Mübarek Ramazan ayı içerisinde, gözünü kan bürümüş işgalci İsrail’in Filistinli Müslümanlara yönelik gerçekleştirmiş olduğu harekât hakkında konuşmak istiyoruz.

İsrail’in Müslüman ülkelerin gözlerinin içine baka baka ve adeta onlarla alay edercesine özellikle sahur ve iftar vakitlerinde bombardımanda bulunması tüm Müslümanları tarifi imkânsız bir kızgınlığa ve hüzne bürümüştür. Hiç şüphesiz Müslüman ülkelerin bu konuda sessiz ve atıl kalması bizleri kahretmektedir.

İkincisi bırakın herhangi bir dine mensup insanın yapmasını, insanlık namına kendinde küçücük bir emare bulunan hiç kimsenin yapamayacağı böyle bir gaddarlık ancak canavarlık olarak tarif edilebilir.

Peygamber efendimiz bir hadis-i şeriflerinde : “Bir kötülüğü gördüğünüz zaman onu elinizle düzeltin. Şayet buna güç yetiremiyorsanız dilinizle düzeltin. Şayet buna da gücünüz yetmiyorsa kalben buğz edin. Bu ise imanın en zayıf noktasıdır"­¹ buyurmaktadır.

Hiç şüphesiz devletler mesabesinde bir sorun olan bu zulmü durdurmaya ferden bir Müslümanın gücü yetmeyecektir. Bu durumda yukarıdaki hadis-i şerif devreye girmektedir. Hadis-i şerifi makro seviyede müdahale açısından düşündüğümüzde hiç şüphesiz İsrail’in bu zulmünü eli ile durduracak olan başta İslam ülkeleri olmak üzere tüm devlet liderleridir.

İsrail denilince tek başına küçücük bir ülke aklımıza gelmemelidir. Ne yazık ki başta ABD olmak üzere diğer bazı AB ülkelerinin kınamalarına bakınca -ki bu kınamalar Filistinlilere karşı yapılan kınamalardır- İsrail’in bu işte yalnız olmadığını anlamak zor olmasa gerektir. Sadece Türkiye’nin de yapacağı uyarılar tek başına yeterli olmayacaktır. Eğer mevcut idarenin bu yönde bir çabası veya çalışması varsa kesinlikle İslam ülkeleriyle bir araya gelerek güçlü bir şekilde masaya oturmakla bu zulmü durdurabilir. Aksi halde sadece kuvvetten anlayan bir ülke olan İsrail açısından tek başına bir ülkenin söyledikleri bir anlam ifade etmeyecektir. Hatta bu durum zulmünü daha da perçinlemesine dahi sebep olabilecektir.

Bu bakımdan merhum Erbakan hocanın D-8’lerinin önemini bir kez daha anlamış bulunmaktayız. Merhum Erbakan hoca ileri görüşlü bir insandı. Bugünleri yani Ortadoğu’nun cehenneme döneceğini fark etmişti. Bu cehennemi de söndürebilmenin ancak İttihadı İslam’dan geçtiğini çok iyi biliyordu. Bu sebeple bütün gayretini bu oluşumun yani D-8’lerin kurulması yolunda sarf etmiştir. Ve Allah’ın izniyle kurmayı başarmıştır. Ancak dışarıdan ve içerideki iş birlikçilerle beraber malum süreç (28 Şubat) yaşandı ve bir şekilde bunun önüne geçildi.

D-8’ler hala devam etmektedir. Ancak statiktir. Aktif hale getirmek elzemdir. İsrail’in ve diğer zalim ülkelerin zulümleri en etkili bu şekilde durdurulabilir. Yoksa kınamalarla, uyarılarla laf anlayacak bir ülke değildir İsrail. Ancak güçten, kuvvetten anlar. Zaman kısa, Müslümanları kahreden bu zulmün bir şekilde durdurulması gerekmektedir. Ferden bizlerin buğz etme, maddi yardımlar ve oradaki mazlum halka dua etmekten başka bir etkimiz yoktur.

Dili ile düzeltecek olanlar da söz sahibi olanlar, profesörler, aydınlar, kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşları, medya vb’dir. Herkes kendine düşen kareyi doldurursa Allah’ın da yardımıyla bu zulümler durdurulacaktır. Mübarek Ramazan ayında mazlum İslam ülkelerini dualarımızda unutmayalım.

Bu temennilerle herkese hayırlı Ramazanlar diliyorum. ____________ 1 Tirmizi, Fiten, 11; İbnu Mace, Fiten, 20