HİÇBİR günahını, suçunu, kabahatini O’ndan gizleyemezsin. O her şeyi görür, işitir, bilir. O, Kiramen Kâtibîn denilen iki meleğini senin iyiliklerini kötülüklerini yazmakla vazifelendirmiştir. Bunlardan kaçamazsın.

Öleceksin ve kabre gireceksin. Zamanı gelince Kıyamet kopacak, insanlar yeniden diriltilecek, Mahşer meydanında toplanacak, Büyük Mahkeme kurulacak ve hesap vereceksin. Gözlerin, dilin, kulakların, el ve ayakların şahitlik yapacak, hiçbir şeyi inkar edemeyeceksin.

Hırsızlık yaptın, dünya adaleti seni yakalayamadı. Öteki dünyada gizleyemezsin, kaçamazsın.

Haram yedin, dünyada bunun hesabını vermedin, öteki dünyada vereceksin.

Zina… Riba… Rüşvet… Yolsuzluk… İhtilâs… İrtikâb… Haram servetler… O biçim rantlar… Bunlar yüzünden dünyada rahatsız edilmedim diye fazla güvenme, kasılma, yedim de yanıma kâr kaldı sanma… Âhirette, Mahkeme-i Kübrada hepsi sorgulanacak.

Helalin hesabını vereceksin, haramın azabına çarpılacaksın.

Allahın adalet şaşmaz.

Hem dünyada ceza çekmem diye kuruntuya kapılma… Haramın, hırsızlığın, rüşvetin, saçı bitmedik yetimlerin fakirlerin haklarını yemenin acısı dünyada çıkmaya başlar. Hırsızların rüşvetçilerin soyguncuların rezilliği rüsvaylığı hep âhirete kalmaz.

Haram yemek hem dünyada, hem âhirette rezillik ve azab getirir.

Haram yollarla zengin olacaksın, her haltı yiyeceksin ve sonra lüks ve ihtişamlı bir umre yapıp Zemzemle yıkanmış gibi tertemiz döneceksin… Ne ahmak, ne salak, ne beyinsiz mahluksun sen!
Kiramen Kâtibîn meleklerinden bir kuruşun hesabını bile kaçıramazsın.

Yerim, çalar çırparım, haram yollarla zengin olurum ve bütün yaptıklarım yanıma kâr kalır… Sen bir kere değil bin kere ahmaksın…

Alavere dalavere, arazi spekülasyonları… Arsanın yüzde otuzuna bina yapılabilecekken yüzde altmışına, bina ancak sekiz katlı olabilecekken on iki kata çıkarttın ve yüklü bir komisyon aldın. Ahmak ahmak ahmak, bin kere ahmak!.. Bunun mutlaka hesabını vereceksin.

Burnundan fitil fitil gelecek… Yığdığın altınlar ve gümüşler Cehennem ateşinde kızdırılıp alnına, sırtına, böğrüne dağ yapılacak onlarla.

Sen roof restoranda haram parayla keyif çatan, dehşetli yemekler yiyen sahtekar… O haram paraların, haram yemeklerin acısı Cehennemde çıkacak.

Kurtuluş mu?.. Tek çaresi tevbe etmek ve haram servetini, sahiplerine geri vermektir. Geri veremiyorsan tasadduk etmektir. Başka çözüm yok. Bir de ihlasla denizde şehid olmak var ama o şeref, devlet sana nasip olur mu?

Yiyin efendiler yiyin… Tıksırıncaya çatlayıncaya patlayıncaya geberinceye kadar tıkının… Ateşten servetler edinin… Bu cehennemî servetlerle lüks saray yavruları, lüks sayfiye evleri, lüks binitler, lüks giysiler edinin… Beş yıldızlı içkili fuhuşlu oteller sizi kandırmaz, yedililerde konaklayın… Namuslu fakirlere tepelerden gururla kibirle istihfafla bakın…

Vakt-i merhunu gelince emanet canınız alınacak ve cesediniz iki metrelik bir çukura tıkılacak. Sonra kabir azabı… Cehennem çukurlarından bir çukur… Sonra Sûra üflenecek ve Kıyamet kopacak… Mahşer meydanı… Mahkeme-i Kübra… Hesap kitap… Hırsızların, yolsuzluk yapanların, kokuşmuşların, haram yiyenlerin mekanı ateş.

A yanasıcalar, feci şekilde yanacaksınız.

(İkinci yazı)

O GİZLİ BİR YAHUDİDİR


BU fakir kimseye iftira etmiyorum, gerçekleri yazmak iftira değildir, yalan hiç değildir.

Gerçek olduğunu, doğru olduğunu araştırmadan, tahkik etmeden, emin olmadan uluorta yazmanın en azından ayıp olduğunu bilenlerdenim.

İsmini vermeyeceğim o zat iki kimliklidir, aslen Yahudidir, Müslüman görünmektedir. Karpuz gibidir, dışı yeşil içi kıpkırmızı.

Sadece o değil ki, bu memlekette en az bir milyon Kripto Yahudi var. Bir buçuk milyon oldukları da iddia ediliyor.

Biri çıkıp sen vatandaşın iki kimlikli, biri iğreti, ötekisi asıl iki dinli olduğuna karışamazsın demesin. İki kimlikli olmak din hürriyetine aykırıdır.

Egemen azınlıklar dediğimizin çoğu böyle iki kimliklidir.

Cumhuriyetin kuruluşundan sonra Müslüman çoğunluğun ensesinde boza pişirenler böyledir.

Vesayet rejimi bunların rejimidir.

Başkalarının avukatlığını yapmasam, sadece kendi çektiklerim bile onlara karşı dikkatli olmamı, tedbirli ve ihtiyatlı olmamı gerektirir. Onlar yüzünden çok zulme uğradım, çok acılar çektim, çok mağdur oldum; mahkemelerde süründüm, zindanlarda çürüdüm, altı seneye yakın vatanımı terk etmek, gurbetlerde yaşamak zorunda kaldım, iki günlük gazetem elimden gitti.

Bu zulümleri bana tek kimlikli Müslümanlar yapmadı.

Çok şükür vatanımı, halkımı, devletimi yani Türkiyeyi seviyorum. İki kimliklilerin bunlara zarar vermesini istemem.

Ülkemi geri bırakan resmî ideoloji denilen heyula bunların eseridir.

Faşist uygulamalar bunların eseridir.

Müslüman halkın temel hak ve hürriyetlerini bunlar ayaklar altına almıştır.

Kitabına “Kahr olsun Şeriat!” başlıklı bir bölüm koyan Tekin Alp kimdir? Moiz Kohen adlı İslam düşmanı değil mi?

Onlar bu topraklarda, İsrail’den önce bir Yahudi devleti kurmak istedi.

Hayır hayır hayır !.. Ben antisemit değilim, antisiyonistim. Marksizme, Nazizme, Faşizme, Frankizme karşı olduğum gibi Siyonizme de karşıyım.

M. Kemal Paşanın ölümünden sonra fabrike edilmiş Kemalizme de karşıyım.

Çoğunluğu oluşturan Müslümanlara saygı göstermeleri şartıyla Yahudilere hiçbir şey demem. Benim dinim bana, onların dini onlara.

Gizli Yahudiler benim dinime karışmasınlar, İslama aykırı Kemalizmi bana dayatmasınlar.

Ben onların Şeriatına karışmıyorum, onlar da benim Şeriatıma karışmasın.

Hilafete karşı çıkmasınlar.

Yaptıklarına pişman olup çoğunlukla barışmak isterlerse elbette Müslümanlar onlarla barışır.

İngilterede 85 Şeriat mahkemesi açıldı, isteyen gidiyor, istemeyen gitmiyor. Bizim GY’ler böyle bir şeye razı olmaz.

Onlar halkın 75’te, yahut 50’de biri. Millî gelirden payları da bu nispette olmalıdır.

Parayı çok sevmeleri, onlara yolsuzluk yapma hakkını bahş etmez.

(Yazımın başındaki zatın ismini, kimliğini öğrenmek istiyorsanız, bendenize sormayın, internete müracaat edin, isim yazın soyadı yazın yanına Yahudi kelimesini koyun, karşınıza çıkacaktır…)