliğidir konularına da dikkat etmeli. Vücudunuzun ihtiyaç duyduğu şeyleri eksik etmemelisiniz.
Günümüz ortalama bir insanının sıvı tüketmesi ve mineraldir vitamindir eksiği olmaması koşuluyla fizyolojik gerçek açlık yaşaması için üç beş gün bir şey yememesi lazım. Bedenimde löp löp yağları elimle tutabiliyorsam, nasıl açlık mümkün olsun ki?
Sıkça sorulan bir konu da egzersiz. Ben 'spor'a karşıyım :) Yani spor yapıyorsanız, meraklı olduğunuz bir spor dalı varsa, ne güzel. Ona karşı değilim. Ama aslında egzersiz yapması gereken bir kişinin ağır spora yönelmesine karşıyım.
Bir kitapta, Hollanda'daki belden aşağı felçlerin altıda birinin spor kaynaklı olduğunu okumuştum. Halı sahalar malum kemik tarlası durumunda. Yağ yakacağım diye kalbe aşırı yüklenen kardiyo tipi çalışmalar da gayet riskli.
Ama egzersiz, yürümek, hareket halinde olmak çok önemli. Ben özel bir program yapmadım. Ama hafifledikçe harekete olan ilgim arttı. Yürümeyi daha çok tercih etmeye başladım. Özel bir program yapmadığım halde hareketliliğim de arttı. Zamanla Yoga’ya da yöneldim. Siz de hareketinizi sağlıklı bir şekilde artırmanın yolunu bulun.