#2010KPSS
Devlet kurumlarına personel alımı amacıyla 99 yılında DMS adı altında uygulanan sınav, 2002 yılında ÖSYM tarafından hazırlanarak uygulamaya konmuştur. Bu tarihten itibaren işi gücü “Devlette nasıl kadrolaşabilirim?”, “Devleti nasıl ele geçirebilir/yönetebilirim?” olan haysiyetsiz, karaktersiz dinle imanla alakası olmayan hain çete FETÖ, ÖSYM’yi de ihmal etmemiştir. Zamanla devletin her kademesine sızan hainler; burada da ciddi anlamda kadrolaşmış, sözünü geçirecek hale gelmiştir. Haram, helal, hak, hukuk, adalet bilmeyen bu çete 2010 yılında ÖSYM’deki FETÖ elemanı M.E’yi görevlendirmiştir. M.E SIR isimli bir cihaza KPSS sorularını kopyalayarak cemaat ağabeylerine ve paralel dershanelere dağıtmıştır. İtirafçı M.E sadece bu sınavda hırsızlık olmadığını, ÖSYM tarafından yapılan bütün sınavlara ait soruların 81 ildeki cemaat dershanelerine dağıtıldığını söylemiştir.
“Amaca giden her yol mübahtır” diyen FETÖ, örgütün üyelerine sınavdan oldukça yüksek notlar aldırarak, full çektirerek her birinin yerleşmesini sağlamıştır. Hakkı ile bir yerlere gelmeye çalışan, günün büyük bölümünü ders çalışarak geçiren, dershanelere başarılı olabilmek umuduyla para veren gençler ise FETÖ’nün birinci dereceden mağduru olmuştur.
2010 KPSS’de mağdur olanların yerini FETÖ üyeleri almıştır. FETÖ ile mücadele kapsamında örgüt üyelerinin görevden alınmalarıyla beraber kadrolarda oluşan bu boşluğa mantığın, vicdanın, adaletin gerektirdiği üzere mağdurlar yerleştirilmelidir. Fetullahçı örgüt ile mücadelenin kesintisiz sürdüğünü, haksız yere kadrolaşanlara gereğinin yapıldığını görmekteyiz. FETÖ üyelerinin bu toplumdan, devlet kurumlarından ayıklanması için özen ve gayret gösteren devletimizin “FETÖ mağdurları” gerçeğini de ivedi şekilde görmesi gerekmektedir. 2010 KPSS’de soruların çalındığı kesinleşmiş ve bunu bilmeyen kalmamasına rağmen hala mağdurlara adaletin sağlanmadığını görmek bizleri üzmektedir. Hırsızın yakalandığında çaldıklarının sahibine verildiğini söyleyen KPSS mağdurları, “2010’da da bizim hakkımız çalındı, bu hakkımızı istiyoruz” diyorlar. Geç de olsa adaletin yerini bulması gerektiğini dile getiren mağdurların tek istedikleri şey “çalınan hakları”. 7 yıldır çektikleri onca sıkıntının artık çok daha büyük mağduriyetler doğurmaya başladığını sosyal medyada, TV kanallarında, yetkili kurum/kuruluşlarda defaatle dile getiren, hakları çalınan bu insanların sesini duymalı, duyurmalıyız. Bizim köşemizin, sosyal medya hesaplarımızın kapısı onlara ve haksızlığa uğrayan herkese, konjonktüre bakmadan daima açıktır…
Görüşmek dileğiyle…