Pax Amerıcana… Irak’a bakın, Irak’a bakın… Bir milyon insan
ölmüş, milyonlarcası yerinden yurdundan olmuş, ülke parçalanmış,
anarşi ve kaos, Şiîler Sünnileri eziyor, açlık sefalet,
güvensizlik, kaos ve anarşi…
Şehid Saddam Hüseyin de zalim idi, ancak bu kadar zalim
olamamıştı.
Pax Americana… Ferguson Ferguson… Hürriyet ve demokrasi…
Guantanamo…
IŞİD’ciler iki Amerikalının kafasını kesmiş… Anladım, vahşet ve
zulüm. Lakin beride uygarlık, demokrasi, hürriyet adına milyonlarca
Müslüman öldürülüyor.
Amerika Amerika, sen bu zulümlerin hesabını nasıl vereceksin?
İkiz Kulelerin yıkılışından sonra ABD’deki ihtida vak’aları
çoğalmış, kat kat olmuş, ya buna ne demeli?
Elbette adaletli, insaflı, vicdanlı, merhametli Amerikalılar var
ama ipler onların ellerinde değil.
Evrensel bilgelik ne diyor? Bir devlet âdil olmazsa yıkılmaya,
çökmeye mahkumdur diyor. Bu gidişle Amerika yıkılacak. Roma
imparatorluğu, Sovyetler Birliği gibi.
Yıkılacağını biliyorum da, nasıl yıkılacağını bilmiyorum.
ABD düzelir mi? Âdil, insaflı, vicdanlı olabilir mi? Çok zor.
ABD yıkılınca, parçalanınca, çökünce İsrail de yıkılacak.
Bir Endülüs Yahudilerinin rahatına bakınız, bir de Filistin
Müslümanlarının çektiklerine.
Müslüman ol, İsevî ol, Musevî ol, Allah’ın zulmü ve zalimi
sevmediğini iyi bileceksin.
Ey Siyonist Yahudiler!.. Neturei Karta hahamlarını dinleyiniz,
onlar sizi uyarıyor, büyük felaket ve kıyımdan kurtulmaya
çalışınız.
Onlar uyarıyor: Siyonist ideoloji ve İsrail devleti Tevrat’a
aykırıdır, büyük küfürdür, Filistin Filistinlilerindir…
Kur’an’a, Sünnete, Şeriata aykırı işler yapan Müslümanlar da
uyarılmıştır. Onların peşine düşen beyinsizler de büyük felaket ve
kıyıma uğrayacaktır.
Kimler mi kurtulacak?
Allaha doğru şekilde iman edenler.
Kitabullaha iman edenler.
Resulullaha (Salat ve selam olsun ona) iman edip, Sünnetine
uyanlar.
Şeriat-ı Garra-i Ahmediyyeye bağlananlar.
Allaha ihlasla ibadet edenler.
Ahlakı düzgün olanlar.
Âdiller, insaflılar.
İyi ve yararlı işler yapanlar.
Merhamet etmeyenlere merhamet edilmez.
Ey Siyonistler, ey kayıtsız şartsız Siyonistleri destekleyenler, ey
Siyonist Evangelistler!.. Ne olduk demeyin, ne olacağız deyin.
1941’de Hitler ne kadar muzaffer ve şendi… Dört sene sonra korkunç
şekilde yanmış yıkılmış Berlin’de intihar etmişti.
Allah zalimleri, gaddarları, merhametsizleri, vicdansızları, Altın
Buzağıya tapanları, masum çocuk kadın ve ihtiyarları vahşice
katledenleri sevmez.
(İkinci Yazı)
İstanbul İslam Kültüründe
Ziyaret Âdâbı
1. Zamanımızda herkesin cep telefonu var, mutlaka birkaç gün
önceden randevu alınması gerekir.
2. Zaruret veya büyük lüzum olmadıkça aynı gün veya bir gün önceden
randevu talep edilmemelidir.
3. Ziyaret edilmek istenen zat, bir özrü dolayısıyla isteği kabul
edemezse ona düşman olunmamalı, makul karşılamalıdır.
4. Çok yakın dostlar, akraba, can ciğerler dışında çat kapı
randevusuz ziyaret olmaz, ayıptır.
5. Kerahet vakitlerinde ziyaret olmaz. Mesela öğle namazı ve öğle
yemeği vaktinde… “Yarın saat birde gelebilir miyim?” demek
yanlıştır. Ziyaret edilecek kimse kendisi “Öğleyin saat birde
teşrifinizi beklerim, birlikte yemek yeriz…” derse, hemen kabul
edilmez. Zahmet buyurmayın, bendeniz yemeğimi yer gelirim denir.
Israr ederse kabul edebilirsiniz.
6. Kapı tam saatinde çalınır, ne önce ne geç.
7. Erken geldiyseniz evin önünde (daire kapısının önünde değil)
vakti beklersiniz.
8. Kapı ziline deliler gibi zır zır zır birden fazla basmak
ayıptır, terbiyesizliktir.
9. Kapı hemen açılmazsa, biraz beklendikten sonra tekrar
basılır.
10. Kapıdan içeriye girmeden önce cep telefonu mutlaka
kapatılır.
11. Yaşça veya mevkice büyük bir kimsenin yanına girerken cep
telefonunu açık bırakmak ayıptır, terbiyesizliktir.
12. Ziyaret esnasında telefonu açık bırakmak, çalınca açıp konuşmak
çok ayıptır, ev sahibine hakarettir.
13. Yaşlı, kendisine hürmet edilen bir zattan randevu aldınız, o da
sizi kabul etti, siz arada “Efendim, tuvaleti kullanabilir miyim?”
diye sorarsanız gerçekten ayıp ve kabalık etmiş olursunuz.
14. Ziyarette, abdest de tazelenmez. Tuvalet ihtiyacı, abdest
dışarıda halledilir, öyle gelinir.
15. Nezaketli kibar medenî ziyaretçi her soruyu soramaz. Bu ev
sizin mi?.. Kiracı mısınız?.. Daireniz kaç metre karedir?.. Kaç
çocuğunuz var?..
16. İslam ahlakında evin hanımı, genç kızı ile ilgili soru
sorulmaz. Bunların bahsi bile açılmaz. Sorulursa çok ayıptır,
densizliktir.
17. Ziyaretçi masanın, sehpanın, büfenin üzerindeki hiçbir
gazeteye, dergiye, evraka, eşyaya el sürmez, dikkatle bakmaz.
18. Kibar ve nazik insanlar mütemadiyen (hiç durmadan devamlı
olarak) kendilerinden bahs etmez, ben ben ben ben de ben demez.
19. İlk defa ziyarete gelen genç ve yabancı kimseler, önceden
konuşulup tespit edilmişse ziyaret müddetini geçirmezler, vakit
dolunca izin alıp giderler. Bir vakit tâyin edilmemişse,
başlangıçta kibarca sorarlar, kendilerine ayrılan vakti öğrenirler
ve onu geçirmezler.
20. Çay, kahve veya başka meşrubat, kurabiye, meyve ikram edilirse,
teşekkür ederim, zahmet buyurdunuz derler.
21. Ev sahibi yaşlı ise, elinde ikram tepsisi olduğu halde kapıyı
açınca, genç misafir hemen kalkar ve tepsiyi elinden alır.
22. Çaylar kahveler yavaş yavaş içilir. Boğazı teneke kaplıymış
gibi bir bardak kaynar çayı kısa zamanda içmek hem ahlaka ve
terbiyeye, ham sağlığa aykırıdır.
23. Gelen çay için, bu demli olmuş, biraz açar mısınız demek ayıp
değil, çok ayıptır.
24. Yemek ikram edilirse herhangi bir yemeği beğenmemek
görgüsüzlüktür. Efendim ben bamya yemem, ben kereviz yemem, ben
pırasa yemem, ben balık yemem denilmemelidir. Bu gibi laflar hamlık
ve görgüsüzlüktür…
25. Medenî İslam terbiyesinde ayak ayak üstün atmak, laubalilik,
senli benli olmak terbiyeye aykırıdır.
26. Esnemek, kollarını ensesinin arkasında koyup gerinmek
kabalıktır.
27. Mendil lazım olursa cebinden çıkarıp kullanmalıdır. Ev
sahibinden istenmemelidir.
28. Ziyaretlere, vakit namazını kılmış olarak gelmek gerekir.
Efendim şuracıkta namazımı kılıvereyim demektense…
29. Ziyaretçi zevzeklik, gevezelik ve gerzeklik etmemelidir.
30. Ziyaret edilen şahsın ismini yanlış söylemek ona hakarettir.
Mesela Şefik bey diyeceğine Şevki bey demek.
31. Bir bilgi alacaksa, onu cep telefonuna kayd etmek yerine bir
deftere yazması doğrudur.
32. Genç veya yabancı birinin efendim bana lütfen bir kağıt ile
kalem verebilir misiniz demesi ayıptır, görgüsüzlüktür. Her medenî
insan ziyarete giderken cep defterini ve kalemini unutmaz.
33. Ziyaretçi, “Efendim lütf ettiniz bendenizi kabul buyurdunuz,
size müteşekkirim” demeli, ayrıca ikramlara da teşekkür
etmelidir.
34. Medenî, kibar, görgülü, terbiyeli, edepli, nazik insanlar
ziyaret esnasındaki konuşmalarından, hal ve etvarından belli olur.
Bir genç bir büyüğü ziyaret etti. Gittikten sonra büyük onun
hakkında “Kibar, terbiyeli ve efendi bir gençti, Cenab-ı Hak işini
rast getirsin…” dedi. Genç, ziyaret imtihanını kazanmıştır.
35. Önemli: Bir Müslüman için ziyaretçi ve misafir kutsaldır.
O(nlar) iyi karşılanmalı, kendilerine önem verilmeli, az da olsa
ikram edilmelidir. Kesinlikle kalpleri kırılmamalıdır. Kabalık
yapsalar bile yüzlerine vurulmamalı, sabr ve tahammül edilmelidir.
Arkalarından konuşulmamalı (gıybet edilmemeli), gerçekten yanlış
bir iş ettiyseler, ıslahlarına (içinden) dua edilmelidir.
Yukarıdaki maddeler İslam Osmanlı İstanbul ahlakı ile ilgilidir.
Bir de dinden kopmuşların, yabancılaşmışların, İslam karşıtlarının,
Osmanlı düşmanlarının, çağdaşların ahlakı var, onlarınki ile
karıştırılmasın.